Karpuz standına doğru düşünceli bir şekilde bakıyordu.
Arkasında B. duruyor ve onu izliyor olabilir miydi?
Johnny bir an için saçmaladığını fark etmişti. Gözlerini başka yöne çevirdi. Markette ne işi vardı? Etrafına şöylece bir göz gezdirdi. Alışverişe geldiğini unutmuştu. Elinde bir market sepeti tutuyordu. Elma standını düzenleyen görevlinin onu izlediğini anlayınca, oradan uzaklaşmak için adımları seri bir şekilde hızlandı.
Bugün bir cesaret örneği göstererek sadece güneş gözlüğünü takmış, dağınık saçlarını bir şapka ile gizlememişti. Özgür hissetmek istiyordu. Marketin içinde gezinirken ona gülümseyen yüzlere aynı şekilde karşılık veriyor, her girdiği reyonda mutlaka meraklı gözlerle karşılanıyordu. Taşındığı bölge konusunda şanslı hissediyordu. İnsanları ilgiliydi ancak rahatsız edici değildi. Bu yüzden biraz daha rahat davranıyordu.
Aslında uzun zamandır sıradan biri gibi davranmak istemişti. Aylar önce aldığı izole olma kararı sadece şöhret hayatı için geçerliydi. Yeni bir güne başlamaktan veya insanlarla iletişim halinde olmaktan yorulmamıştı. Aksine, ona doğru heyecanla bakan insanları görmekten mutluydu. Onun asıl uzak durmak istediği şey, spot ışıkları ve samimiyetsiz duygulardı. Çünkü sadece işi gereği rol yapmayı seviyordu, bu kişisel hayatında tercih ettiği bir yol değildi.
Süt kutusunu sepetine attıktan sonra markette gezmeye devam etti. Aklında, eve gider gitmez şu teklif edilen senaryoyu okuması ve bir an önce yönetmene haber vermesi gerektiği geçiyordu.
Başka bir reyona dönüş yapıyordu ki ardında belirgin bir kıkırdama sesi duydu. Adımları yavaşladı ve geriye doğru baktı. Hızlıca geri kaçan ve mısır gevreklerinin orada gözden kaybolan bir gölge gördüğüne yemin edebilirdi. Takip mi ediliyordu?
B, olabilir miydi?
Johnny yürümeye devam etti ancak gerisinden gelen bazı adım seslerini işitiyordu. B, artık saklanmak istemiyor muydu? Şaşırmıştı. Takip edildiğinden emin olana kadar tavrını hiç bozmadı. Biri tarafından adım adım izlendiğine emin olduğunda ise başka bir reyona hızla dönüş yaptı. Johnny, onu biraz koşturmak istemişti. Daha doğrusu onun tekrar kaçmasını engelleyecek bir yola doğru ilerliyordu. Adımları hızlı, tavrı ise meraklıydı. Dönüp tekrar geriye bakmamıştı. Sadece dinliyordu. Sonunda B ile karşılaşacağını umarak sabrediyordu.
Fakat Johnny yanılıyordu.
Aniden durup geriye döndüğünde bunu anlamıştı. Çünkü sırt çantalı iki genç kız, Johnny Depp'in onları gördüğünü anlayınca panikle tökezlemişlerdi. Yaklaşık on dakikadır Johnny'i takip ediyorlardı ve aşırı heyecanlı oldukları için birçok pot kırmışlardı. Johnny onlara gülümsedi, beklediği kişi olmadıkları belliydi.
B, değildi.
"Sana dedim, biraz daha sessiz olmalıydık!" diyerek yanındaki arkadaşını azarlayan genç kızın elleri hiç sabit durmuyordu. Heyecanlı olduğu açıktı.
Sonuçta kaç kişi markette Johnny Depp ile karşılaşırdı ki?
Onunla fotoğraf çekilmek istedikleri açıktı. Bunu anlayan Johnny, orada durmaya devam etti.
Heyecanlı olan kız, geride duran arkadaşına göre daha girişken sayılırdı. "İnanamıyorum!" diyerek zıplar gibi adım atıyor ve Johnny'e yaklaşıyordu. "Seni rahatsız ettik, özür dilerim."
"Hiç problem değil." dedi, Johnny. Hazır gelmişken market sepetine birkaç kutu meyveli yoğurt atmak istemişti ve yanına varan genç kıza önerdiği bir marka olup olmadığını sordu.
Kız ona en sevdiği markayı önerdi ve Johnny yerine birkaç kutu meyveli yoğurt alarak onun sepetine koydu.
"Aslında seni görür görmez koşup yanına gelecektim ancak arkadaşım biraz utangaç." diyerek hemen ardındaki arkadaşını gösterdi, genç kız. İkisi de yerlerinde duramıyordu. Sadece Johnny ile fotoğraf çekilmek değil, aynı zamanda sohbet etmekte istiyorlardı.
Market alışverişi boyunca Johnny'nin yanından hiç ayrılmadılar ve Johnny de bu durumdan şikayetçi değildi. Kızlar sayesinde yeni olduğu bölge hakkında çoğu şeyi öğrenmişti. İlgi çekici bir özellik duymadı ancak Céline Turner'ın, bölgenin en çok iş yapan emlakçısı olduğunu ve kendi kızlarının da onun gibi emlakçı olduğunu öğrenmişti. Hepsi annesinin kanatları altında çalışıyordu.
Bu bilgi sayesinde Blair konusu kafasını iyice kurcalamaya başladı. Belki de Blair, annesi ve mesleği sayesinde Johnny'nin evine daha önceden girmişti. Onun evinin yeni dekorasyonuna ve yalnız yaşadığına dair her şeyi de öğrenmiş olabilirdi. Fakat evlenmek üzere olduğu gerçeği göz ardı edilemezdi. Başka birine aşık bir kadın, o mektupları yazamaz veya bunlarla uğraşmazdı.
Johnny yine de emin olamıyordu.
Marketten çıktıktan sonra kendisine eşlik eden iki genç kızla fotoğraf çekildi. Johnny aracına binerken, kızlar da kendi yollarına gitmişti.
Johnny doğruca evine gitmek yerine dışarıda biraz oyalandı. Birkaç kısa işini halletti ve evine yaklaşık kırk dakika sonra döndü. Bahçe kapısında yine bir şeyler onu bekliyordu.
Bir zarf vardı, yine kırmızıydı.
Ve bir de açıkta duran bir fotoğraf.
Johnny arabasından inip onları aldı. Mektup evde okunması için kapalıydı. Ancak fotoğraf anlıktı. Dikkatlice baktığında, fotoğrafta kendini gördü. Marketin otoparkında, aracına binmeden hemen önce çekilmişti ve ardına bir not yazılmıştı.
Bugün cesur olduğunu görmek çok güzeldi, Johnny. Kendini gizlenmek zorunda hissetmediğin için mutluyum. Dağınık saçların harika görünüyordu. Yaz güneşi bile seni kıskandı.
Ben de öyle.
B.
🥀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
american beauty ➵ depp
FanfictionGizemli bir hayranı, Johnny'nin posta kutusuna mektuplar bırakmaya başlar. 🥀 johnny depp fanfiction. 21052022