bölümümüz +18 dir, bu kurguda ne alaka demeyin, ayber kişilerinin libidosu her kurguya yeter.
yıldıza basıp bol yorum yapmayı unutmayınn.
aybike'yle beraber okul çıkışında akif atakul'un evine geldik. eğer yakalanırsak ve neden burada olduğumuzu sorarsa da doruk'u bahane edecektim, yine.
"gel bebeğim."
aybike'yi USB'yi aramak için elinden tutup yukarı çekiştirdiğimde kıkırdamasıyla beraber duyduğum en güzel sesle duraksadım.
"ne oldu?"
kıkırdamasına karşı onun karşısında gülmeden edemeden sorduğum soruyla ela bakışlarını bana yöneltti.
"ne bileyim böyle birbirinden nefret edip sürekli atışan bir ikiliyken bir anda polisiye filmlerini aratmayan bir ikili olmamız-"
öpücüğümle kestiğim cümlesi yarıda kalmıştı güzel dudaklarında. kısa ve hızlı bir öpücük bırakıp geri çekildiğimde afallamıştı güzelim.
"küçük bir hatanız var hanımefendi. ben nefret eden taraf hiç olmadım, ben hep sırılsıklam aşık olandım sana. seni kendine saklayandım."
gülümseyip deminkine karşılık hızla dudaklarıma öpücük bırakıp afallatan taraf olmuştu. asla altta kalmıyordu ve bu özelliğine hasta oluyordum.
"alalım artık şu lanet USB'yi."
yerleri kontrol ettiğimde halının altına girmiş olduğunu fark ettim. bir insan bu kadar mı dikkatsiz olur? benim başımı yaraladığında bunu almayı unutmuş herhalde. elimdeki USB'yi zaferle havaya kaldırıp gülümsedim aybike'me.
"ee akif atakul, kendini fazla zeki görüyorsun ama bu küçük dikkatsizliğin seni hapse attırmaya yeter herhalde hm?"
aybike onaylarca gülümsediğinde aşağıdan gelen seslerle irkildik. kahretsin ki eve gelmişti o adam. aybike "şimdi ne yapacağız?" diyerek kolumu çekiştirirken de kıyafet dolabının yanındaki tek kişinin sığabileceği boşluğa çektim onu.
"burada saklanıp gitmesini bekleyeceğiz güzelim."
gayet zarif olan bedenini duvara yaslayıp görünmemek adına kendimi de iyice ona yasladığımda nefesini duyabiliyordum. daha önce de yakınlaştık evet ama bu kadar heyecanlı hissetmemiştim o zaman kendimi.
yakalanma korkusuyla ellerini omzuma yerleştirip kaslarımı sıkarken onu yatıştırmak amaçlı duvardaki küçük açıklıktan giren elimle belini okşadığımın farkında bile değildim.
diğer elimi duvara yaslayıp daha rahat bir konum aldığımda bakışları dudaklarımdaydı. en olmayacak yerdeydik belki ama bunu istiyordum.
gözlerini kapatıp bana yaklaştığında hem gizli bir yerde olmamızdan hem de anın etkisinden kaynaklı fısıldadım.
"aybike."
"hı."
belli belirsiz çıkan sesiyle bakışlarım bal dudaklarını süzerken kuruyan dudaklarımı ıslatma ihtiyacı duydum.
"çok güzelsin biliyor musun?"
istemsizce ağzımdan çıkan sözle güzel gözlerini kısmıştı.
"en son bunu dediğinde benimle dalga geçmiştin özkaya."
sesi beni fazlasıyla etkilerken o durmadı, tırnaklarını göğsümden karnıma ve kasıklarıma doğru indirmeye başladı. daha fazla dayanamayarak bileklerini arkasındaki duvara sabitlediğimde dudaklarına kapandım. hafifçe tuttuğum bileklerini benden kurtararak kollarını boynuma dolayıp bedenlerimizin bir bütün hale gelmesini sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my dad's killer | ayber
Novela Juvenilbabasının ölümünün basit bir ev kazasından daha fazlası olmasından şüphelenen berk özkaya, sevgilisi aybike ile beraber bu işin peşine düşer.