7

1.6K 130 84
                                    

Hi, ladies!

Atlas good reading diler lady'lerine.

#7#

Boğazımın kuruduğunu hiss ediyordum. Kuruluğunu geçirmek için bir kaç kez yutkundum. Fakat olmuyordu. Su içmem gerekiyordu. Ama kalkacak halim de yoktu. Kalkmassamda sussuzluktan ölücektim. En iyisi tenbelliyi bırakmak diye düşündüm.

Yavaş yavaş gözlerimi açmaya çalıştım. İlk başta, gözlerim uzun süredir karanlığa alıştığı için açmakta zorlandım. Ama alıştıra alıştıra sonunda açmayı başardım. Karşılaştığım ilk şey beyaz bir tavandı. Bakışlarımı yavaş yavaş oda da gezdirdim.

Oda da Jungkook, annem ve babam vardı. Ve burası benim odam değildi.

Nerde olduğumu ve ne olduğunu sorgulamayı erteleyip su içmem gerekiyordu.

"Su..."

Sesim, yeni uyandığım ve uzun süredir konuşmadığımdan olsa gerek kısık ve pürüzlüydü. Bu halde olmasam sesimin ne seksi olduğunu düşünüp kendime hayranlık duyardım fakat bu haldeydim işte.

Duvara yaslanmış yeri izleyen Jungkook'un, koltukta oturup, elini alnına yaslayıp bir şeyler düşünen annemin ve son olarakta ayakta stersli bir şekilde dolaşarak arada Jungkook'a bakan babamın gözleri beni bulmuştu.

Jungkook sesimi duyar duymaz yanıma gelmiş, bir eliyle başıma destek olarak kaldırırken, diğeriylede etajerin üzerinde ki içi su dolu bardağı alıp, dudaklarıma götürmüştü.

Suyla buluşan, kurumuş boğazım sanki yıllardır suya hasretmiş gibiydi. Öyle içmiştim suyu. Bardakta ki suyu bitirmiştim. Jungkook boş bardağı dudaklarımdan ayırıp bana baktı.

"Yeterli mi?"

Kısık sesli sorusuyla başımı olumlu anlamda yavaşca sallamıştım.

Bardağı yerine koyup tekrar bana döndü. Yine aynı kısık ses tonunda bana "İyi misin?" diye sordu.

Yine aynı şekilde başımı sallayarak cevap verdim ona.

Yanımdan ayrılıp geri, az önce yaslandığı duvara doğru gitti. Yine belini duvara yaslayıp bu sefer yere bakmak yerine bana bakmaya başladı. Bakışları yorgundu nedense.

Ona bakarken bir anda aklıma en son evde bayıldığım gelmişti.

Bakışlarımı anında annemle babama çevirdim. Annem bana bakmıyordu. Ama babam gözlerini bana öyle dikmişti ki, sanki beni öldürecek gibiydi. Kan kırmızısıydı gözlerinin beyaz olması gereken kısımları.

Bakışlarımı oda da gezdirdim. Hastane odasındaydım.

Hastanedeydim.

Neden ki?

Ben hastanedeysem o zaman annem ve babam her şeyi öğrenmiş miydi? Bu yüzden mi babam bana öyle bakıyordu.

Gözlerimin dolmasını engelleyemedim. Çaresizce Jungkook'a baktım. Ona ne için baktığımı anladığını düşünüyordum. Adem elmasının hareket etmesinden ve dolan gözlerini, benimkilerden kaçırmasından almıştım ben cevabımı.

Gözlerimi Jungkook'un gözlerinden çekip karnıma indirdim ve daha sonra derin bir iç çekişle gözlerimi kapattım.

Her şey mahvolmuştu.

Mucizemi yaşatmaya çalışırken hayatımı mahv etmiştim.

Neden ki?

Daha yeni yeni kabullenmiştim onu. Onu öldürmek yerine yaşatmayı seçeli ne kadar oluyordu ki?

BABYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin