Bölüm şarkıları;
Ahmet Kaya - Beni Vur
Nil Karaibrahimgil - Benden Sana
Pinhani, Kalben - İyi Değilim BenYeni bölüm çok uzun sürdüğü için sizlerden özür diliyorum. Herkese toplu bir cevap veremedim ki birkaç yorumun bildirimi gelmemiş çok sonra gördüm. Sizden tek ricam kitabı bırakmamanız... Belki şımarıklık bilmiyorum ama emin olun keyfi yazmamazlık yapmadım... Anlayışınız için şimdiden teşekkürler.
Oy sınırı: 145 Yorum sınırı: 150
Umarım eksilmemişizdir.
İyi okumalar.Tarih ve saat bırakma köşesi...
🌊
Sabah kalktığımda Baran odada değildi. Bu benim işime gelen durumlardan biriydi. Dünden sonra onunla yüz yüze gelmek istemiyordum.
Anlaşmamız vardı... Açıkça imzalarımız...Zeynepten öğrendiğim kadarıyla çiftliğe geçmişti ki Alpaslan arayıp bana 'Çiflikteyim Gökhangilin yanında abim yok. Alayım seni?' demişti. Bu kadar yalan söylemesine gerek yoktu.
Her şey bir oyundan ibaretti ve sorun sadece benim fazla kaptırmış olmamdı. Ne Alp benim kardeşimdi ne de Gökahngil benim arkadaşım... Ne biz aşık bir çifttik ne de birbirimize karşı dürüst bir arkadaş...
İçten içe aslında bildiğim gerçekleri neden geri plana atmıştım?
Sözleşmemiz vardı... Ve şu an evliliği bitirme hakkına sahiptim. Yalan söylemesinden veya Lara ile gitmesinden dolayı değildi... Rencide edilmemden dolayıydı. Kuzenleri, arkadaşları gözümün içine bakarken hâlâ düşen alyansı almam kendime yaptığım bir ihanetti.
Kalbime birinin yerleşebilme ihtimalini düşünmem ise anılarıma yaptığım en büyük ihanetlerden biriydi...
Kerem'in kalbini kırmış mıydım? Kerem bir ölü... Ölü diye anma onu!
Ben hayatım boyunca sadece bir insana güvenmiştim. O da artık yanımda değildi...
Gökyüzü bakışlı diyerek gökyüzüne gitmişti... Ölümü fazla anıyordu. Sebebi bir şeyi 40 kere söylemesinden dolayı mıydı? Yoksa onu koruyamamış olmamdan kaynaklı mıydı?
Ben sevilmiştim. Demesine gerek yoktu. Ben iliklerime kadar sevilmiştim. Sevilmekten öte ben güvenmiştim. Ben, nefes almayı öğrenmiştim... Şu an o yüzden mi nefessiz kalmıştım?
Aynadaki yansımama baktım. Mor olan göz altlarıma... Ne olursa olsun verdiğim iki kiloya... Yıpranmış saçlarıma...
Günler... Haftalar... Aylar... Yıllar geçmişti. Kerem ölmüştü ve ben yaşayan taraf olmuştum. Onunla birlikte mutlu olabilmemin cezası mıydı bu?
Mevsimler değişmiş... İnsanlar gelip geçmişti ama ben hâlâ o banktaydım. Kendimi neden kandırma gereği hissetmiştim?
Benim bir ailem yoktu. Beni tetikleyen insanların beni umursuyor olması mıydı? Ya da aile ortamı görüp özenmem miydi?
Siz hiç küçük bir kız çocuğunu kıskandınız mı? Bu ayıp değil, günah hiç değil.
20 yaşındaydım... Çocuk parkında bir bankta oturuyordum. Aklımda bir adamın iğrenç kahkahası... Bedenimde bir adamın elleri... Kalbimde serserinin iki yıldır hayatta olmamasıyla birlikte çocukları izliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BARAN AĞA
General Fiction"Hoş kal" demiştim sadece, kırık bir ses tonuyla. "Sende, umarım hayat karşına daha iyilerini çıkarır" dediği anda dudaklarımda buruk bir gülüş var olmuştu. Kalbim söyleyemiyorken dilim söylemişti, buz kestim ama umursamadım. "Umarım, seninde" art...