Küçük çocuk kollarını günden güne zayıflayan vücuduna sardıktan sonra hıçkırarak ağlamaya başladı. Kim demiş erkekler ağlamaz diye! Bal gibi de ağlarlardı. Yoksa bu küçük çocuk ağlar mıydı? Her gün bu işkenceyi çekmekten sıkılmıştı. Kaçıp kurtulmayı diliyordu. Nereye gidecekti peki? Babasını özlüyordu bu küçük çocuk. Babası onu elinden tutar kaldırırdı her düştüğünde. Şimdi neredeydi peki? Ölmemişti, hayır. Bunu şiddetle reddediyordu. Biliyordu ki, babası onu güzel bir yerlerden izliyordu. Ama alıkonuyordu. Yoksa babası ona yardım ederdi.
Acıdan sırtı uyuşmuştu bu küçük çocuğun. Leş gibi kan kokan odadan çıkmak istesede kapıyı üstüne kilitlemişti zorba adam. Küçük çocuğun çektikleri neydi böyle. Kızaran burnunu çekerek, yerden destek aldı. Ayağa kalktığında cesetlerin yanından geçmeye cesaret edemeyerek odanın en köşesine gitti. Bakışları kapıdayken kapının açılmasını bekliyordu. Çünkü zorba adamın her bir dakika geç gelmesi demek; daha büyük şiddet demekti. Çocuk yaklaşık bir saat kadar beklerken artık korku her yanını sarmıştı. Zorba adam içip gelecekti belli ki. Geç geldiğinde daha beter dövdüğü yetmiyor gibi, sarhoş olup geç geldiğinde gözünün önünde bir insanın daha canına kıyıyor, ardından çocuğu bir güzel dövüyordu. Kapı çarparak açıldı. Ürkütücü derecede korkunç bakışları vardı. Nefretle parlayan gri gözleri odada dolaştı zorba adamın. Küçük çocuğu gördüğünde bir psikopat gibi sırıttı. Hoş, zaten bir psikopattı.
"Kalk yerden küçük," diye emir verdi adam. Sesi sakindi. İşte daha çok korkması gerekiyordu şimdi çocuğun. Gözlerini kapattıp hıçkırdı. Ensesinden tutulup kaldırıldığında acıyla inledi. Gözlerini açtı ve soğuk, intikamın ateşiyle parlayan gri gözlere baktı. Zorba adam bir kahkaha attı. Çocuğu yeniden yere attı ve içeriye bir kadını sürükledi. Kadının ağlamaktan gözlerindeki makyajı akmıştı. Zorba adam, ağlayan kadının, karanlıkta parlayan kan kırmızı elbisesini zorla çıkarttı. Kendisi de soyunduktan sonra kadına defalarca çocuğun önünde tecavüz etti. Kadın artık ağlamaktan yorgun düşmüş, bilincsizce bırakılması için yalvarıyordu. Çocuk, bakmak istemiyordu ama bakmazsa kendisinde bu adam tarafından tecavüze uğrayacağını biliyordu. Daha önce çok kez bu adam tarafından tecavüze uğramıştı küçük çocuk. Birinin gelip ona, 'Seni kurtarmaya geldim, Baykan." demesini bekliyordu. Ama ne gelen vardı, ne de giden. Kadın artık iyice bilincini kaybederken, zorba adam kemerini kadının çıplak sırtına geçirmeye başladı. Her vuruşunda vahşi bir ses çıkıyor, çıkan vahşi ses çocuğun küçük kalbini çığlıklarla süslüyordu. Adam, yerde öldürdüğü kadının cesedini ayağının ucuyla diğerlerinin yanına itekledi ve küçük çocuğa döndü. Pantolonunu giydikten sonra küçük çocuğun üstüne çıkarak ardı ardına yumrukları yüzüne indirmeye başladı. Küçük çocuğun yüzüne inen her yumruk, kalbinde dağılıp yok alan bir umuttu.
"Yapma,"diye hıçkırdı çocuk bir faydası olmayacağını bile bile. Zorba adam küçük çocuğun kafasını tutup sert zemine sertçe çarptı. Çıkan tok sesin ardından bir çığlık kapladı odayı. Küçük çocuğun can çekişen çığlığı adamı keyiflendirmişti. Güldükten sonra kalktı ve küçük çocuğu yerden kaldırmadan konuştu. "Korkma benden küçük çocuk, bu daha hiçbir şey."
————————————-
Okuyan herkese, oy verene, vermeyene teşekkürler. Bu prolog, Baykan hakkındaydı. Ara sıra böyle kısa prologlar yazacağım. Öpüldünüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ve Bir Kadın
RomanceKadın ağladı. Kadın yalvardı. Kadın yırtınırcasına bağırdı. Ve bir kadın En güzel aksesuarı olan saçlarını kesti. Lanet etti; Ürkek bedeninin kirlenmesine engel olamamasına. Bir kadının en acılı hikayesidir bu. Narin bedeninin arkasında sakladığı ca...