Hikayeme bakanlar lütfen oy kullanmayı unutmayın⭐
Keyifli Okumalar!💐Sabah kalktığım da kendimi aşırı enerjik, aşırı mutlu hissediyordum. Akşam saat 8 gibiydi randevu. Akşam yemeği organize etmişti Sevda'nın abisi. Annemgil de bilmediği için daha Bedir ile Sevdayı, onlara da arkadaşlarla buluşacağız demiştik. Yalan söylemedik ama arkadaş kısmı doğru değil tamam.
Yataktan daha çıkmamıştım uykum vardı. Dün akşam o kadar eğlenmiştik ki Bedirle eve çok yorgun gelmiştik ve ben hemen uyumuştum. Özlemişim keretayla vakit geçirmeyi. Tam tekrar uyumayı düşünüyordum ki kapım tıklandı.
"Gir" dedim biliyordum Bedirdi.
Heyecandan uyumamıştı kesin.
"Sende kimsin ? Eve nasıl girdin ? Ne istiyorsun ? " sorularını ard arda sormuştum.
Yabancı biri odamdaydı ve ben çok korkmuştum. Tam çığlık atıyordum ki ağzımı kapatıp nefessiz bıraktı beni. Bağıramıyordum, yardım dilenemiyordum. Çırpınışlarım boşunaydı."Anne" diye bağırdım bir anda.
Kan ter içinde kalmışım.
"Rüyaymış"
Bu ne biçim rüyaydı böyle. Yine kapım tıklanmıştı. Korkuyordum. Elime bir şeyler almak istedim ama yoktu.
Korka korka "gir" dedim.
Rüya içinde bir rüya daha mıydı yoksa ? Rüyanın etkisinde kalmıştım. Ben kolay kolay kötü rüya gören bir insan değilim sonuçta. Kapı açıldı, nefesimi tuttum ve gelen Bedirdi. Rahatça nefesimi bıraktım."Abla ne oldu iyi misin? Sesini duydum da geldim" dedi telaşlı telaşlı.
İyi miydim emin değildim.
Ama "evet iyiyim sadece kötü bir rüyaydı geçti" demekle yetindim.
"Sen ne yapıyorsun bu saatte saat daha sekiz?" diye bir soru yönelttim.
Aslında cevabı biliyordum ama gene de duymak istedim galiba ya da rüyanın etkisinden çıkıp kafayı dağıtmaya ihtiyacım vardı belki de."Uyuyamadım heyecandan. Gece kaç kere uyudum uyandım, baktım yatamıyorum oturdum bende" dedi gözleri heyecanlı heyecanlı.
Komodin de duran sigaradan aldı yaktı bir tane öyle dertli dertli içine çekti. Sanki bir derdi varmışta söyleyemiyormuş gibiydi. Üstüne gitmek istemedim. Gitseydim öğrenirdim ama kendi anlatsın istedim. Pozitif bir insan olsa da fazla konuşamaz, derdini anlatamazdı. Geri de uyuyamazdık oturup dertleştik.Annem bile bizi gördüğüne şaşırmıştı. Sonra hep beraber kahvaltı hazırlamıştık. Neşeli bir sabahtı. Hep böyle gidebileceğini zannetmiştim ama akşam öyle olmadı. Kahvaltı yaptıktan sonra kısa bir alışverişe çıktık akşam için.
Rena'nın "Akgül çok güzel olman lazım, az makyaj yapma biraz ağır olsun, görümce olacaksın" gibi kelimeleri vardı.
Yani anlayacağınız beni baya bunaltmıştı.Akşam için uzun bir duş alıp kendime gelmiştim. Bütün yorgunluğumu atmıştım üzerimden. Yorgun gözükmek istemiyordum, dinç gözükmek istedim. Beyaz bir elbise almıştık, üzerinde sarı sarı az ve öz papatyalar olan. Güzel duruyordu tam yaza layık bir elbiseydi. Spor ayakkabı giymek istesem de Afacan buna izin vermedi, topuğu az olan rahat bir topuklu ayakkabı aldık. Ne ağır, ne de fazla hafif bir makyaj yapıp saçlarımı düz bırakmıştım. Fön çekmeme gerek yoktu zaten düzdü ama güzel dursun diye fön çekmiştim. Hazırdım.
Bütün güzelliklere, güzelliklerin getireceği bütün felaketlere hazırdım. Bedir de çok şık olmuştu aynı damat gibi. Oda siyah bir takım giymişti, bildiğiniz siyah. Capcanlı rengi vardı. Tabi o takımın içine beyaz gömlek giyse beni daha mutlu ederdi ama inadı tuttu giymedi. Afacan işte...
Hazırdık akşam için. Emre bırakmak istemişti bizi arabasıyla.
Ben geldiğimde arabası tamirdeymiş o yüzden arabasıyla gelememiş, olsun kendisinin gelmesi bile güzel bir arkadaş olduğunu kanıtladı. Yolculuğumuzun bütünü kahkahalarla geçti. Ben yokken neler yaptıklarını anlattılar. Neler olup bitmiş hepsini söylediler. Mahallede ki dedikoducu kadınlarını geçtiklerine yemin edebilirim, onlarda yoktur o kadar bilgi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜ KRAL (TAMAMLANDI)
Teen FictionAşk sandığım azapmış meğer. Ben Akgül Aktaç kendi halinde yaşayan, macera sevmeyen bir insandım. Ta ki onu görene kadar. Hayatımın yolunda olmasına o kadar alışıktım ki. Dengesizlikler yaşarken hayatımın alt üst olduğunu gördüm. Her şey İstanbula ge...