11 | i am only here to break your heart in two

343 31 37
                                    

"İnanılmazsın gerçekten, Lee Felix!" diye kükrercesine bağırmıştı çilli gencin peşinden evin içerisine doğru ilerlerken Chan, ardından dış kapıyı sertçe çarparak kapatmış ve yeri döve döve attığı hırçın adımları ile salona girerken derin nefesler alarak sakinleşmeye çabalasa da, bacak bacak üstüne atarak kanepede oturan ve sinir bozucu bir sakinlikle sigara içen Felix'i görmek zihnindeki tüm şalterleri attırmıştı o an. "Sen ne yaptığının farkında mıydın bu gece?" Onun takınmış olduğu bu gevşek tavır karşısında daha fazla katlanamayarak bir hışım minik bedene yaklaşmış ve elindeki sigara dalını sertçe alıp ne tarafa attığına bile bakmadan gelişigüzel fırlatmıştı.

Felix'in, "Ne yapmışım, Chris?" diye sorarken bakışlarının yoğunlaştığını hissediyordu ve belki şu an fiziksel olarak yanmıyordu Chan ama çilli gencin gözlerindeki aynada görmüş olduğu o kişi, alevlerin ortasındaydı, yangın yerindeydi hatta yangının başlamasının asıl sebebiydi.

"Hyunjin'in evinde sergilediğin tek kişilik tiyatro oyunundan bahsediyorum!" Öfke dolu tok sesi ortalığı inim inim inletirken, bedenine kıskıvrak sızan ve tüm hücrelerine ulaşıp onları kontrol altına alan sinir, mantığının yitmesine sebep olmuştu âdeta.

Düşünemiyor, düşünmek istemiyordu Chan.

"Oyun mu?" dedi gerçek hislerini belli etmemeye çalışırcasına sahte bir gülümsemeyle Felix, "Sizler gibi hiçbir şey yaşanmamışçasına öylece oturup yalandan gülücükler mi saçsaydım?" Sesini yükseltmese de keskin ve net tonu, kelimeleri bağırmış etkisi bırakıyordu.

"Yaptığın doğru muydu?" Ellerini saçlarından geçirmiş, odanın içinde dört dönerken bir yandan da parmaklarının arasında kayıp giden sarı tutamları hırsla çekiştiriyordu. "Bildiğim hâlde nasıl susabilirdim ki, Changbin'le konuşmadım mı sanıyorsun sen, Felix?" derken bir anda ona karşı beslemiş olduğu sevginin, hayal kırıklıklarının altında dayak ye­mişçesine sarsılan derin acıtıcılığını fark etti Chan.

Karanlığın üzerinde ışıl ışıl parlayan yıldızlar gibi duran mutluluk bir anda paramparça oluvermiş; gece tehditkâr, sancı verici sessizliği ve acımasız suskunluğuyla geriye boğucu ve ağır bir hiçlik bırakmıştı.

"Konuşman Changbin'in üzerinde pek bir etki yaratmamış o zaman, tabii onu gerçekten durdurmak için mi konuştun emin olamadım." derken sesi bir ölünün buz tutmuş bedeni kadar soğuk çıkarken, kalbinde yanmakta olan ateşin kıvılcımları gözbebeklerine sıçramıştı.

"Ne ima etmeye çalışıyorsun bilmiyorum ama göz göre göre Seungmin'in üzülmesine izin vermem!" Kırılganlığı kalbinin en ücra köşesine dek işlerken, kendisini yok yere bu denli alçaltan gencin karşısında hâlâ öylesine soğuk, duygusuz ve dimdik bir hâlde durabildiğine inanamıyordu Chan. "İkisinin özeliydi bu, Lix... Changbin'e senden kat kat daha kızgınım ama arkadaşlarımızla öylesine bir araya geldiğimiz gecede bu şekil orta yere serilmemeliydi aralarındaki." Son birkaç dakikadır, çok ayrıksı ve kendinden vazgeçercesine bir kayboluşun, öylesine baş döndürücü ve esrik bir hissedi­şin başlangıcı içerisindeydi ki, o ciddi ve mucizevi aşk bile bu duygu için uygun düşmüyordu şu an.

Onun yabancılaşan yüzünü kalp kırıklığıyla yoklayarak, daha kaygı dolu bakışlarla bakarken karşısındakinin aynı yüz olduğu yadsınamazdı; ama gözlerinde yoğun, neredeyse ete kemiğe bürünmüş bir hissin temeli atılıp, üstüne de kırgınlık eklenmişti.

"Ne o, beni pişman hissettirmek için mi çabalıyorsun?" diye sorarken çehresinde bir dinginlik, sakinlik vardı ama hırıldayarak, sanki rahatsızmışçasına nefesler alıyordu Felix. "Bu zamana dek hak etmediğimi düşündüğüm hâlde birçok şeye yeteri kadar göz yumdum, onlara kendilerini açıklamaları için fırsat verdim, sustum ve bekledim ama beklediğimin aksine karşı taraf itiraf etmektense gözüme baka baka devam etti saklamaya... O yüzden bir gram bile pişmanlık duymuyorum ve yine olsa yine aynısını yapardım." Sessizliğin içinde, zihninin içindeki düşünceler sanki yıkılmış gökdelenlerin enkazlarından yükselen toz zerrecikleri gibiyken, belki de ilk kez onun karşısında gerçek duygularının sesli olarak dile getirilmiş olduğunu fark ediyordu Felix.

emptiness | hyunchanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin