Not: Medyadaki sesi Hyunjin'in dilinden olan kısımda açmanızı tavsiye ediyorum. Anı yaşatıyor.
---------
Hyunjin gece üç sularında su içmek için gözlerini açmıştı. Daha doğrusu açmaya çalışmıştı. Jennie yüzünden iğrenç bir alkol içmiş hem başı ağrıyor hem de midesi bulanmıştı. Saate baktığında üç saattir uyuduğunu fark etmişti.
Karanlık odada su aramak için ayaklandı. Jen hemen yan tarafında mışıl mışıl uyuyordu. Çok sessizdi. Ayağa kalkıp ortadaki masa da olan sürahiden bir bardak su içti. Gecenin verdiği huzuru almak için küçük balkona doğru gitti. Gece kapkaranlıktı. Aynı Felix olmadığı zamanlarda hissettiği duyguları anımsatıyordu ona.
Gecede ay bile gözükmüyor, ışığıyla aydınlatmıyor gibiydi. İçi daralınca açtığı balkonun kapısını hızla kapattı.
Yerine geçecekken bir boşluk hissetti. Felix. O yatağında değildi.
Bunu daha yeni fark eden Felix dikkatle bakmaya çalıştı. Ayak uçlarıyla yürürken gözleriyle Felix'i arıyordu. Yattıkları kısımda yoktu. Dışarıda miydi? Bu saatte? Bilmediği bir şehirde?
Endişe ona kendini belli etmeye başlayınca düzgün düşünmeye karar verdi. Eğer odada olmadığına göre gittiği yerden gelmemiştir. Ya da sonradan mı gitmişti. Hiç bir şey hatırlamıyordu ki. Sadece otele geldiklerinde resepsiyon saatinin on ikiyi gösterdiğini hatırlıyordu.
Hâl böyle olunca ne yapacağını bilemeyerek lavaboya bakmaya karar vermişti. Odanın lavabosu boştu. Otelin lavabosuna gitmiş olabileceğini düşünerek uzun hırkasını üstüne atıp eliyle önünü tutarak sessizce odadan dışarı çıktı.
Hemen koridorda olan lavaboya geldiğinde bomboştu. Otel deki herkes uyuyordu. Sadece bir tane koruma kapıda bekliyordu. Işıklardan bir kaçı yanıyordu. Işık yanmayan yerleri görünce otelin içinde olma ihtimali de kaybolmuştu.
Endişe duygusu onun kalbinin ve nefesinin hızlanmasına sebebi oluyordu. Kimsenin olmadığı ana lobideki koltuğa oturarak hırkasının cebindeki telefonu aldı. Felix'e haftalar önce attığı engeli kaldırıp hiç düşünmeden telefonu çaldırdı.
"Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz."
Bir kaç kere denedikten sonra korku tüm bedenini sarmıştı. Nerdeydi bu çocuk? Eğer Seul de olsalardı bu kadar korkmazdı. Çünkü Felix aklı başında bir çocuktu sonuçta. Telefonla attığı hiç bir mesaj iletilemeyince Minho'nun odasına doğru sessizce ilerledi.
Kapıyı yavaşça açtığında Minho ve Jisung'un yatakları birleşmiş birbirlerine sarılarak uyuyor, Changbin ise iki yastıkla kulaklarını kapatmış uyuyordu.
Yavaşça Minho'nun yanına ilerleyip Minho'yu sarstı. Sessizce
"Lino"
Diyerek onu kaldırmaya çalışıyordu. Minho biraz mırıldandıktan sonra kafasında dikilen Hyunjin'i görünce yerinden sıçramıştı.
"Ananı sikm."
Damağını eline götürdükten sonra gözlerini açarak
"Napıyorsun oğlum ödüm koptu. Ne işin var burda."
"Minho ben bişey diyeceğim ya."
"Felix yok."
---------
"Her yere baktın yani eminsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Apologize | Hyunlix
Teen FictionHyunjin çocukluk arkadaşı Felix'den hoşlanıyordu. Felix ise Hyunjin'in abisinden hoşlanıyordu ve abisine yaklaşmak için Hyunjin'i kullanmıştı.. -Ama bana tüm hikayeyi anlattığında, kusacak gibi oldum... [505...] ⚠️ Kapaktaki fotoğraftan esinlenerek...