Sürpriz

91 7 6
                                    

Benim aklım tamamen Ares'e ve onun gizemine kaymışken, kapı çaldığında birden bire koltuktan kalktım. Annem ve babam halâ oturuyorlardı, bu yüzden hızlı adımlarla yürüyüp kapıyı açtım. Üzerimdeki pijamalarım ve sabahlıklarımla çok gülünç duruyordum ama şu anda bunu önemseyemezdim. Saçımı geri ittim ve kapının arkasında kimin durduğunu görmek için gözlerimi bölerttim.

Ne?

NE?

Karşımda Ares'in alaycı suratını gördüğümde aynen böyle düşündüm. Gözlerimi bölertip, "Burada ne arıyorsun sen?" dedim. Sırıtıp arkamda duran annemle babama bakmaya çalıştı. Ben de annemler Ares'i göremesinler diye parmak ucuna kalktım, ancak işe yaramamıştı, Ares onlara seslenmişti. "Merhaba!"

Bu ne halt yiyor böyle...

Annem ve babama döndüğümde ikisinin de ayağa kalkmış, birbirlerinin kollarına çarpıyor olduklarını gördüm. Fısıldaşıyorlardı hâttâ. "Anne, baba, bir gelir misiniz?" diye rica ettiğimde ikisi de hevesle kapıya yaklaştılar. 

Annem, Ares'e daha yakından bakınca gözlerini bölertti. Sanki... Sanki onu tanıyor gibi bakmıştı.

Babamda da aynı ifade vardı, ancak annem kadar belli etmiyordu. "Merhaba, delikanlı."

Ares sırıttı ve annemle babama baktı. Ben görünmez gibiydim, kimse bana bakmıyordu. "Hestia'nın büyükannesi hastalanmış, geçmiş olsun. Sizinle bunun hakkında konuşmaya gelmiştim aslında."

Tekrar Ares'e baktığımda annemle aynı anda, "Öyle mi?" dedik. Ares sırıtıp aramızda şaşkın gözükmeyen tek kişi olan babama baktı ve, "Sizinle özel olarak konuşmam mümkün mü, efendim?" dedi. Şok içinde babamın, "Elbette," deyişini ve Ares'le giriş kapısından uzaklaşışını izledim. 

Şok olmuştum.

Burada bir dakika önce neler olmuştu böyle?

Ares. Ares evimin önünde, babamla sohbet ediyordu.

Annem ve babamla konuşacak cesareti nereden bulmuştu?

Hepsinden önemlisi, burada gerçekten ne haltlar olmuştu böyle?

Anneme baktım. "Niye öyle bakıyorsun?"

Gülümseyip kendine geldi ve bana baktı. Boş bakan gözlerinin birden birkaç anlamla dolduğunu gördüm. "Bahsettiğin çocuk bu muydu, Tia?"

Gülümsemeye çalıştım. Kalbim yerinden çıkmıştı. Çıkmıştı artık. Buna emindim. "Hı hı."

Tam bana cevap verecekken, babam ve Ares'in konuşmalarının bittiğini gördük ve ikili bize doğru yürümeye başlamışken annem de yutkunup sözünü kesti. Babam yanıma geldiğinde elini omzuma koydu ve sırıttı. "Evet," dedi. Tek kaşımı kaldırıp merakla ona baktım. "Ares sayesinde gönül rahatlığıyla  büyükannenin yanına gidebileceğiz." diye devam ettiğinde daha da stres olmuştum. Ne diyeceğini tahmin ediyordum, ama bir yandan edemiyordum da. Ailem asla, asla ama asla tanımadığım biriyle kalmama izin vermezdi. Hele de bu kişi Ares gibi yakışıklı ve hoşsa. "Üç gün boyunca burada seninle kalacak."


Beyaz GökHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin