Apologize | Hyunlix

12

Hyunjin o gün okula geldiğinde onu şaşkın çift gözler bekliyordu. Herkes şok içindeydi. Çünkü kaç gündür Hyunjin okula gelmemiş, haber bile alınamamıştı. Hyunjin ona karşı bakan insanlara kafasını bile çevirmeden en arka sıraya yerine geçip kitaplarını çıkardı.

İnsanlar sadece onun gelmesine değil görünüşüne de şaşırmıştı.

Çünkü Hyunjin saçlarını siyaha boyanmış bir şekilde gelmişti.

Yıllardır asla saçlarının rengini değiştirmemiş ya da boyamak istediğinden söz etmemişti. Ama garip bir şekilde hiç sevmediği renge, siyaha boyamıştı. Diğerleri yanına gidip soruşturmak istiyordu, fakat Hyunjin onlarla gözgöze bile gelmediği için kimse yanına gitmek için cesaret edemiyordu.

Daha sonra sınıfa Minho ve Jisung girdi. Minho moralsiz ve uykulu bir şekildeyken arka sırada olan Hyunjin'i görünce sesli bir şekilde nefesini çekip

"Hyunjin!!"

Diyip yanına hızla ilerledi. Sırtında olan çantayı sıranın üstüne bıraktı. Hyunjin'in yanına doğru oturup diğerlerine arkasını döndü. Daha sessiz bir şekilde

"Sikeyim seni! Nerelerdeydin aptal!"

"Ne kadar korktum, ne kadar seni aradım haberin var mı?"

"Ahh, kusura bakma dostum."

"Anlatsana neredeydin."

"Biraz kafamı toparladım da."

"Ohh, peki  iyisin değil mi?"

"Hiç olmadığım kadar."

Diyip imalı bir şekilde gülümsedi. Minho korktuğu ama merak ettiği o soruya yavaşça girişti.

"Eee...Şey peki abin?"

"Hâlâ burada mı?"

"Gitmiş."

"Oha ciddi misin?"

"OH BE."

Diye yanlışlıkla sesli bir şekilde kendinden geçip ayağa kalkan Minho'ya garip bakan gözlerle yerine oturdu. Felix'e nolmuştu acaba? Chris gidince Hyunjin'in haklı olduğunu ister istemez anlamıştı. Acaba ne tepki verdi diye düşünmeden edemiyordu.

Daha sonra Minho Felix'i gözleriyle aramak için arkasını döndü. Felix Hyunjin'e doğru odaklanmış ifadesiz donuk bir suratı vardı. Sonra kafasını Hyunjin'e çevirdiğinde Hyunjin ona bakmıyordu.

İçinden "Nasıl ya.." diye geçirecekken dışa vurmuş olmalı ki Hyunjin ona bakıp

"Ne nasıl?"

"Felix'le aranız ne olacak?"

"Anlamadım."

"Neyi anlamadın Hyunjin, bundan sonra ne olacak işte."

Minho'ya bakarken arkadan onu izleyen bal rengi gözleri fark etti. Onu izliyordu. Minho'yla konuşuyor gibi gözükerek biraz da sesini ona duyuracak kadar yükseltti.

"Hiç bir şey olacağı yok Minho.
Sevdim, tükendim, harcandım, kullanıldım ve akıllandım."