10:Baş Omega

820 51 12
                                    

Herkese iyi okumalar,Tolga Seyehat iyi yolculuklar diler...

-Jimin-

Gözlerimi kaşık ağrısıyla açmıştım gün başlarken.Yoongi yoktu zaten,i
şleri yoğun olduğu için karargahtan hiç çıkmıyor,ben uyurken üstünü değiştirip geri gidiyordu.İşin aslı kavgalı olduğumuz için pek
yanaşmıyorduk birbirimize.

Konuşmamız,aşmamız gereken çok sorun vardı ve Yoongi'nin çözümü sorunlardan kaçmaktı.Bana gelen kahvaltıyı reddederek,kahve istedim.İçeceğimi beklerken,bir çırpıda üstümü değiştirmeyi ihmal etmedim.

"Kahveniz geldi prensim."

Askere masaya göstererek koymasını
isteyerek derin bir nefes aldım."İyi misiniz efendim?"dedi yanıma doğru adımlarken.

"İyiyim,sağol.Taehyung buralarda mı?"

Kasıklarımda ki sızlama artıyordu.Ve yanımda tanımadığım alfa veya delta
olmadan şehrin uzağında ki şifa
haneye gitmek beni zorlardı.Bu omegalar için hep tehlikeliydi zaten,
türümüzün tek kötü özelliği buydu.

"Hayır efendim.Komutanımız kralımız ile karargahtalar.Kralımıza haber vermemi ister misiniz?"

Oflayarak kafamı iki yana salladım.Şu an Yoongi'yi görmek istemiyordum.
Asla onun kısık gözlerini,güldüğü zaman çıkan diş etlerini ve vücudu ile uyumlu yakışıklı yüzünü asla özlememiştim tamam mı?

"Gerek yok,ben kötü olursam ararım.O zaman bana Jeongguk'u çağırır mısın?"

Asker bir kaç dakika yerinde kıpırdanıp,tekrardan bana döndü.
"Onlarda yok maalesef prensim.Aşcı Hoseok ile mutfağın eksiklerini almaya gittiler."

Sinirden gözlerim dolmuştu.Ne zaman bir insana ihtiyaç duysam,yok oluyorlardı.Sarayda askerlerden başka kimse olmaması ayrıca sinir kat seviyemi en yukarıya çıkarmıştı.

"Bu ne ya?Herkes beni ve bebeğimi yanlızbırakmaya yemin etmiş gibi!Çıkabilirsin sen de,kimseyde haber etme,iyiyim ben."

"Peki prensim,nasıl istersiniz."

Asker,önümde saygı ile eğildikten sonra ihtişamlı ama içi bomboş olan odadan çıktı.Bebeğime bir şey olmasından çok korkuyordum ama, hekim ağrılarımın olacağını geçen görüşmemizde söylemişti.Ayrıca bende hekim olacaktım,bu aylarda ağrı olacağını biliyordum.Eğer ağrım dayanılmaz hâl alırsa bir askeri alıp gidecektim.Sakinleşmek adına,
karnımı tuttum,sarayın büyük holüne çıktım.

Ağrım ne azalıyor,ne çoğalıyordu.
Sadece ortada sürünmeme sebep oluyordu.Volta atıyordum,yorulunca oturuyor,ağrım baş verdikçe tekrar yürümeye başlıyordum.

"Jimin-sshi."

Duyduğum ses ile arkama döndüm.
Namjoon hyung'tu bana seslenen kişi.
Onu gördüğüme sevinmiştim ki,
utanmasam kollarına atlayacaktım.
Kötü olduğumu anlayıp,kollarımdan tuttu ve koltuğa geri oturttu.

"Sen iyi misin?Yoongi nerede?"

Sanki bu soruyu bekliyormuşcasına aktı göz yaşlarım.Bu zamana kadar güçlü durmaya çalışıyor,kendimden asla ödün vermiyordum.Ama aptal kocamı çok özlemiş,bir yandan bana söylediği sözleri maalesef kendime yedirememiştim.

"Tanrım,neler oluyor burada?Alt tarafı 1 aydır ziyarete gelmiyorum.
Kötü bir şey mi oldu Jimin?"

Namjoon hyung'un sırtımı sıvazlaması ile kendime gelmiştim.
Sadece buna ihtiyacım vardı.Bunu bana Kim krallığının kralı,abim gibi sevdiğim birisi yapıyordu. Taehyung hyung'un hakkını yiyemezdim tabiki,o da beni hep kardeşi gibi kollardı.

mühürlü delta | taekook-yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin