Jeon Jungkook'un ağzından:
Evime vardığımızda garip bir şekilde içimde hiç bir gerginlik yoktu. Aksine içine girdiğimde huzuru hissedemediğim yerde huzuru hissediyordum. Belki bu benim kafamda kurduğum bir şeydi fakat onun kokusu etrafa yayılmış ve huzuru getirmişti sanki bana.
"Evin oldukça uzakmış, ben okulun yakınlarında bir yerlerde yaşadığını düşünmüştüm."
Başımı hafif eğdim ve elimi enseme attım. Böyle düşünmesine şaşırmamıştım çünkü haklıydı, normal bir insan olsa öyle yapardı.
"Sadece burada olmam gerekiyormuş gibi hissediyordum."
Nedenini merak ettiğini gözlerinden anlayabiliyordum fakat kafasını olumlu anlamda salladı ve hiç bir şey söylemedi. Hoş, açıklama yapmayı sevmiyordum işime gelirdi.
"Ne içersin, çay kahve.. yada süt?"
Dudaklarını büzüp tek kaşını hafifçe kaldırdı, bu haliyle ufak bebekleri andırıyordu ve içimde anlam veremediğim hisler uyandırıyordu.
"Süt, kakaolu olsun."
Hafifçe tebessüm ettim fakat bu çok kısa sürdü. Başımı olumlu anlamda salladım ve adımlarımı mutfağa yönlendirdim. Yemek yaparken lazım olduğu için evde süt vardı fakat kakaolu değildi tabii.
Bu yüzden dolaptaki sütü çıkartırken çekmeceden kakao tozunu çıkartmayıda unutmadım. Bardakları çıkartıp kendime kahve hazırlarken bir yandanda Taehyung'a kakaolu süt hazırladım.
İşim bittiğinde elimde iki bardakla salona döndüm fakat etrafıma baktığımda onu görememiştim. Kupaları masaya bırakıp başımı salonun diğer kısmına çevirdim. Oradaydı, fotoğrafların önünde öylece durmuş dikiliyordu.
Ses çıkartmadan yanına vardım ve ellerimi beline doladım. Sessiz geldiğim için fark etmemişti bu yüzden yerinde sıçradı.
"Aish.. beni öldürmek mi istiyorsun?"
Göremeyeceğini biliyordum ama yinede kafamı olumlu anlamda salladım.
"Hmm.. Hayır, bana daha lazımsın."
Gözlerini büyüttü, aynadan onu görebiliyordum ama o bunun farkında değil gibiydi. Yüzü kızardı ve dudaklarını dişlemeye başladı. Tanrım, utanınca okadar tatlı oluyordu ki onu ısırmak ve hassas tenine izlerimi bırakmak istiyordum.
"N-ne, neden lazım olacakmışım sana!"
Belindeki ellerimi tutup serbest kalmaya çalıştı, ellerimi serbest bırakıp ona izin verdiğimde yüzünü yüzüme döndü ve gözlerini gözlerime sabitledi. Bu yaptığına deli gibi pişman olduğuna emindim, neredeyse dudakları dudaklarıma değecek kadar yakınımdaydı. Nefesi nefesime karışıyor, kokusu kokumla bütünleşiyordu.
Hızlıca gözlerini kırpıştırmaya başladı, sıcak nefesimi dudaklarının üzerine bıraktım. Bundan etkilendiği belliydi çünkü hızlanan kalp atışlarını hissedebiliyordum. Bedenlerimiz birbirine değiyordu.
Beklemediğim bir anda beni göğüsümden sertçe ittiğinde afalladım ve düşmemek için geri adımladım. Bu çocuk cidden dengesizdi.
"Ö-ödevi yapıyor muyuz?"
Dudaklarımın kenarı istemsizce yukarı kıvrıldı. Ödev falan umrumda değildi, şayet benimle yaptıktan sonra hiç yapmaması daha mantıklı geliyordu.
"Taehyung, Taehyung.. bakıyorum da ilk günkü özgüvenin kaybolmuş?"
Tek kaşını kaldırıp gözlerimin içine baktı ve alayla güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Okullar | Taekook
FanfictionBir grup nefretten doğan bir grup aşk.Nefretin aşka dönüşmesini izlemek ister misiniz? Cookie:Bir daha görmek istiyorum Vante:Neyi? Cookie:Seni, ama bu sefer ben üzerinde olacağım. Vante:Ne saçmalıyorsun gerizekalı? Cookie:İsteklerimden ve olacaklar...