ÇAMLICA GAZOZ

547 70 53
                                    

Selaaaam

Şimdi gerçekte ilk kez öğretmenliğe başlandığında, bulundukları ilde en az üç yıl kalması gerekir kişinin lakin, bu kurguda sanki bir dönem yetermiş gibi işledim.

Sonra gelip o öyle değil diye artistlik yapmayın emi patlıcanlı pandispanyalarım
( ˘ ³˘)♥️

Keyifli okumalar...



İçi içine sığmıyordu Agir'in. Sonunda Tayinini Mardin'e aldırmıştı. Bir de araya on beş tatil de giriyordu, doya doya özlem giderecekti sürmeli yariyle.

Valizine son eşyasını da tıkıp, fermuarını çekti ve yatağından indirdi. Kapının önüne gelip montunu giydi ve son bir kez, eve baktı. Artık burayla işi kalmamıştı.

Evin kapısını çekip, anahtarı da yöneticiye teslim etti.

Saatine bakarak dişlerini sıktı, dayanamıyordu. Pek yakında Mardin'de olacağını bilmek, onu kontrol edilemez bir şekilde sabırsızlaştırıyordu. Tıpkı iftara bir dakika kala o sofranın başında beklerken, dayanamayacağınızı düşündüğünüz gibi.

Gönül isterdi ki uçağa binebilseydi ancak, parasını hesaplı kullanmaya çalışıyordu. Ailesi için pek tabii, kaos dolu bir otobüs yolculuğuna da katlanabilirdi...

.
.
.

Bulunduğu tuvalette, üzerindeki kıyafeti iğrenerek çıkartıp çöpe attı ve ıslattığı bir peçeteyle bedenini silerken, istediği tek şey, bol keseli bir duştu

Yolculuk sırasında götelek veledin teki üzerine kusmuştu. Elindeki peçeteyi çöpe fırlatıp, üzerine bir badi geçirdi ve hızlıca, kötü kokulu havasız yerden çıktı.

Gözleri etrafta gezinirken, ileride dikilmiş sigara içen Mesut ağabeyi gördü. Kendisi Mahsun ağabeyinin en yakın dostuydu. Hemen onun yanına gidip selam verdi,

"Selamünaleyküm ağabey."

"Ve aleykümselam, hoşgeldin aslanım."

"Valla yolculuk pek hoş değildi."diyerek başından geçenleri anlatmaya başladı Agir. Mesut, eşyaları bagaja yerleştirirken, Agir arabaya bindi. Geleceğini bilen tek kişi Mesut'tu. Diğerlerine sürpriz olsun istiyordu. Neyse ki Mesut seve seve onu almaya gelmişti. Agir Mesut'u sever, sayardı. Diğer ağabeyi gibi görürdü onu. Eve gelinceye dek de hoş ve eğlenceli bir sohbet dönüp durmuştu.

Eve varınca onu her ne kadar içeriye davet ettiyse de, Mesut kabul etmemiş ve işi olduğunu söylemişti. Şimdi de giden arabanın ardından bakıyor ve kapısını çaldığı evin önünde bekliyordu.

Bur kez daha üst üste çaldı kapıyı,

"Hay Allah'ım, geliyorum patladın iki dakika?!"

Aralanan kapının ardından oğlunu gören kadın, tiz bir sevinç nidası bıraktı,

"Oğlum, oyyy anası kurban! Sen ne zaman geldin, niye haber etmedin evladım."

Güldü neşeyle,

"Sürpriz olsun istedim."

"E söyleseydin, güzel güzel yemekler hazırladım sana. Olmadı böyle."

"Oldu oldu, çok güzel oldu hemde. Baba evde?"

"He evde."dedi kadın kenara çekilip yolu açarken. Agir içeri geçip aynı şekilde babasına da selam verdi.

Öğrendiğine göre Zınar yine sokaklarda sürtmeye gitmiş, Mahsun ağabeyi de dükkandaydı. Neyse ki dükkan problemi çözülmüştü. Hovan, Agirden habersiz dükkanı satın almış ve kendisine verilen kira bedelini istemeyerek, Agir'e yollamıştı. Agir her ne kadar karşı çıksa da Hovan'a da hak vermişti. Onun durumu olsa o da sevdiğine yardım ederdi, üstelik durumları bu kadar kötüyken onlardan para da alamazdı.

TURNAM GİDERSEN MARDİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin