3 Bölüm Anne Kokusu

16.1K 403 6
                                    

Genç kız başını annesinin dizlerinden kaldırıp, onun gülümseyen yüzüne bakar... Tıpkı eskisi gibi ona gülümsediğini görünce kalbinin derinliklerinde tanıdık o duygu yeşerir birden. Umut..

Belki de hatırlıyordur, annesi onu.  kendisine ıslak gözlerle bakan kızı, tanımasa da, içi ısınmıştır, ara ara unutkanlığı onu zor düşürse de, buna da zamanla alışmıştır.

Ellerini karşındaki kederle bakan kızın yanaklarına götürür, yavaşça yüzünü ona yaklaştırıp, konuşur sesi bir fısıltıdan farksızdır... Minne dayanamaz, yanaklarını kavramış annesin ellerinin üstüne kendi ellerini koyar, artık gözyaşları özgürdür, tek tek o güzel yüzünden kendi yollarını bulurlar.

Sesi titrese de, gözlerini annesinin güzel  gözlerine bakarak...  

- Benim anne, kızın mine.. Hatırladın mı, beni?

Yaşlı kadın sorulan  soruyla aklı karışmıştır... Ellerini hızlı çeker kızının yüzünden, kend kendi sayıklamaya başlar...

- Hayır benim, minem küçük daha... Bu hafta onun doğum günü var. 10 yaşına girecek benim bebeğim...

Mine annesin her kelimesiyle ayrı bir yıkılır, annesinin ağzından bebeğim lafını duyunca, acıyla kapatır gözlerini biran, özlemiştir o annesinin kendisine öyle seslenmesini...

Biricik annesi ona her sarıldığında, onla her ilgilendiğin de, ''bebeğim'' diye sever.. Son birden umutlanır, belki işe yarar diye.

- Ben burdayım anne, bak 25 yaşındayım... Senin bebeğin büyüdü artık anne... 

Kadın onu anlamaz, karşısındaki kızın ağladıüını gördükçe içinde bir şeyler kopar, kızı tanımasa da, o da bir ana kuzusudur, diye düşünür gözündeki yaşları eliyle temizler, o temizledikçe yenileri gelir.

- Annen çok şanslı, senin gibi güzel bir kızı var... Ağlama artık, hadi evine git,  merak etmiştir seni... 

Mine yine eli boş oda dan gideceğini anlar, acı içinde yerinden doğrulur. Ona üzgün bakan annesinin gözlerinde yaş görmeye dayanamaz...

Sıkıca sarılır onun boynuna, annesinin kokusunu doya doya çeker ciğerlerine,  boş evine gittiğinde, içi titrer... Onun kokusuna hasret kalır mine, Selen  hanım, kendisine sarılan genç kızdan bir an şaşırsa da, minenin kokusunu alır, bu koku ona tanıdık gelir, ama çıkaramaz, onun da bebeği evinde bekliyordur şimdi, bunu düşünüp yüzünde gülümseme yerleşir, kollarındaki mineye sarılır oda...

Mine doğrulur. Gözleri artık yaştan bulanık görmeye başlar umursamaz, elleriyle annesinin melek yüzünü kavrar,

- Yine gelecem ben tamam mı, sen hiç üzülme... Anne      

 Annesinin yanağına uzun bir öpücük kondurup kapıya doğru gider, kapıyı açıp tam çıkacağı zaman, dayanamaz arkasına dönüp bakar, güzel annesi ona el salladığını görür, acıyla gülümser mine, bir gün anne sen de beni hatırlayacaksın...



..............................

Emir şirketin koltuğunda sabahlamıştır, işler karışıktır bu sıralar... Bir de o fırat itinin kendisinden çaldığı az buçuk bir para değildir? Kim bilir o paraya ne oldu, nerde yiyiyip bitirdi şerefsiz... Aklına bir den o kız geldi. Telefonunu çıkarıp bir daha baktı, güzel kız gerçekten FIratın kızı olman ne büyük şansızlık mine...

Bir karar alır emir, hiç vakit kaybetmeden telefonun dan, Kazım mı ara..

-Alo Abii..

-Kazım kızı al...

Cevapvermesini  bile beklemeden telefonu kapatır, resme bir kere daha girer telefondan,  sırıtarak gözlerinde yaptığı plan yüzünden kendini var eden kötülüğü gizleme gereği bile duymaz.. kızın resmine bakarak tek bir cümle kurar, 

- Gel bakalım mine, cehennemine gel...

Bilmez ki, zamanla o cehennemde yanacak olan kendisidir. Bu öyle bir ateş olacak gibi, bu ateşte hem mine hem de emiri geri dönüşümü olmayan olaylara gebe kalacaklar... Son pişmanlığın fayda etmediği emir zamanla anlayacak anladığın da da, çok geç olacak... Malesef....  











Psikopat KocamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin