9

4.3K 239 46
                                    

Hoş geldiniz ballar. Uzatmadan gidiyorum iyi hayaller...

Beğeniler, okunma sayısı ve o mükemmel ötesi yorumlarınız için teşekkür ederim... Yorumları okumak çok zevkli neehshsken.

....

Karanlığa teslim ettiğim bedenim kahvelerini açmış ama hala gördüğü tek şey karanlık bir odada dizlerini kendine çekip oturduğum olmuştu.

Ne acı, ne hüzün, ne de yıllardır tadamadığı mutluluk duygusu. Bir kız çocuğu kocaman aileye nasıl sığamazdı. Yalan söylemekten hiç gocunmadım.

Acımadı ,acımaz, acıtamaz,dedim.
Ama bir türlü acıdı diyemedim.

Hepsi yalandı.

Kusur diye adlandırıldım acımadı dedim. Hepsi yine yalandı. Belki acıyı hissetmememin sebebi vücudumda kalacak hiç bir ize fırsat vermememdi. Ruhumun ilacı neydi peki. Koskoca ailenin kusuru olmak. Koskoca aileden kimsenin sevmediği herkesin ya kusur ya da öl diye bağırdığı çığırdığı kişi olmak. Ölümü bedenine bile sığdıramayan küçük bir kız ya da kusurun öldüremediği.

Savaşmayı bıraktığım an ölmedim. Çünkü ben onların savaşına hiç dahil olmadım.

....

Göz kapaklarıma vuran ışığa inat hala kapalı tutuyordum. Şuan hissettiğim tek şey yüzüme vuran yakıcı ışıktı. Sıcaktan nefret ediyorum. Bunu belki bin defa söyledim ama nefret ediyorum işte.

Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda  yüzüme vuran ışıkla geri kapamıştım. Bir süre daha öylece durdum. Işığın yön değiştirmesi ile gözlerimi açtım.
Bambaşka bir yerde güne uyanmak yeni aktivite her halde bana. Mükemmel. Odaya göz gezdirdiğimde demir başlıklı bir yatak ve yatağında tek gözlü bir komodin. Beyaz bir odaydı. Abis de bir siyah bir beyaz ne cins adam böyle. Karadağ ailesindeki her üye bu kadar mı farklı olur. Sol tarafta camdan bir duvar. Bahçeye göz gezdirdiğimde hava karanlıktı. Siktir 3 gün mü kalmıştı? Nefha beni kaçırdığında 4 gün kaldığını söylemişti. Hatta belki birazdan 2 güne düşecekti.
Gözlerimi üzerime çevirdiğimde üzerimde siyah bir tişört vardı. Üstümü de değiştirmişti. Fallen angel. Elbisemden dolayı üstümde sütyen yoktu. Bu yüzden ne yaptı kim bilir. Abis’i henüz tanımıyordum çünkü. Her şey olabilir dediğim adamı yatağa atçak gibi olduk orası ayrı şimdi. Karıştırma oraları da.

Ellerimde hissettiğim metal ile gözlerim yatağın başına sabitlediği ellerime gitti. Bir de beni kelepçe ile yatağa mı bağlamıştı bu Fallen angel.
Hırsla bileğime bağlanan kelepçeleri çekmeye başladım. Ne bileğimi ne bacağımı umursuyordum şuan. Esarete düşmemek için gerekiyorsa bileğimi keserdim. Zamanında yapamadığımı şimdi yapıyordum. Yatak başlığındaki kelepçenin zinciri büyük bir gürültü çıkıyordu.

Her harekete zincir ve metal yatak başlığının birine çarpma sesi tüm odayı dolduruyordu.

Zinciri normal kelepçelere göre uzundu bu yüzden hafifçe kalçamı oynatıp yatak başlığında doğru döndüm ve sol bacağımı yatak başlığına sabitledim. Zincir uzundu fakat çokta  değildi bu yüzden dizimi kırarak daya biliyordum. Bacağımdan aldığım destekle daha da hırsla hareket etmeye başladım . Bir ileri bir geri gidip geliyordum. Çıkmıyordu. Bileğim acıyor hatta biraz ezilmiş ve soyulmuştu ama öfkeme yenik düşük tüm vücudum yara bere de olsa bundan kurtulmak istiyordum. Sağ bacağımdaki yarayı unutup vurmaya başladım. Bacağımdaki sargı bezi tamamen kana bulanmıştı. Bacaklarım bükülü olarak vurmam da etkiliydi tabi acıma. Yatak başladığı gıcırdamaya başlamıştı. Tekrar vuracağım sırada aniden kapı açılması ile göz yaşlarım benden istemsiz gitmişti.

Kusurun İzi (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin