7. Bölüm: Direniş

7K 296 145
                                    

Uğraşlar ve tükenişler...

Elindeki içecekleri verilen siparişlere göre masalara götürüyor, atik ve hızlı hareket ediyor ancak dikkatli olmaya da çaba gösteriyordu Nil

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elindeki içecekleri verilen siparişlere göre masalara götürüyor, atik ve hızlı hareket ediyor ancak dikkatli olmaya da çaba gösteriyordu Nil.

Yorgunluktan bayılmak üzereydi. Buna rağmen gülümsüyor ve herkese 'afiyet olsun' demeyi ihmâl etmiyordu. Bugün inanılmaz bir yoğunluk vardı. Genelde de yoğundu kafe fakat bugün masalara yetişmekte fazlaca zorlanıyordu. Patronu kenarıda durmuş çalışanlarının verimliliğini kontrol ederken 'cimri herif' diye geçirmişti içinden. Semih Bey, deliler gibi çalışmalarını istiyor 5 dakikalık dinlenme molaları dahi gözüne batıyordu. Başka bir iş bulsa şu dakika giderdi buradan. 3 garsonun yeterli olmadığını kendi de biliyor ama 'daha fazla işçiye gerek yok' diye söylüyordu sürekli. Güneş batıp akşam olunca kafe yoğunluğu azalmıştı sonunda.

Eve gideceği için sevinmeye kalmadan bu geceki mesaide isminin yazdığını görmüştü.

Asiye Teyze'nin doğum günü için pasta almıştı, evi süslemesi gerekiyordu. İzin almak için kırk takla atsa da patronu müsaade vermemişti. Kendini motive edip sakinleştirmesi zaman almış mecburen tekrar iş başına koyulmuştu.

Bir adam girmişti mekâna. Kendine has aurası bir yana, siyah takım elbisesi, uzun boylu ve görkemli vücudu ile dikkatleri hemen üzerine çekiyordu. Zengin olduğu ayan beyan ortadaydı. Ceketinden ayakkabısına dek kaliteye bürünmüştü.

Kaya gibi sert suratı ile korkutucu görünüyordu. Onun ardından biri daha girmişti ama o gösterişli adama kıyasla  sönük kalıyordu yanında. Birşey arıyormuş gibi etrafı izliyor camdan dışarıyı gözlüyordu. Onay alınca sandalyeyi çekerek oturdu.

Kafenin önüne dikilen iki adama, geldikleri araca baktı Nil. Tehlike kokuyorlardı adeta. Bu soğuk, garip, itici adamlar tekin değildi, belliydi. Patronları Semih Bey'in tâlimatı ile koşarak masaya giden garson siparişleri alırken Nil de tezgâhın yanında durmuş merakla o masayı izliyordu.

" Organ mafyası falan mılar acaba? Ürperdim resmen."

İçecekleri hazırlayan arkadaşına dönüp başını sallayarak onayladı.

'Ben de'

Gerçekten organ mafyaları gibi görünüyordu. En azından görünüşleri o tanıma uyuyordu.

" İki kuruş bahşiş koparma ihtimâli var ya nasıl akbaba gibi üşüşür başlarına izle şimdi."

Semih Bey'e iğrenircesine bakan arkadaşına hak verse de ses çıkarmamıştı Nil. Patronları yalakanın, paragözün tekiydi.

" Ne işleri var burada? Bunlar gibi insanların lüks restoranlardan başka bir yere gideceğini düşünmezdim hiç."

Nil, Gaye'ye bakıp ellerini çırptı kendini toparlaması için. Aksi hâlde patronları görürse uzun süreli bir nasihat tüm çalışanları bekleyecekti. Nil'in de ilgisini çekmişti adamlar ancak yaşam tarzları ne kendisini ne de başkalarını ilgilendirmiyordu.

DÜŞ KAPANI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin