Başka Bir Evrende Elif Haliyle Destan

Çolpan

-Batuga saraydan kaçtıktan üç bahar sonra-

        Dağ... Sonunda eski görkemli günlerine dönmek üzere...  Sonunda rahat bir nefes alabilirim. Çolpan tahtında oturuyordu. Tilbe, bağımsız boy beglerini ikna etmek amacıyla gittiğinden otağda yapayanlızdı. Son zamanlarda yaşananları düşündü. Batuga'nın saraydan kaçışı, Alpagu'nun delirmesine sebep oldu. Beter olsun. Balamir fırsattan istifade edip ülkeyi ele geçirir diye korktuğundan, anlaşmayı beş bahara uzattı. Acaba Balamir'in dilsiz bir haldeyken, beglerin gözü önünde can verdiğini bilse n'apardı?  Çolpan kıkırdadı. Son üç bahardır hiç olmadığı kadar mutluydu. On beş yıldır yanan üreği sönüyordu sanki. Yavaş yavaş... Yarası sağılıyordu.  Batuga. Yeğenim sayesinde diye geçirdi içinden. Çolpan yeğenine kızgın değildi. Kırılmamıştı da. Sonuçta babası tarafından sessizliğe mahkum edilmişti. Bir Han onu öldürmeye çalışırken, başka bir Han'a nasıl güvenebilirdi? Akkız'ı da anlıyordu ama Saltuk'u... Tüm acun ona güvenemese bile Saltuk güvenmeliydi. Bu konu Çolpan'ın gülümsemesini buruklaştırdı. Çünkü Saltuk'a hem kızgın hem de kırgındı. Eğer Çolpan'a  Batuga'nın aklı olduğunu deseydi, kaçmak zorunda kalmazlardı. Çolpan Taizu'nun hakkındamln kolaylıkla gelebilirdi. Her ne kadar bu işte parmağı olsa da, Balamir'i saraydan kaçıran Çin'di ve bunu kanıtlamak, Çolpan için o kadar da zor değildi. Sahte bir bitige inanan Alpagu, anlaşmayı uzatması karşılığında Balamir'i ona vereceğime de inanırdı. Eğer Saltuk güvenseydi... Çolpan nefes alamadı. Dışarı çıkıp kafa dağıtmaya karar verdi. Atına binerek, kurganlara gitti.