2 | your lips, my lips, apocalypse

646 42 11
                                    

"Hyunjin..." diye mırıldandı Chan, önündeki kapı ve kendi vücudu arasında hapsolmuş beden üzerinde hâkimiyet kurmuş; ıslak dili daha şimdiden bağımlısı hâline geldiği dolgun ve şekilli dudakları arşınlarken, artık nefessizlikten ciğerlerinin tükendiğini hissediyor, elleri ise küçüğünün vücudunda dokunulmadık yer bırakmak istemezcesine her bir noktasında geziniyordu.

"Şifre?" derken onun alt dudağını dişlerinin arasına alıp hafifçe ısırdı ve kulaklarını kutsayan tıslama benzeri inlemeye karşın dudaklarını ayırmadan öpücüğün arasında gülümsedi, "Kapı açılmıyor..." Elleri arasındaki siyah tutamları sertçe çekiştirdi ve başını geri atarak, sıcak nefesini boynuna üfledi ve onun dudaklarından titrek bir nefes salındığını hissedince daha fazla beklemeden aralık olan dudakları kendi dudaklarıyla doldurdu tekrar Chan.

"Şifre mi?" diye sordu Hyunjin zorlukla başını geri çekerek, nefessiz kalmış; kızarmış dudakları ve heyecanlanmış bakışları ile onun yüzüne bakarken kafası bulanmış; o an doğru düzgün hiçbir şey düşünemez bir hâle gelmiş, yalnızca bu adamın kollarında erimek, yanıp kül olmak istiyordu umutsuzca. "Bir..." Beynindeki sisi, lanet olası kapı şifresini hatırlamasına yetecek kadar dağıtmaya çalıştı ama Chan'ın dudakları o kadar hafif bir şekilde boynuna sürtüyordu ki, parmak uçlarından başlayarak tüm bedenine elektrik dalgaları yayıyordu âdeta. "Üç..." dedi ve duraksadı yine, ne kadar düşünürse düşünsün rakamlar bir türlü birleşip yan yana dizilmiyordu aklında, "Hatırlamıyorum... Siktir et!" Chan'ın yüzünü avuçları arasına alarak dudaklarını birleştirmiş ve dudaklarının üzerindeki tüy gibi hafif olan yumuşak baskı, bir an için kendisini afallatmış olsa da hızla üzerinden atıp ona karşılık vermeye başlamış ve beklediği adım geldiği an, Hyunjin'i belinden tutup kendine doğru çekerek başını yana eğmiş, masum başlayan öpücüğü derinleştirmiş ve alt dudağını hafifçe tutmuş, yavaşça emerek dudakları arasına almıştı. Hyunjin gücünün tükendiğini, ayaklarının artık bedenini kaldıramadığını ve vücudunu hafif bir titremenin esir aldığını hissettiğinde karşısındaki bedene yaslanmış ve bu ufak hareketi fark eden Chan, yavaşça dudaklarının temasını kesip alnını alnına yaslamış, "Bebeğim... Seni tam şu an, burada, evinin kapısı önünde becermemek için kendi içimde nasıl bir savaş veriyorum, hiç bilmiyorsun ve inan bana, bir saniye daha beklemeden hemen içine girebilirim ama komşularının seni adını dahi unutturacak hâle getirene kadar düzdüğümü izlemeye pek hazır olduklarını sanmıyorum." diye fısıldadı az önceki öpücükten dolayı nefes nefese ve boğuk bir sesle, dudakları arasında sadece bir nefeslik mesafe vardı ve Hyunjin'in titrek nefesini yüzünde hissedebiliyordu Chan.

"Anahtarımı al," diye karşılık verdi sabırsızlıkla Hyunjin, sırılsıklam, alabildiğine tahrik olmuş bir hâldeydi ve sıcak bir karıncalanmanın an be an vücuduna yayıldığını hissediyordu. "Arka cebimden." dedi ve sanki çöl ortasında susuz kalmış da o su Chan'ın dudaklarında saklıymışçasına sertçe birleştirdi tekrar dudaklarını ve dolgun alt dudağı kendi dudakları arasında ezerken karşılığı gecikmemiş, Chan da onun dudaklarını ezmeye başlamış ve ensesinden yakalayıp, yüzünü aralarından hava bile geçmeyecek kadar yüzüne çekerken ağzının içine doğru saldıran dili yakalamış ve sertçe ısırıp, ardından acısını almak istercesine emmişti.

"Delireceğim!" İnlercesine haykırdı Chan, hiç beklenmedik bir çeviklik ile küçüğünün boğazına sarılırken uzandı ve elini giymiş olduğu dar pantolonun arka cebine attı, anahtarı alırken sert bedenini yumuşak bedenine bastırıp onu kapı ile kendi bedeni arasında öyle bir sıkıştırdı ki, göğsünden bacaklarına kadar tüm vü­cuduna sürtünürken bir an nefes alamaz oldu Hyunjin.

Sırtına temas eden soğuk duvardan ziyade Chan'ın yakın vücudundan yayılan sıcaklık ile titremiş, sarışın ise bunu hissetmiş olacak ki kulağına eğilerek alay dolu bir ses ile fısıldamıştı: "Şu hâline bir bak," diye fısıldadı se­sindeki tatmin edici tınısıyla. " Daha içine bile girmedim ama sadece dokunuşlarımla bile boşaltabilirim seni, Jinnie."

emptiness | hyunchanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin