Salpan Partı Bölüm İki

149 11 6
                                    

Aylar geçti. Han'ımız, atamı da alıp savaşa gitti ve ben yine obada, zindanda kalakaldım. Ad almış olsam bile hâlâ herkesin gözünde eksik oğlandım.

-Baba, izin ver ben de sizinle geleyim.

-Olmaz Saltuk! Elin kılıç tutamaz, yayın gerilmez. N'apacaksın ha? Görünmeden erlerin bacaklarını mi hançerleyeceksin?! Bak oğul, hayata geldiğinde daha yedi dolunay olmamıştı bile... Anan sen yaşayasın diye can verdi. Ben de emanetine sahip çıkarım. Anana can borcun var Saltuk! Nefes aldırsan ancak borcunu ödersin.

-Ama baba-

-Yeter! Bir kere de olsa ata sözü dinle! Alplar, atın şunu zindana!

Zindanda kaç dolunay geçirdiğimi saymayı bırakalı çok oldu. Savaşın çoktan bitmiş olması gerekirdi. Bir terslik var. Obadan gelen gürültüyle irkildim. Geldiler diye düşündüm ama gelen sesler pek zafer sevincine benzemiyor. Korkuyorum. Çok korkuyorum ama korku, kılıçtan daha derin keser... Sakin olasın Saltuk... Gözlerimi kapadım kendime gelene kadar. Sonrasında içeri daha önce hiç görmediğim Gök renkli başlık takan alpler girdi. Aralarından en gösterişli görüneni yanaştı:

-Geldiğimiz obaya dikkatli bakın Gökmenler! Küçükçe bir baladan korkup zindana kapatmışlar!

Hepsi gülmeye başladı. Savaşı kaybettik. Kendine gelesin Saltuk, yoksa ölürsün. Konuşma...

-Adın nedir senin rehin bala?
-Saltuk...
-Saltuk... Beni iyice dinleyesin. Ben Ulu Gök Han'lığından Gökmenbaşı Boğaç. Bundan gayrı Gök'ün tamgalı malısın.

Aldılar götürdüler beni obanın hatunlarıyla birlikte... Yolda ikiye ayrıldık. Gökmenlerle ordugahta kalacakmışım artık. Bana küçük balaların bulunduğu çadırda bir döşek verdiler. Uzandım. Sessiz sessiz içime ağladım. Obam, atam, Han'ım... Hiçbiri yoktu artık. Elimi göğsüme götürdüm ve gün doğunca yapılacak gök tamgasını düşündüm. Ama ne pranga işe yarar ne kilit ne tamga; kaybetmekten, ölümden korkmayanlara... Ben de korkmayacağım!

Aradan yıllar geçti. Eksik oğlan, gözde alp oldu... Savaştan savaşa koşturup durdum. Çok kan döktüm. Beni tutsak alan Boğaç'ı alt edip yerine geçtim. Gayrı Göksaray otağımdır. Alplerden biri yanaştı bana, Alpagu Han'ın taht odasına çağırdığını söyledi. İçeri girdim. Günlerdir ağlamakta olan Ulu Ece'nin gözleri kıpkırmızıydı. Dağ'ın akgeyiği Tılsım Bike'nin gelin gelişi kara sevdalı Prenses Vera'nın kabusu olmuştu. Danışata'nınsa yüzünde güller açmakta.

-Gökmenbaşı Saltuk!

Diz vurup bağır bastım. Sonrasında ayağa kalkıp Kartalkucağına baktım. Alpagu Han bile hiç görmediğim kadar kıvançlıydı.

-Buyurasın Han'ım!

-Dağ Han'ına Tılsım Bike için hazırladığımız kalını götüresin.

-Buyruğunuz başım üstüne Han'ım.

Son zamanlarda çok fazla çapul olayı oldu. Kalının güvenliğine önem veriyor. Dikkat etmek gerekir. Normalden iki kat daha fazla alple, Kalını Dağ Han'lığına götürmek için yola çıktık. Bir süre sonra çapulcuların saldırısına uğradık. Bizden azlardı. Oklar da kalkanlarımız karşısında bir işe yaramamıştı. Kurdukları tuzak olmasaydı... Aralarından çelimsiz görüneni oldukça iyi dövüşüyordu. Etrafına kamuflaj için sardığı dallardan cinsiyeti anlaşılmıyordu. Göz göze geldik. Toprak gibiydi... Ona doğru kılıcımı savurduğumda birden gözüm karardı. Kendime geldiğimde, ortalık gökmenlerimin ve çapulcuların cesetleriyle doluydu. Kalınsa ortada yoktu. Alpagu Han beni öldürecek. Çapulculardan birinin cesedini alıp Göksaray'a gittim. Alpagu Han'ın ayaklarının dibine cesedi fırlattım.

-Saldırıya uğradık Han'ım çok fazlalardı bir tek ben sağ kalabildim lakin onlar da çok kayıp verdi. Kalan son iki kişi, kalını götürdü. Hiçbir şey yapamadım bu yüzden de hain çapulcunun cesedini sana getirdim. Bağışlayasın beni Han'ım

Alpagu Han çok öfkelendi. Kılıcını kınından çıkarıp boynuma dayadı. Danışata araya girmese taht odasından cesedim çıkardı.

-Han'ım, Saltuk'u bağışlayasın. Çapulcuların başını öldürüp sana getirmiştir. Düğün için yeni kalın hazırlanır ama çapulcular artık Saltuk sayesinde korkudan saldıramayacaktır.

Alpagu Han kılıcını kınına koyup beni taht odasından kovdu. Zaten çok yorgundum. Alpleri kontrol ettikten sonra yatağıma uzandım. Uykuya daldığımda, bir düş gördüm. Toprak gözlü çapulcu, alaca bir geyik üzerinden bana doğru gelirken durmadan ok attı ve hepsi üreğime geldi. Korkuyla uyandım.

Başka Bir Evrende Elif Haliyle DestanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin