주황빛 해 지던 기억
숨죽여 하던 포옹까지— 𓆤 —
okulun yarısından fazlası, şu an okul bahçesinde gelecek olan servisleri bekliyordu. servisler onları okuldan alıp piknik alanına götürecekti. gençler, sırtlarında çanta, ellerinde de yaptıkları kek, çörek ve börek tarzı şeyler vardı. sınıf olarak bölünüp hazırladıklarını yiyecek, daha sonra dağılıp doğal ortamın tadını çıkaracaklardı. riki ve gelmeye hiç niyeti olmasa da yakın arkadaşı ve annesinin baskıları ile şu an servisleri bekleyen genç, seonwoo da oradaydı. kavurucu güneş, tam olarak kendini belli etmeyip tepeye çıkmak için hazırlanırken, saatlerin sekiz buçuğu gösterdiği anlar, sıcak hava ve serin rüzgar kendilerini bizzat gösteriyorlardı. hava kapalı değil, aşırı derece de sıcak değildi. piknik etkinliği için oldukça iyi bir havaydı, tüm bunlar riki'nin neşesini ve enerjisini yerinde tutuyordu. arkadaş grubundan bir diğerine atlıyor, herkesle sohbet ediyordu. elinde hiç yanından ayırmadığı basketbol topu da vardı, servisleri beklerken takım arkadaşlarıyla biraz oynamıştı. seonwoo ise boş banklardan birinde oturuyor, riki'den ayırmıyordu gözlerini.
yanına oturan bedeni fark etmemişti riki'yi izlerken. basketbol alanında arkadaşıyla paslaşan, potaya topu sokmaya çalışan çocuğa çok odaklanmıştı. yüzü ifadesiz duruyordu, ellerini dizlerinin üzerine koymuş, parmaklarıyla oynuyordu. durgun bu ifadenin altında çok şey yatıyordu ancak dışarıdan bakan biri ne olduğunu anlayamazdı. boş bakan bakışlar sanki bir şey ima ediyormuş, izlediği adımların fark etmesini bekliyormuş gibi. hemen karşısındaki çocuk ise ona daha bir anlamlı bakıyor, dünyanın hâlâ yaşanmaya değer bir yer olduğunu söylüyordu sanki. hayat dolu bir insandı riki, yaşamak için yaşamıyordu. seonwoo ise bu ışığı çok uzun zaman önce kaybetmişti, şimdiki gözlerinde ise yardım çığlıkları haykırıyordu. fark edecek kişinin riki olmasını, başkasının olmamasını istiyor gibiydi. bu yüzden her ona bakmadığı an onu izliyordu, çaresizce.
yanındaki bedenin konuşmasıyla kendine gelebildi seonwoo, dikkatını topu sektiren çocuktan kopardı ve konuşan diğer gence verdi. "riki'yi mi izliyordun?" yanına oturan beden jungwon'du, riki'den sonra en güvendiği arkadaşıydı. ne zamandır orada oturup kendisini izlediğini tahmin etmekte zorluk çekmişti, başını aşağı yukarı sallamaktan başka bir cevap veremedi. "benim de jongseong'u böyle izlediğim zamanlar oluyor." söyledikleri seonwoo'nun ilgisini çekince tamamen ona döndü ve küçük dudaklardan dökülen sözcükleri dikkatle dinlemeye başladı. "ama en azından bu kadar ifadesiz olmuyorum, bir sorun olduğunu anlayıp yanıma geliyor ve beni rahatlatıyor. bir sorun varsa böyle beklemektense onunla konuşmaya çalışmalısın, sadece onu istiyor gibisin." seonwoo, riki bile böyle söylese ona bağırır, böyle bir şey olmadığını vurgulardı ama jungwon'a karşı hissettiği güven nedeniyle iradesi dışında konuşmaya başladı. "çok mu belli ediyorum?" çok belli ediyordu, jungwon'a bile böyle bakmıyordu ya da jongseong'a, annesine bile. riki'de algılayamadığı güçlükte bir şeyler vardı ve bunları kurcalarsa içinden çıkamayacağı bir oyunun içine kilitlenecekti, en azından o böyle düşünüyordu.
basket sahasındaki ikili terler içinde banktakilerin yanına gelmesiyle ikili aralarındaki sohbeti kesip karşılarındaki gençlere odaklandılar. jongseong, banktaki sevgilisine ulaşmasıyla onu büyük bir hevesle bekleyen gencin saçlarını karıştırdı, ellerini birbirlerine kenetledi. onları izleyen seonwoo'nun yüzünde büyük bir mutluluk vardı, etrafındaki çiftler arasında favorisi onlardı. riki ise yapışık ikiliye bulaşmak için geri durmadı. "çifte kavrulmuşlar." seonwoo, terli gencin koluna vurarak susmasını sağladı. jongseong ve jungwon ikilisini ne zaman görse böyle yapıyordu, seonwoo ise onu her zaman dürtmek, susturmak zorunda kalıyordu. jeongseong da riki'nin ardında kalmıyor, ona karşılık veriyordu. tüm bunların yanında ise jungwon sadece gülüyor, çok sevdiği arkadaş grubunu izliyordu. gülüşmeler bir süre daha böyle devam etti, daha sonrasında ise gençler servislere binmek için toparlanmaya başladı.
— 𓆤 —
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cassette. | sunki
Fanfiction𖣠 ! › 📮 o zaman, şimdi ve sonsuza kadar. nishimura riki, kim seonwoo'ya her daim yanında olacağı sözünü vermişti ancak bir şeyler vardı ki iki gencin arasını açıyordu. kim seonwoo'nun sakladığı büyük sır birbirlerine karşı büyük duvarlar örmeye z...