chapter 5: end of the first day

114 19 6
                                    

"İstediğimi alabileceğimi söylemiştin."

"Söylemiştim evet ama ben nereden bileyim tabanca istediğini!"

"Ne olmuş istediysem? O olmadan rahat olamıyorum."

Başımı iki yana salladım ve iç çektim. Yaklaşık iki saat önce alışverişe gelmiştik. Hava çoktan kararmış, yol kenarında bulunan mor menekşeler yolun aydınlanmasını sağlıyordu. Şimdi ise akşam yemeği yemek adına ilk göreceğimiz lokantaya girme kararı almıştık.

"Chan... Burası diğer yerde davranabileceğin bir yer gibi değil. İstediğin gibi tabanca alamazsın."

"Gördün mü?"

"Neyi?"

"Kullandığımı."

"... Eşin olacak ruh ile karşı karşıya gelmeden önce onunla ilgili bir ana tanıklık edersin. Bu herhangi bir an olabilir. Şahit olduğun şeyler ise onun nasıl bir hayatı olduğuna dair sana ön izlenim gibi bir şey olur."

"Ne gördün tam olarak?"

Bana hala yeni olan anlar sayesinde kendimi yeniden oraya gitmiş gibi hissedebiliyordum. O deli gibi yağmur sesine karışarak kendini yok eden ses, yeniden kulaklarımı çınlatmaya yetmişti.

"Seungmin?"

"Hiç tereddüt etmeden b-birisini tabancayla..."

Gözlerim yere kenetlenirken o an ile ilgili başka bir şey sormamasını umuyordum yalnızca.

"Neden yalnızca tabancayı sessiz bir şekilde söylüyorsun."

Kulağıma fısıldamasıyla şaşırmış ve birkaç adım uzaklaşmıştım Chan'dan. Yine çok yakınıma gelmişti!

"Çünkü duyan birisi bunu yanlış anlayabilir. A-Ayrıca bir anda öyle yaklaşma lütfen."

"Ne o? Utanıyor musun?"

"Hiç de bile!"

Başka bir şey söylememesiyle yanaklarımı şişirdim. Yine inanmıyordu! Utanmamıştım ki!

"Seungmin!"

Yanındakinin elini tutarak buraya doğru gelen Jisung ile gülümsemiştim. Yanındaki eşleştiği ruh olmalıydı. Chan'ın garip bakışlarından kim olduğunu anlamaya çalıştığını fark ettiğimde aynı onun bana yaptığı gibi ben de onun kulağına fısıldadım.

"Arkadaşım Jisung."

Geri çekilmem ile yüzüne minik bir tebessüm yerleştirmiş bakışlarını benden çekerek Jisung'a yönlendirmişti.

"Fazla enerjik görünüyor, şu bahsettiğin peri türlerinden Nuwai?"

Söylediği şey ile kendimi gülmekten alıkoyamamıştım. Yine de anlattıklarımı dikkatli dinlemiş olduğunu görmek mutlu ediyordu.

"Nuwai değil Naiwu. Ve evet, Jisung bir Naiwu perisi."

"Seungmin! Of, ayrıldığımızdan beri hiçbirinizi göremedim. Jeongin bile dahil buna inanabiliyor musun!? Seninle karşılaştığım için çok mutluyum şu an! Biz yemek yemeye gidiyorduk, galiba siz de gidiyorsunuz. O yüzden hadi birlikte gidelim! Hem Minho beni dinlemiyor, hıh. Sen beni dinlersin değil mi? Ben de öyle düşünüyordum!"

Daha cevap vermeye zaman bulamadan Jisung boşta kalan eliyle elimi tutmuş ve beni de beraberinde sürüklemeye başlamıştı. Bununla birlikte ben de refleks olarak Chan'ın kolundan tutmuştum. O da aynı şekilde benim kolumdan tutmuş ve beni Jisung ile kendisinin arasında bırakmıştı.

my ghost || ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin