chapter 11: complication

85 10 7
                                    

Tam tamına bir hafta geçmişti. Jisung ve Jeongin ile tanışmam, Chan ile ruh eşi olmamız... Her şey yavaş yavaş düzene oturmaya başlamıştı. Hyunjin ve Jeongin ev arayışı içinde, Felix ve Changbin hyung ise sanki her normalde çalışmış oldukları yetersizmişçesine kendilerini daha çok kaptırmışlardı çalışmalara.

Ben her ne kadar başımı kitaplara vermek istesem de tek başıma olmadığımdan dolayı yalnızca birkaç saat çalışabiliyordum. Genelde gün içerisinde ne yapacağımızı Chan'ın isteğine göre karar veriyorduk. Bazen, hatta çoğu zaman, çevreyi keşfetmek istiyordu. Elbette bu keşif ormanı dahi kapsıyordu. Zaman güzel ilerliyordu, en azından bizim için öyleydi.

"Bakın ben açık açık söylüyorum, diyorum size. Neden o ikisi beni kale bile almıyor!? En son zaten patlayacaktım artık. Minho'nun hatırına sustum. Hayır yani anlamıyorum bizim farkımız yok, olacak olsa bile kesinlikle avantajlı olanın ben olması saçmalı! Ama yok, ben kimim ki zaten! Ben hala kararımın arkasındayım. Şuracıkta ölene kadar da vazgeçmem!"

"Onlarla tartışman bile boş vakit kaybıydı hyung."

"Bak sen şuna! Ben senin için hiç susmadan, tamam belki en son susmuş olabilir ama o sayılmaz, konuşayım sen bana boş konuştun de. Hiç hoş değil, şuracıkta ölmemiş olsam da kalbimi çıt ettirdin. Küserim bak seninle, bir gün konuşmam. Yirmi dört saat beklersin!"

Jeonginler evden ayrıldıktan(!) sonra Jisung dayanamamış ve en sonunda büyük bir tartışma çıkarmıştı. Her ne kadar kimsenin onu kale almadığını söylüyor olsa da şu an onların mahallesinde büyük dedikodular dönüyordu. Büyük bir kısmı anne ve babayı kınıyor, nasıl olur da kendi öz çocuğuna böyle bir şey yapmış olduklarını düşünüyor, ve hala bu derece soğukkanlı olabildiklerini sorguluyordu.

"Jisung biraz abartmış olabilir Jeongin ama bunu sana olan sevgisinden yaptı. Üstelik ilk defa sustuğuna şahit oldum, ki bence siz bunun nedenini daha iyi bilirsiniz."

"Jeongin dedikodulardan endişe ediyor Minho hyung."

"Kalan kısım ise Jisung'un bir evlat olarak anne ve babasına karşı olan davranış biçimini kınıyordu. Fakat bu elbette onun umurunda dahi değildi. Onun için kardeşi ön plandaydı. Jeongin'in içinde olduğu bir konuda elbette kalan her şeyi geri plana atarak önceliği Jeongin'e veriyor.

"Umursamadığının farkındayım Jisung hyung fakat senin hiçbir şekilde kötü anılmanı istemiyorum."

"Sen varken neden umursayayım Jeongin? Sen benim kardeşimsin, yıllardır günlerimi beraber geçirdiğim perisin. Gündüzümüz, gecemiz birlikte geçti. Nasıl olurda onları sana tercih etmemi beklersin benden? Ya siz de bir destek çıkınsanız bana! Seungmin!

"Taraf tutmak istemiyorum ama Jisung'u tanıyanlar zaten çoktur, değil mi? O yüzden kötü anılacağını sanmıyorum. Ve yaptığı şey gayet anlaşılır bir durum. Tek yaptığı kardeşini korumak oldu."

"Bak bak, duydun mu? Son defa söylüyorum, ben o eve dönmem. Nokta. Bitirdik konuyu artık. Şimdi onu bunu boş verelim, ben acıktım. İlk günkü kafeye gidelim mi? Hem Minholar hiç gitmedi oraya. Görmüş olurlar."

Chan ile göz göze gelince istemsizce gülümsedim. Daha dün onu o kafeye götürmüş ve hayatımı değiştirmiş olan kararı nasıl verdiğimi anlatmıştım. Fakat bunları söylememize gerek yoktu. Benim için ikimizin baş başa olduğu anlar başka şeylerle karşılaştırılamazdı.

Herkes ayaklanınca arkadan tek tek göz gezdirdim hepsine. Chan, benim yanlarında durmadığımı fark etmiş ve fark ettirmeden aralarından çıkıvermişti. Jeongin'in modu düşüktü. Hyunjin elinden geleni yapsa da yeterli olmuyordu belli ki.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 15, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

my ghost || ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin