75.Bölüm İkinci Şans

1.4K 52 13
                                    

- Yine kavuştuk senle, bak allahın işine.. Sür şimdi benim istediğim yere gideceğiz, ikimizden birine bu dünya fazla.

Birimiz kaybedecek..

İnan bana, o ben olmayacağım Mine.


.........


Mine


- Kalk... zıkkımlan..


Gözlerimi açmak da güçlük çekiyorum. Canım çok yanıyor. Karnımın sol yanında keskin bir sancı, her nefesimde derime binlerce tiken batıyormuş gibi soğuk bir titremeyle sarsılıyor. En son arabadaydım, sonra..  

Görüntüler çığ misali beynime üşüştüler. Bıçaklandığımı hatırlayınca, titremem arttı. Nerdeyim ben, bu manyak beni nereye getirdi. Açılmamak için direnen gözlerime inat, zorda olsa açmayı başardım. Gördüklerimle paniklemeye başladım. Etrafımda hiç eşya yok, burası eskimiş binayı andırıyor. Beyaz duvarlarda anmadığım yabancı dilde boyayla yazılmış yazılar. 

Ayak ucumda görmek isteyeceğim son kişi, yüzünde tiksinç sırıtmayla, gözlerinde sonsuz nefret beni izliyor. Funda...  Karşımıza çıkacağını biliyordum, ama bu şekilde değil... Elim yaranın üstünde, bir an sadece tek bir an bu olayların kabus olabileceğini düşündüm. Gerçek olup olmadığını kendime inandırmak için, bıçağın girdiği yeri tutan elimi, cesaretimi toplayıp elimi görebileceğim kadar kaldırdım. Elimde kendi kanımı görünce, öleceğimi anladım. 

Acı içinde ölümü kabullendim. Korkmuyorum, neden korkuyum ki, her kez bir gün ölecek. Beni ölecek olmak değil de, arkamda bıraktıklarımın acısı yakıyor. Tüm hatalarıyla aşkına sığındığım bir koca, daha yaşını yeni dolduran üç günahsız yavrularım. Ben ölürsem kim bakacak onlara, o yüzden ölmemeliyim. Kendi düşüncelerimle savaşırken, uğursuz sesiyle düşüncelerimin önüne geçti funda, sesin de bariz bir kazanmanın zaferiyle, koltukları kabarmış bu anı çok beklemiş gibi, kelimelerin üstüne bastırarak konuştu.

- Biliyor musun Mine, benim asıl hedefim Hülyaydı. Sen yokken piyasada, Emirin etrafında ateş böceği misali dönüp dururdu. O ikisini her gördüğüm de nasıl hissettiğimi biliyor musun?

Hülya güzeldi, gençti... Her şeyden önce varlık içinde doğmuş havalı bir kızdı. Onunla yarışmam imkansızdı. Onu nasıl alt edeceğimi aylarca düşündüm, planlar yaptım. Sonra bir gün o da ne, benim yerime birisi onun fişini çekmiş. Bunun için sana bir teşekkür borçluyum sanırım.


Şimdiye kadar dinlediğim konuşmadan anladığım bir şey varsa, o da karşımda hastalıklı düşüncelerini övünerek anlatan bir kadın. Bir de teşekkür borçluyum demiyor mu, canımın acısı olmasa ağlanacak halime gülerdim, yalan yok. 

- Bir şey demeyecek misin?

- Teşekküre gerek yok, senin için yapmadım sonuçta. 

- Emir...


Emir derken gözlerinin hastalıklı ışıldaması içimde hoş olmayan duygular uyandırdı. Kıskançlık gibi, şu durumda bile Emiri kıskanabiliyorsam. Benimde normal olduğum söylenemez. Yine de, kocamın ismini başka bir kadının ağzından duymak, ya sesindeki tutku ya ne demeli, şuan  ayağa kalkacak gücüm olmasını ne çok isterdim. Ayağa kalkamasam da, kendimi tutamadım.

- Kocamın adını ağzına anma... İğrenç ağzına yakışmıyor. 

Göz bebeklerinde hülyalı bakışların yerine öfke aldı. Ben daha ne olduğunu anlamadan karnımın sağlam tarafına sert bir tekme, acıyla çığlık atmama neden oldu. Boş binada öfkeli sesiyle inledi..

Psikopat KocamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin