38. Bölüm

11.5K 838 0
                                    





Bu bölümü çoook seviyoruumm 🥰

Keyifli okumalar 😘

☘️☘️☘️




38. BÖLÜM


Saatlerce küvetin içinde kalıp düşündüm. Ama ne düşündüğümü bilmiyordum. Nasıl hissettiğim konusunda hiçbir fikrim yoktu. Bedenim sıcak suyun altında bile soğukta kalmış gibi titriyordu. Hiç tahmin etmediğim şekilde gelişen bugünkü her şey, içimde ilmek ilmek bir şeyleri koparmıştı. Sanki artık hiç mutlu olamayacakmışım gibi. İçimde uzun, derin, erguvani bir boşluk vardı. Kanlı. Bitkin. Ve ölü.

Derin bir nefes verip kendime olmam gereken yeri hatırlattım. Kendimi bırakmak için doğru zaman değildi.

Sudan çıkıp hızla kurulandım ve beyaz geceliğimi giydikten sonra üstüme kaftanımı geçirip odadan çıktım. Babam ve özellikle Via, yalnız kalmak istememe saygı gösterdikleri için onlara minnettardım. Zonan dışında kimseyi görmek ve seslerini duymak istemiyordum. 

Ay ışığının aydınlattığı koridorlarda ilerleyip merdivenlerden indim ve Zonan'ın odasına geldim. Kapısında Rhi'nin iki muhafızı vardı. Biri, Via'nın hoşlandığından bir türlü emin olamadığı Astor'du. 

"Kapıyı aç," dedim, Astor'a. "Ve biri gelirse benden habersiz, benim iznim olmadan kimseyi içeri alma." 

Astor başını eğip kaldırdı. "Emredersiniz, ekselansları." 

Astor'un açtığı kapıdan içeri girdim. Buraya ilk girdiğimde Zonan, masasında meyvesini yiyor, kitabını okuyordu. Beni gördüğü için şaşkınlıktan meyveyi boğazına kaçırarak öksürük krizine girmişti. Neredeyse boğularak öleceğinden korkmuş, onu kurtarmaya çalışmıştım. Ve bugün gerçekten ölmüştü.

Gözlerimi kırpıştırıp Zonan'ın yatağına döndüm. Astor, kapıyı kapatırken küçük adımlarla Zonan'a doğru yürüdüm. Üzerinde beyaz bir gömlek vardı. Kan tortuları temizlenmişti.

Önündeki pencereden yüzüne ay ışığı vuruyordu. Evet, yaşıyordu. Derin nefesler alırken, hareket etmesini istediğim göğsü inip kalkıyordu. Dudakları mor değildi. Tekrar kırmızı bir çizgi gibi görünüyordu. Yüzüne hayat gelmişti. Hayata geri dönmüştü. Benim sayemde. Adını ve yerini bile bilmediğim o kadın sayesinde. 

Bir müddet öylece ayakta dikilip Zonan'ın güzel yüzünü ve hareket eden gövdesini izledim. İnip kalkan bir göğüs, düzenli ve sığ alınan nefesler. Hiç bu kadar güzel ve değerli olduklarını anlamamıştım. 

Bunun etkisinden gerçekten de çıkamayacakmışım gibi duruyordu.

Bugün orada, Zonan'ı hayata döndürmekle boğuşurken onun soğuk bedeniyle yapayalnız kalmak. Kimse yoktu. Zonan bile. Yalnızca bomboş bir beden.

Daha önce hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim. Güçlü olduğumu biliyordum. Onu hayata döndürmek için ne gerekiyorsa yapardım. Yapmıştım da. Ama bana destek olmasını isteyeceğim, ellerimin titrememesini sağlayacak olan kişi orada yatan bir bedenden ibaretti.

İnlememi zorla bastırarak kendimi yatağın biraz ilerisindeki sandalyeye bıraktım.

Zonan'ın uyanmasını ve onunla konuşabilmeyi istiyordum. Nerede yaralanmıştı? Onu yaralayan kişiyi görmüş müydü? Eğer görmediyse şüphelendiği biri var mıydı? Buna kim cüret edebilirdi?

Gözlerimi pencereden dışarı, ay ışığına çevirdim. Öfkeden dolup taşıyordum. Yorgun olmama rağmen bunu yapanları hâlâ öldürecek gücüm vardı. Bana hayatım boyunca unutamayacağım bu travmayı bırakan her kimse ölmek için yalvaracaktı. 

PERİLERİN ŞARKISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin