Bu bölüm biraz ara bölüm gibi oldu fakat Via'yla Nix'i yazmayı seviyorum ve onları daha iyi tanımanız için bu bölümlerin gerekli olduğunu düşünüyorum.Keyifli okumalar güzeller
☘️☘️☘️
10. BÖLÜM
Odama girdiğimde saatlerce talim yapmış kadar yorgundum. Ki bu çok nadir olurdu. Kara Lejyonları Komutanı Liandick'in en zorlu talimlerinden çıktığımda bile kendimi bu kadar yorgun hissetmezdim. Üzerimdeki tamamen Zonan Etkisi'ydi. Bedenim, karşılaştığım bu yeni hislerle tıpkı bir hastalıkmış gibi savaşıyordu. Ve bu savaş bittiğinde ne olacağına dair en ufak bir fikir bile yürütemiyordum.
Başımı yerden kaldırdığımda Via'nın yatağımın üzerinde bağdaş kurmuş oturduğunu gördüm. "İyi misin," diye sordu. Yorgunluğum görülmeyecek gibi değildi.
Gözlerimi devirerek Via'nın yanına gittim ve kendimi yatağa olduğu gibi bıraktım. "Babamın tahtında oturmak bile iyi olduğumu söylemekten daha kolay." Bu doğruydu. Babam seferlere, avlara, nereye olduğunu söylemediği yerlere gittiğinde bazen o demir tahta oturmak zorunda kalırdım. Tahtta oturuyor olmak mı yoksa oradan imparatorlukla ilgili kararlar vermek mi daha kolaydı bilmiyordum ama tahtta oturuyor olmak her zaman için işkence olmuştu. Ve şimdi bu olanları yaşamaktansa popom düzleşene kadar demir koltukta oturmayı tercih ettiğime göre gerçekten iyi sayılmazdım.
Via da benim gibi uzanıp dirseğini yatağa koyarak elini başının altına destekledi. "Ne oldu? Zonan'dan hoşlanmadın mı?"
Zonan'ı gördüğüm andan itibaren midemdeki rahatsız edici hareketleri dizginlemek için elimi karnımın üzerine koyarak "Sorun da bu," diye soludum. "Hoşlandım." Via'nın benimle uğraşacağını bilsem de daha fazla içimde tutabileceğimi sanmıyordum. Biriyle konuşmaya ihtiyacım vardı.
Via'dan beklediğim tepki gelmediğinde epey şaşırdım. "Hoşlanman neden bir sorun olsun, Nix?" Sabahki sinir bozucu afacanlığını sonunda bir kenara bırakmış gibiydi. Rahibe Darisa'nın aslında ondan ne istediğini anlamış gibi görünüyordu. Tek yapması gereken bu süreçte bana biraz olsun destek olmaktı. Via gibi değil, Livivia gibi davranmaktı.
Başımı çevirip ona baktım. "Bilmiyorum, Via."
Yüzünde anlayışlı bir tebessüm belirdi. "Ben biliyorum," dediğinde kaşlarım soru sorarcasına havaya kalktı. "Hayatının hiçbir anında aklına bile gelmeyen bir adamla dün evleneceğini öğrendin, bebeğim. Şimdi o adam burada ve onun hiç de önyargıyı hak etmeyen biri olduğunu gördün."
Via'nın söylediği ilk cümleyi tamamen es geçtim. Evet, hayatımın hiçbir anında aklıma gelmemişti (!). "Onun önyargıyı hak etmediğini nereden biliyorsun ki?"
Derin bir nefes verdi. Yeşil saçlarını bugün sıkı sıkı topladığı için gözlerinin kenarı sivrilmişti. "Zonan'ı senden daha iyi tanıyorum. Evet, onunla evlenmek istememeni çok iyi anlayabiliyorum çünkü ona karşı, daha doğrusu krallığına karşı okuduğun bir takım şeylerden etkilendin-"
Sözünü kestim. "Sadece okuduğum şeyler değil. Evlenmek önümüzdeki on yıl içinde gündemimde bile yoktu ve-"
"Ve hiç tanımadığın bir adamın kocan olacağını öğrendin," diyerek cümlemi tamamladı. "Seni gerçekten çok iyi anlıyorum, Nix. Ayrıca bana kendini açıklaman da gerekmez. Onunla evlenmek istemiyorsan bunu engellemek için her şeyi yaparım ama bil ki işe yaramayabilir ve çabalarımız sonuçsuz kalırsa, seni umutlandırdığımız için daha çok üzülürsün."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİLERİN ŞARKISI
FantasiIŞIĞIN ALEVİ SERİSİ 1. KİTAP "Nixavis, 11 krallığa hükmeden imparatorluğun prensesi ve tahtın gelecekteki varisiydi. Annesinin ölümünün ardından tek sarıldığı kardeşi Via ile denizin ortasındaki adada, büyük sarayda yaşıyordu. 21 yaşına geldiğinde t...