0.2

1.7K 104 41
                                    

İyi okumalar <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar <3

"Ogeday, aramıza dön kardeşim." Anıl parmaklarını şıklatarak bana seslendiğinde girdiğim transtan çıkarak gerçek dünyaya geri döndüm. Kafam oldukça doluydu. Nisayı düşünmeden kendimi alı koyamıyordum. İpeksi saçları, kısık gözleri, kusursuz burnu, incecik beli gözümün önünden gitmiyordu. Bunun yanı sıra yarımyamalak türkçesi ile kendisini anlatmaya çalışması gözüme çok tatlı gelmişti.

"Kabul etti mi isteğini?" Yan tarafımda oturan berkan'ın sorduğu soru karşısında olumsuz anlamda kafamı salladım. İsteği kabul etmemişti. Belki de daha görmemişti yoksa niye kabul etmesin? Bir kere benden hoşlanmasa telefon numarasını vermezdi.

"Bence kız seni sapık sanıyor. Hesabını nereden bulduğunu sorgulamakla meşguldür şuan." İlayda yemeğinden bir çatal alırken konuştuğunda ofladım. Hesabını berkan'ın sevgilisi lale ile küçük bir stalk yaparak bulmuştum. Voleybol oynarken ilaydayla konuşuyordu ve o sırada soy ismini öğrenmiştim. Doğal olarak Instagramda nisa Bölükbaşı olarak isim arattığım zaman birkaç hesaptan sonra ona ait olan hesabı bulmuştum.

"İlerde sevgili olursanız ayaklarıma kapanıp bana teşekkür edeceksin." Anıl konuştuğunda tek kaşımı kaldırdım.

"O niyeymiş?"

"Niyesi mi var? Topu kızın kafasına ben attım. Benim sayemde tanıştınız. Yalan mı?"

"Boş yapma, yemeğine odaklan sen." Diyerek sandalyemde geriye yaslandım. Bu herif sabrımı çok fena sınıyordu bir gün elimde kalacaktı. Bu gidişle o günler çok yakındı.

"Lan, o nisa değil mi?" Kafamı hızlıca kuzey'in işaret ettiği yöne çevirdim. Gösterdiği kişi cidden nisaydı. Yanında ki sarışın, kıvırcık saçlı kız ile gülerek sohbet ediyordu. Üstünde siyah bir şort ve beyaz crop, ayağında ise benim çoraplarıma benzeyen uzun avakodolu çorapları vardı. Bu kız benim ruh eşim olabilir miydi acaba?

"Davet etsene." Berkan koluma dirsek attığında Nisa'yı incelemeyi bırakıp el sallayarak ona doğru seslendim. Sokaktan yürüyen birkaç insan bana dönüp baktığında kendimi aptal gibi hissetmiştim. E tabi ben de durduk yere bağıran bir adam görsem dönüp bakardım.

"Ben bu kadar salak bir çocuk görmedim."

Birisinin adımı seslendiğini duyduğumda adımlarımı durdurup sesin geldiği yere döndüm. Ogeday, direkt olarak görüş alanıma girdiğinde gülmemek icin dudaklarımı birbirine bastırdım. Bana el sallıyordu. Çok komik gözüküyordu. Neredeyse ben onu göreyim diye yemek  masasının üstüne çıkacaktı. Şapşal çocuk.

"Gidelim mi?" Makbule'ye bakarak konuştuğum da birkaç saniye Ogeday'a baktı ardından bana dönerek olur anlamında omuz silkti. Fazla istekli gözükmüyordu ama beni kırmamak için kabul etmişti. Onu elinden tutarak cafeye doğru sürükledim. Cafe'nin bahçe kısmında oturan ogeday ve grubuna yaklaştığımızda gerilmiştim. Böyle gelmek doğru muydu acaba?

Summer vacation {Ognis}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin