Alarmın sesiyle uyandım. Bugün okul vardı. Heyecanla yataktan kalktım. Beni heyecanlandıran okul değil okul sonrasıydı. Okuldan sonra dans provası vardı.
Önümüzdeki yaz sonu
'Gençler Dans Ediyor' projesi kapsamında gerçekleşecek olan dans yarışmasına katıldık. Bu yarışma için gece gündüz çalışıyoruz. Derslerle aynı anda götürmekte zorlansak da dans aşkımızla her seyi halledebileceğimize inanıyoruz. Şimdilik her şey yolunda. Umarım hep böyle gider.
Elimi yüzümü yıkayıp yatağımı düzelttim. Ardından okul formamı giydim. Kahverengi saçlarımı at kuyruğu yaptım. Perçemlerimi kulağımın arkasına yerleştirdim. Rimelimi sürdüm çantamı alıp aşağı mutfağa indim.
Babaannem kahvaltıyı çoktan hazırlamıştı bile. Ocakta sucuklu yumurtayı pişiriyordu. Hemen yanına gidip yanağından öptüm."Günaydın babaannem."
"Günaydın yavrum. Hadi geç kahvaltını yap. Yumurtanı getiriyorum. "
"Tamamdır kaptan."
Diyip kahvaltı masasına oturdum. Her zamanki gibi sofrada her şey vardı. Bir kuş sütü eksikti resmen. Çayları döküp sucuklu yumurta için masada yer açtım.
"Ellerine sağlık babaannem benim. Her şey her zamanki gibi harika."
"Afuyet bal şeker olsun yavruma. Her şeyden yedin dimi. Bak ordaki reçelden yememişsin. Dur ekmeğine süreyim."
"Saol babaannem ben sürerim sen hiç zahmet etme. Bak hep bana kızardın asıl sen tabağını bitirmemissin."
Dedim ama babaannem beni dinlemeyip ekmeğe recel sürüp bana verdi.
"Ben yavaş yavaş yiyorum yavrum senin acelen var okula gitmen lazım."
Dedi.
"Babaanne Çıkışları dans provam var hatırlatayım. Akşam yemeğine gelirim ben."
Diyip masadan kalktım. Tabağını ve barsagimi makineye koydum.
"Tamam yavrum dikkat et kendine. Allah zihin açıklığı versin okulda başarılar dilerim."
Çantamı yerden alıp kapıya doğru ilerledim.
"Tamam babaannem. Aksama görüşürüz. "
"Tamam babaanne. Aksama görüşürüz. "
Siyah spor ayakkabılarımı giydim. Okul rve yakın olduğu için yürüyerek gidiyordum.
Okula vardığımda saat 08.15 ti. Yani daha 15 dakika var. Sınıfıma çıktım. Sınıfa girdiğimde Melis, Çisem ile oturmuş dedikodu yapıyordu. Berk ile Caner de telefondan bir şeyler izliyordu. Ben de bağırarak"GÜÜÜNAAAYDIIIIIN"
dedim. Resmen hepsi korkmuştu. Onların bu haline gülmeye başladım. Yanlarına gidip hepsine sarıldım.
Caner"Sanada Günaydın prenses. Ama bir dahakinde bağırmasan sevinirim yani biz de İnsanız sonuçta biraz insaf ya."
Dedi. Onun bu sözlerine katılma edaları yükselirken ben de gülmeye başladım.
"Tamam Caner abicim. Sen yeterki iste. Daha az bağırarak Günaydın derim."
Dedim. Bu sözlerime güldü. Meşhur el tokalasma hareketimiz yaptık. Bu tokalasma hareketi bizim gruba özeldi. Bize özgü olması için zamanında çok düşünmüştük.
Berk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHŞAP KULÜBE
Teen FictionBir zamanlar Defne adında neşe dolu, etrafına mutluluk saçan bir kız yaşarmış. İstediği her şeye sahipmiş. Onu çok seven ailesi, daima yanında olan arkadaşları, hayallerini süsleyen dansı.. Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki Ailesi öldürülene kadar...