Hikayeme bakanlar lütfen oy kullanmayı unutmayın⭐
Keyifli Okumalar!💐Mutfağa geçip paketleri masaya bırakıp "Arın" diye bağırdım.
Notu almadığımı fark ettiğimde hemen cebime katlayıp attım."Geldim" diye seslendi salondan.
Ben masayı kurarken Arın'ın gelip kapının orda durup beni izlemesini aldırmadım.
En sonunda dayanamayıp "Gelecek misin yemekler soğuyor da?" dedim ona bakmadan.
Başını öne eğip, ellerini ensesine götürüp yavaş adımlarla geldi masaya. Yüzünde çapkın bir gülümseme, öylece duruyordu. Servisi yaptıktan sonra, sessizce yemeklerimizi yedik. Bir iki defa konuşmak için hareketlense de, hiç bir şey söylemeden bitirdik akşamı. Ben çayları servis için hazırlarken Arın'ın aldığımız kuruyemişleri tabağa koymasını fark ettim. Eve gelirken kuruyemiş almıştık çünkü ve ben unutmuştum.Ona baktığımı görünce "Ne oldu?" dedi gülümseyerek.
Yakalanmanın vermiş olduğu utançla birlikte, kıkırdadım, "hiç" deyip gülmeye devam ettim, kendimi durdurmayı başaramayınca
"sadece kuruyemiş aldığımızı unutmuşum" diyebildim gülerek.
Çayları salona götürmek için elime aldığım sırada telefonum acı bir şekilde çalıyordu. Bakmak istedim ama bakamamıştım. Hızla salona gidip elimdekileri bıraktıktan sonra hızla telefonu cebimden çıkarttım arayanın kim olduğuna bakıp aramayı yanıtladım"Efendim Rena'cım" deyip yanaklarımı şişirdim görmese bile.
Ona Arın'ın gitmediğini söylemeyi unutmuştum. Şimdi çığlık atacak ve bu çığlığı dünya yansa bastıramayacaktı
"Ne yapıyorsun Arın gitti mi?" diye sordu hemen, yarım ağız
"hayır" diyebildim sadece, ben korka korka çığlık atacağını beklerken
"iyi bakalım, şimdi yanında falandır fazla bağırmayayım da çingene biri olduğumu düşünmesin" diye söyleyince beni gülme tuttu.
"İlahi Rena tamam hadi görüşürüz" deyip kapattım telefonu.Telefonu kapatmama rağmen halâ gülüyordum. Bir ara Arın bana baktı, elimi sallayıp bir şey yok anlamında geçiştirmeye çalıştım. Televizyonda güzel bir aşk dizisi vardı
"izleyelim mi değiştirim mi?" diye arkasını dönüp sorunca "fark etmez" deyip omuz silktim.
Dizi izlemeyi pek sevmediğim için izlemedim sadece baktım. Klişe dizilerden bir tane daha vardı önümde. Zengin erkek bir fakir kıza aşık olur, erkeğin ailesi kızı istemez, daha sonra evlenmek için türlü badireler atlatırlar ve en sonunda evlenirler. Ailesi zor olsa da kabul eder, ailesi kızı sevmeye başlar, bir çocukları olur ve hayatları öylece devam edip gider."Hep aynı klişeler" dedim birden.
En son içimden geçiriyordum ben bu cümleyi ne ara dilime vurdu anlayamamıştım.
"Valla aynen öyle kapatayım mı?" diye sordu Arın.
Omuz silkip, göz devirdim bilmem anlamında. Televizyonu kapatıp bana doğru döndü, çaylarımız bitmiş öyle oturuyorduk.
"Ben çayları tazeleyim" dedim ayağa kalkmak üzereyken, Arın birden ayağa kalktı
"ben hallederim sen otur" deyip önümdeki bardağı kaptığı gibi gitti.
"Sağol" diyebildim sadece hızla gittiği için.
Otururken telefonuma birden bir mesaj bildirimi düştü, bakmak istemediğim için telefonu elime almadım ama ikinci mesaj gelince bakmak zorunda kaldım. Yabancı bir numaraydı whatsapptan dı mesaj. Mesajı açmadan telefonun ekranını aşağı kaydırıp mesajı okudum."Akgül"
"Akgül ben Alptuğ konuşabilir miyiz?" Mesajı okur okumaz rengim solmuş gibi hissettim.
Yeni numaram yoktu nerden bulmuştu merak etmiştim. Yazmadım.. Yazmak istemedim. Bana yaşattığı şeyler hiç kolay değildi.&
"Gülçin" diye bağırsam da Gülçin durmamakta ısrarcıydı
"Gülçin dur bekle" deyip peşinden koştum.
Kolundan tutup yavaş yürümesini sağladım.
"Ya biraz yavaş yetişemiyorum, tamam alacaz o ayakkabıları" deyip kahkaha atarak girdim koluna.
"Ay ne yapayım kuzum bir daha girmez indirime o ayakkabılar ve çok güzeller" ayılıp bayılma hareketi yaparak gözlerini kaydırdı şirin görünmek için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜ KRAL (TAMAMLANDI)
Teen FictionAşk sandığım azapmış meğer. Ben Akgül Aktaç kendi halinde yaşayan, macera sevmeyen bir insandım. Ta ki onu görene kadar. Hayatımın yolunda olmasına o kadar alışıktım ki. Dengesizlikler yaşarken hayatımın alt üst olduğunu gördüm. Her şey İstanbula ge...