٥) Hayât.

7.9K 692 48
                                    

İçeri girerken hani derler ya,ürkek ceylan gibiydim ve böyle hissetmekten nefret ediyordum.İçeri girdikten sonra Esma'nın annesi karşıladı bizi.Türkçe'yi pek iyi bildiği söylenemez.Esma bu konuda daha iyi.Ama öylesine tatlı ve nûr yüzlü bir hanım ki.Sanki şehîd olan eşinin asilliğini yeryüzünde eşi yerine o taşıyordu.Hareketleri o kadar sakin ki.Her hareketi huzur veriyor sanki.Bir muhabbet kapısı gibi.Esma da annesine benziyor sanırım.Babasını bilmiyorum tabiki.Belki de huyları,konuşması,yürüyüşü babasına benziyor.
Esma öylesine temiz ki.Yüreğiyle,konuşmasıyla,her şeyiyle iffet kokuyor.Ona bakınca çarşafa giresim geliyor açık açık söyleyeyim.

Birlikte oturma odasında hoşbeş etmeye başladık.Bu oda gerçekten hârikulâde.Evet,sade mi sade bir oda.Çok büyük değil ama küçük de değil.İki tane büyük koltukları var.Biri bir duvar kenarında,diğeri karşısındaki duvarın kenarında.İki tane de tek kişilik koltukları var.Yanyana koymuşlar.Bizim evlerimizde oturma odasında televizyon olur genelde.Ama bu odada televizyon yok.Bu duruma çok sevindim yani.Çünkü gereksiz bir âlet.Zerre sevmiyorum.Saçma sapan programlar,diziler.Nesi güzel şu televizyonun ? Kara kutu.İnsanlar eve geldiklerinde televizyonun karşısında dinleniyoruz zannediyorlar.Peh.Beynin yorgunluktan geberiyor,haberin yok kardeşim !

Bir "ehlen ve sehlen " karşılaması annesinden.Şükrân,dedim yeniden.
İlâhiyat okuyorum ama henüz hazırlık sınıfındayım.Arapça öğreniyorum.Arap hocalarımız var.Türkçe bilmiyorlar.Duydukları kadar konuşmaya çalışıyorlar.Çok değişik bir aksan çıkıyor ortaya,gülmemek için zor tutuyorum kendimi.
Dayanamadım ve annesinin ismini sordum.
Hacer,dedi gülümseyerek.Tavrına yakışır çok güzel bir isim.Çocukları uğruna tek başına bile olsa zulme "zem,zem " diye haykırabilecek yüreğe sahip.

Sonunda oturabilmiştik koltuklara.Esma ferâcemi aldı.Kendisi de ferâcesini çıkardı ve asmaya gitti.Hacer Teyze devamlı tebessüm ediyordu bana.Ben de bir hanımefendi (!) edâsıyla gülümseyip,başımı yere eğiyordum.Esma da geldi.
-İşte evimiz,nasıl hoşuna gitti mi ?
+ Aa,evet.Çok beğendim.Sakin ve huzurlu.
-Şühedâ istersen gel benim odama geçelim.
+Tabii,olur.

Kalktık,Hacer Teyze'yi içeride bırakarak.Esma önde ben arkada,odasına doğru ilerliyoruz.Koridor biraz uzun.Esma'nın odası koridorun sonunda sol taraftaki oda.
-Buyur,dedi.
Kafamı aşağı yukarı sallayarak odaya girdim.Bir yatak,bir dolap ve bir koltuk.Yerde çok güzel,yumuşacık bir halı var.Ha,bir de Esma'nın kütüphanesi var.Beş,altı raflı.Hepsi kitap dolu.En üstteki rafta Kur'an-ı Kerîm var.Hep özenmişimdir böyle bir kütüphanem olsun.Kütüphaneye bakakaldım.Esma farketmiş olacak ki ;
- Yılların birikimi.Bir sürü kitabım var.Buraya taşımak zor oldu ama.
+ Ne kadar güzel.Hep istemişimdir ben de böyle kütüphanem olsun diye.
-İstersen,istediğin bir kitabı seçip okuyabilirsin.Yalnız hepsi Arapça.
+Ya,o zaman ben Arapça'mı geliştireyim,belki sonra isterim senden.
-Peki,öyle olsun.

Kütüphane sağ tarafımda kalıyordu.Sola döndüğüm anda yüreğim yerinden çıkacak gibi oldu.Duvarda tam üç tane tablo var.Sol üstte Mescid-i Aksâ.Sağ üstte Kubbetü's Sahra.İkisinin tam ortasının altında Filistin'den bir görüntü.
Zafer kokan şehir.Denizin gibi sen de berrak ve coşkunsun.Yaşanmaya değer yer...
Esma anlamış yine beni.
-Belki bir gün beraber gideriz,ne dersin ?
+Esma! Sana bunları Allah mı söyletiyor ?! İnşaAllah,inşaAllah !
-Hadi,gel otur artık.Ayakta kaldın.

Koltuğa oturduk.Bir an sessiz kaldık.Bazen insan böyle sessiz kalınca rahatsız olur ama ben hiç rahatsız olmadım.Esma başladı söze.
-Sanırım,sen bizim kim olduğumuzu bayağı merak ettin.
+Şey,evet.
-İsmimi biliyorsun.Soyismim al Afandi.Filistin'de doğdum,büyüdüm ben.Çocukluğum,her anım orada geçti.Tabi çocukluk dersek ona.Bombalar ortasında,bir oyuncak bebekle bile oynamadım.Sokağa istediğim zaman çıkamadım.Ne zaman çıksam,dizlerim yara olmuş bir şekilde dönerdim eve.Taş arardım kapının.Ne gördüysem onu yapıyordum işte.Düşerdim hep.
+Esma,ya...
-Bir abim var.Bir annem bir de... babam.
Yatağının yanındaki komidinde babasının fotoğrafı varmış.Aldı ve bana gösterdi.
-İşte,babam.

Şühedâ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin