Offf her tarafım ağrıyor.. Bu halde okula da gidemem.
1 saat önce feci şekilde hırpalanmıştım dudağımın kenarı artık kanamıyordu ama hafif bir morluk vardı. Büktüğü kolum feci ağrıyordu ve dudağımdan daha vahim durumdaydı orasıda belirgin bir şekilde morarmıştı.Aynaya bakmak bile istemiyordum zaten gördüğüm manzarada keşke bakmasaydın cinsindendi. Saçlarım dağılmış dudağım mosmor şişmiş iki çift göz lanet olsun sana oruspu çocuğu beni soktuğu şu hale bak. Ben bu halde işe nasıl gideceğim işi maalesef erteleyemiyordum mazeret hiçbir şekilde kabul etmezlerdi zaten işe ihtiyacım herzamankinden daha fazlaydı şimdi. Saçımı toparladım Yüzümü yıkayıp salona indim madem Akşama kadar evdeyim biraz ortalığa çeki düzen vermeye karar verdim. Bu bir saatimi falan aldı. Teyzem uyuyacakalmıştı yanına geldim sanki hissetmiş gibi Gözlerini açtı evet vahim durumdaydık ama hiç bişey olmamış gibi gülümseyip göğsüne sokuldum canımmmm teyzem saçlarımı okşuyor ağlamaklı bir sesle özür dilercesine benim hatam hersey o pislik benim yüzünden seninde başına bela şimdi diyordu. Üzülme teyzecim gör bak bir yolunu bulacağım ve kurtulacağınız ondan ve bu pis evden. Sana yiyecek bişeyler hazırlayacağım mazeret yok yiyeceksin bir kaç saat daha evdeyim.
Akşam olmuştu bile hazırlanıp teyzemi Öpüp eğer bişey olursa beni aramasını söyleyip evden çıktım. Yarım saat sonra restoranta gelmiştim Herzamanki gibi hazırlandım ama aynaya bakıp dudagımdaki morluğu kapatmak için fondoten sürdüm azda olsa kamufle edebilmiştim ama yakından bakan biri oradaki morluğu rahatça farkedebilirdi.
Lavabodan çıkıp mutfak kısmına geçtim murat orada Aşçı Mustafa amca ile bişeyler konuşuyor ve gülüyordu beni gördü oo hoşgeldiniz küçük hanım deyiverdi gülerek.Hoşbulduk dedim! yere bakıyordum, Murat ne oldu der gibi baktı ben yüz ifadeyle yok bişe diyerek tebessüm ettim.ne oldu mona gözlerin şişmiş hem dudağına ne oldu.
Murat yok bişey boşver sonra anlatırım hem hadi işe koyulalım yoksa azarı işiteceğiz.konuyu kapatmak istediğim içim mutfaktan çıktım ve durmak zorunda olduğum yere geçtim. Bir süre sonra Melih bey yanıma geldi ve mona karşıda cam kenarındaki müşteri ile ilgilen dikkat et hatırı sayılır bir müşteridir kesinlikle yanlış bişey yapma. Peki melih bey.Masaya yaklaştım ellerimi önünde bağlatıp Hoşgeldiniz efendim dedim yardımcı olabilir miyim. Masada 2 kişilerdi 1 kadın ve 1 erkek. Kadının uzun sarı Saçları vardı ama Saçları kendi saçı degildi sanki.üst kısmı kabarık ve yoğun alt kısmı haddinden fazla uzun ve süpürge gibiydi içimden Saçları kaynak olmalı diye düşündüm. Incecik kaşları vardı. Teni siyah beyaz filmlerdeki karakterler gibi renksiz yani olması gerekenden çok fazla beyazdı. neredeyse ölmüşte insana dair bütün canlı renkler teninden akıp gitmiş hissi veriyordu.soğuk bir havası vardı ve yüzünde ilk dikkat çeken şey kocaman kıpkırmızı dudakları oluyordu. Insana tepeden bakıyor ve siparişleri kaf Dağı'nın arkasından söylermişcesine kibirle sıralıyordu. adam kadına pek bakmıyordu. Kendimin bile bu ses bana mı ait diye ikilemde kaldığım bir ürkeklikle soruverdim bu sefer karşımdaki mağrur beye; siz ne alırdınız efendim. Sorumun karşısında adam kafasını kaldırıp bana baktı çok sert yüz hatları ve aynı sertlikteki bakışları ile karşılaşınca bir an afallamadım dersem yalan söylemiş olurum . Siyah Saçları, insanı etkisi altına alan bakışları,gözleri,yüzüne resmen karakter katmış ve konuşurken belirginleşen Çizgileri, havaya kalkan sağ Kaş'ı ve burnu sanki yaradan karizma tanımını Dünya'ya göstermek için yaratmıştı. Konuşurken gözleri Yüzümü resmen tarıyor sonra gözlerimde sabitleniyordu. Sesi hafif pürüzlüydü görünüşüyle uyumlu,olması gerektiği kalınlıktaydı ee böyle bi adamın sesi de böyle olmalıydı.
Ben garip bir Telaş yapmıştım resmen kalp atışlarımın ritmi değişmişti yüzüne bakamıyor masaya bakarak tabi efendimlerle susmalarını bekliyordum. Ve melihh beyin hataya yer yok lafı beni iyice tedirgin ediyor elimi ayağımı birbirine doluyordu.
Ben saparişlerin tamamlanmasını beklerken sert bir tonlama ile seninle konuşurken yüzüme bak cümlesi ile afalladım,biran ne yapacağımı şaşırıp şeyyy tabi efendim özür dilerim dedim . Ona bakıyordum onun bana baktığı gibi. 3 saniye sessizlik ve tamam hepsi bu kadar. Nihayet dedim içimden bitti sipariş alma kabusu; tabi efendim yemekler hemen hazır olur.
Koşar adım masadan uzaklaşmaya çalışırken arkadan bir ses
şarap kırmızı olsun .. Peki efendim.... Mutfağa geçtim aşçıya siparişleri verdim kalbim deli gibi çarpıyordu. Ellerim,Yüzüm resmen alev almıştı allahım şu masa hasarsız kalsın lütfen.Yemekler hazır! peki..yemekleri taşıyan arkadaşla masaya ilerliyorduk masaya ben servis edecektim ve garip bir şekilde korkuyordum...Allahım yardım et....
Lütfen beğenilerinizi ve yorumlarınızı görmek beni fazlası ile Onure edecektir... 😉😉😉😉