14

1.1K 97 19
                                    

Atlas good reading diler lady'm.

#14#

Hastaneden dönmüştük. Şu an evin kapısının önünde sağ kolumdan tutan Taehyung ile birlikte Min'in kapıyı açmasını bekliyorduk. Kapıyı açtı ve içeri geçmemiz için geri çekilip yol verdi bize. Taehyung ile yavaş yavaş içeri geçtik. Ben odama gideceğimizi düşünüp merdivenlere yönelmişken Taehyung kolumdan hafifce çekiştirerek yönümü değiştirmeye çalıştı.

Durup yüzüne baktığımda "Burası daha rahat Jimin. Odanda sıkılırsın. Hem klima zararlı, burası klimasız serin. Bahçeden temiz hava da geliyor." deyip, bu eve geldiğim günden beri dikkat etmediğim, bir kere bile gezmediğim koca salona hafifçe kolumdan çekiştirdi beni.

Min'in beni buraya getirdiği ilk günü hatırlıyordumda, o kadar kötüydüm ki, dediklerine kafa sallayıp, odamı sormuş ve hızla gösterdiği her hangi bir odayı seçip, gitmiştim. Kendi odam bile dikkatimi çekmemişti, sadece yatağa yığılıp, boş gözlerle tavanı izlediğimi hatırlıyorum.

Şimdi de bir kaç haftadır yaşadığım, fakat yabancısı olduğum bu evin salonuna çekişdiriliyordum kolumdan.

Taehyung'un kolumdan çekiştiren elini yavaşca ittirip, arkamızda duran bedene döndüm. Düz bir ifadeyle izliyordu beni. Gözlerimi gözlerine sabitleyip bekledim.

Neden bekledim, niye bekledim? Niye gözlerine bakıyorum? Bunun cevabı yoktu bende. Sadece bekledim.

Sanki, sanki beklemem gerekiyor, ondan onay almam gerekiyormuş gibi hissediyorum. İsteseydim eğer, beklemeden, hiç bir şey umrumda olmadan Taehyung'u bile arkamda bırakır, gider salonun istediğim yerinde otururdum.

Ama yapamıyorum. Bu, görünmez biri önümde duruyor, sıkıca kollarımdan tutup beni olduğum yere sabitleyip bana engel oluyor gibi bir şey.

Bir hiss var içimde; O izin vermezse, ben istediğim şeyi yaparsam kötü olur. Bu hiss çok garip bana göre. O kimdi ki? Beni görmezden gelen birisi. Aynı evin içinde mecbur olmadıkca muhattap olmayan, aynı zamanda karnımda büyümekte olan bebeğin babası.

Onun istemediği bir şeyi yaparsam bana bağırır mı? Bilmem. Ki bunun içinde değildi içimdeki bu garip hiss. Biliyorum. Ondan korktuğumdan değildi bu hiss. Başka bir şeydi.

Zihnime böyle işlemesi iyi bir şey mi? Sürekli böyle mi olacak? Bir şey yaparken ondan onay mı bekleyecek, izin mi isteyecektim? Bir şey yapmak istiyor, fakat sonrasından korkuyor mu olacaktım? Sonrasında beni ne bekleyecekti? Denemeden bilemezdim. Fakat, denemek istemiyorum.

Yorgunum.

Daha bu yaşımda yorgunum.

'Fazla dramatiğe bağlamak'dır bu kimine göre. Fakat her kes kendi bakış açısından en zor hayatı kendisinin yaşadığını sanıyor, kendisi tokken karnı aç olanın, kendisi en azından tutunacak bir dalı varken, kimisinin hiç bir şeyi, hiç kimsesinin olmadığını düşünmeden. En zor hayatı ben yaşıyorum, çünki bu hayatda en sevdiğim kişiyi kalbettim, çünki karnım aç, çünki yatacak yerim yok, çünki sevilmiyorum ve sair. Bunun gibi bir çok şey. Bunlar bile bazı gerçekten de zor hayatların yanında hiç bir şey.

Öyle hayatlar var ki, dışardan bakıp ben onun yerinde olsam dayanamazdım, yapamazdım diyoruz. Bazen de yaşayamazdım.

Her kes kendi hayatını yaşıyor; kendi derdi, kendi sevinci, kendi öfkesi, kendi kararları, kendi yanlış ya da doğru seçimleri ve hataları ile.

Bu yüzdendir hastanedeyken, arabadayken açık olan zihnimle şunu düşündüm; ben yaptım, çocuğum, hata ya da yanlış kimine göre. Fakat benim hayatım. Zor, yorgun ve çocuk olan hayatım. Aynı zamanda da etrafımda olan insanlara rağmen yalnız. Hayatımı, ya da beni birilerinin sorgulaması, bu birilerinin ailem olması çok yorucu.

BABYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin