0.7

989 52 205
                                    

hiç hesapta yokken bölümümüz yine komple +18, iyi okumalaar.

aybike'yi evine bıraktıktan sonra eve geçtim dün. USB'ye bakacaktık aslında ama önemli bir işimiz olduğu için kalmıştı o olay. aybike bakmamız için ısrar etmişti ama ben kabul etmemiştim. akif atakul'un evinde ilişkiye girmiştik ve eve gidip dinlenmesi kesinlikle daha mantıklıydı.

bu akşam da annemin de evde olmaması işimizi kolaylaştırdığı için eve getirmiştim aybike'yi. USB'yi izlememiz gereken yerde ise tüm okul günü boyunca olduğu gibi tartışmaya başladık. ama kesinlikle bu sefer ben haklıydım.

"berk neden anlamak istemiyorsun? çocuk sadece iltifat etti bana."

"sadece iltifat mı? çocuk iltifat edeceğim diye içine düşecekti neredeyse aybike."

"berk abartmıyor musun biraz?"

"abartmıyorum. yok saçların doğal mı, nasıl doğal ya çok güzeller. yok gözlerinin rengi ne öyle, ilk defa bu kadar güzel bir renk görüyorum. herif seni öve öve bitiremedi. basbaya yürüdü sana, farkında mısın?"

"belki de sadece naziklik olsun diye söylemiştir onları."

"naziklik olsun diye yol falan verirsin birine aybike ya da çarptığında özür dilersin. durup milletin sevgilisini baştan aşağı övmezsin."

güldü bana, alttan alttan hoşuna gitmişti bu durum. kıskanıyordum onu evet. saçma kıskançlık triplerine girecek bir insan değildim asla. ama düpedüz aybike'me yürümesi de sakin kalmamı engelliyordu tabi. çok seviyorum onu, kaybetmekten de çok korkuyorum.

"gülme aybike."

"bu kadar kıskanç olduğunu bilmiyordum sevgilim."

"kıskanç değilim."

alaycı bakışlar attı bana, konuyu değiştirmem gerekiyordu.

"ağrın var mı? dünden sonra?"

"yok."

"güzel, o zaman devam edebiliriz."

cümlemin bitmesini bile beklemeden yatağıma çekmiştim onu. yatağa yatırıp kollarımı da yanına sabitleyerek kalkmasını engellediğimde onu öpmek için yaklaştım. hamlemi anlayarak da beni engelledi.

"dün yetmedi mi sana?"

"yetmedi. hem sen dememiş miydin güzelim senin yatağında olsaydık keşke diye? bak, yatağımdayız işte." işaret parmağımla köprücük kemiklerinde gezdim. "hem, annem de yok evde."

kalçasını okşamaya başladığımda yeniden yakınlaştım ona ama bu kadar kolay değildi aybike eren. o da yeniden durdurdu beni.

"önce kıskandığını kabul edeceksin."

"tamam kıskandım ya. benden başkası senin saçlarının, gözlerinin güzelliğini fark etsin, onlara benim olduğum gibi hayran olsun istemiyorum. o kadar güzelsin ki, bu güzelliğini başkaları da keşfedecek sana benim baktığım gibi bakacak diye ödüm kopuyor."

yumuşamıştı bakışları da. birazdan gelecek olan gülücüğün habercisi olan hafiften gözüken gamzelerden de belliydi yumuşadığı. güzel gülücüğünü de bana sunduğunda kollarını boynuma doladı.

"bana kimse senin gibi bakamaz. senin kadar güzel bakan başka biri daha yok çünkü. senin kadar güzel seven de."

burnunu burnuma sürtmesiyle de elimi beline çıkarıp sevdim hafifçe. burnunun ucuna hafif bir öpücük bıraktığımda dudaklarına yöneldim yeniden. beni sevmeyi başaran tek kişiydi o. en değerlimdi.

my dad's killer | ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin