Selamlarr 🙋🏼♀️Bu bölüm Nix'in esas gücü ve özgüveni görmeniz açısından çok önemli. O yüzden yazarken çok keyif aldım ve sizin de aynı keyfi alacağınızdan eminim. Nazdo'yu zaten hangimiz seviyoruz ki 😅
Keyifli okumalar ❣️
☘️☘️☘️
11. BÖLÜM
Daha çocukken yaşadığım travmadan dolayı bu odaya yıllardır ayak basmıyordum. Hatta Nazdo'nun odasının bulunduğu koridora girmeye bile yanaşmamıştım. Şimdi burada, Nazdo'nun odasındayken tek yaptığım gözümde eski anılarım canlanmasın diye Nazdo'nun yatağına bakmamak olmuştu. Gözüm yaramaz bir çocuk gibi yatağa kaysa da kendimi dizginleyip boğazımı temizledim ve acımasız bir ifadeyle Nazdo'ya bakmaya başladım. İmparatorluk elçisi eli kolu bağlı, sandalyede korku dolu gözlerle bize bakarken öfkem giderek kabarıyor gibiydi.
Via sağ tarafımdan Rhi'ye bakarak homurdandı. "Bunun kaçırmak olmadığının farkındasın değil mi?"
Ortalarında durduğum için Rhi boynunu uzatıp sinirle soluyarak Via'ya baktı. "Söyler misin, sarayda kimseye görünmeden imparatorluk elçisini zindanlara nasıl götürmemi bekliyordun?"
Via gözlerini devirip kollarını önünde birleştirdi. Elbisesinin kolu volanlı olduğu için ince kumaş boşlukta sallanıyordu. "Erkeklerin büyü gücü olmadığını unutmuşum."
"Bana üstünlük taslama, Livivia." Araya girip ikisini de susturmak için hamle yapacakken Via buna izin vermedi.
"Sana üstünlük tasladığım yok, Baş Muhafız Lord Bey. Büyüden yoksun dünyaya geliyor oluşunuz sizin suçunuz değil ne de olsa."
"Via," diye uyarıda bulundum ama ikisi de beni duymadı.
"Çok biliyorsan kendin yapsaydın, Via! Hem beni de bu onursuz işlerinizden uzak tutmuş olurdun."
Via yüzünü buruşturup tamamen Rhesel'e döndü. "Onursuz işler mi?"
"Ne olduğunu düşünüyordun? İmparatorluk elçisini kaçırdık!"
"Yüce Işık akıl dağıtırken sen uyuya mı kalmıştın acaba!"
Tekrar araya girip "Çocuklar yeter," desem de yine beni duyan yoktu.
Rhi de Via gibi tamamen ona döndü. Arada ben olmasaydım birbirlerine saldırabilmeleri fazlasıyla mümkün olduğu için aralarında durduğuma şükrettim. "Haklısın, Via. Yüce Işık akıl dağıtırken bir tek sen uyanıktın zaten."
Via'nın yüzünde küçümseyici bir ifade belirdi. "Bu yaptığımızın inatla kaçırma olduğunu söylediğin sürece senden daha zeki olduğumu kabul etmelisin."
Rhi de kollarını önünde birleştirdi. Onun burnundan hatta kulaklarından soluduğunu neredeyse görebiliyordum. "Bu yaptığımızın ne olduğunu açıkla da bilelim, o zaman leydim. Hani her şeyi siz biliyorsunuz ya!"
"Adam kaçırmak demek bir adamı ikamet ettiği yerden alıp başka bir yere kapatmak demek." Via kollarını çözüp sandalyesinde eli kolu bağlı, ağzı kalın bir bezle örtülmüş Nazdo'yu gösterdi. Bu ikisi yüzünden neredeyse Nazdo'nun varlığını unutacaktım. "Bu adamın kaçırılmış gibi bir hali var mı?" Sesi bir anda öyle bir yükselmişti ki olduğum yerde sıçradım. Araya girmek için doğru bir zaman değildi.
"O adamın şu an özgür gibi bir hali var mı?"
Via ellerini sinirle derin bir nefes alarak iki yanına bıraktı. "Özgür olmaması kaçırıldığı anlamına gelmiyor! Ben sana kaçır, dedim. Olduğu yerde elini kolunu bağla demedim." Rhesel'in onu alıkoymasını isteyenin, Via olduğunu öğrenen Nazdo sandalyesinde biraz daha büzülerek inledi ve durumu olduğu gibi kabul ettiğini belli eden bir şekilde gözlerini yere indirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİLERİN ŞARKISI
FantasyIŞIĞIN ALEVİ SERİSİ 1. KİTAP "Nixavis, 11 krallığa hükmeden imparatorluğun prensesi ve tahtın gelecekteki varisiydi. Annesinin ölümünün ardından tek sarıldığı kardeşi Via ile denizin ortasındaki adada, büyük sarayda yaşıyordu. 21 yaşına geldiğinde t...