"Yeniden oku."
"Bu sabah saatlerinde, avlumuzda bırakılan iki ölü beden, halkımızı daha fazla endişelendirmeye başlarken kralın ve yardımcısının bu konu hakkında bir şey yapmaması herkeste soru işaretleri bıraktı. Tanrı bizimle olsun."
"Yeniden oku."
İçeride bulunan kişilerden çıt dahi çıkmadı, kral bunu üçüncü kez okutuyordu. Her zamanki hâliydi, kibirli ve öfkeli görünüyordu. Delta feromonları tüm sarayı sarmıştı, Jimin boğulacak gibi hissediyordu. Haberi getiren taşıyıcı beta korkudan titremeye devam ederken iç çekti omega, sorunun büyük ihtimalle kendinde olduğunu düşünen betaya mı üzülmeliydi, yoksa ısrarla kendisinin bir haltı beceremediğini anlaması için kaçıncı defa okutulan metne mi üzülmeliydi seçemiyordu.
Kralının amacını biliyordu, gözüne sokmak istiyordu. Taşıyıcı beta emri dördüncü kere yerine getirerek, selam verdiğinde taht odasından ayrılmıştı. Gerginlik onun için son bulmuş olsa da, omega için aynı şey geçerli değildi. Kral Min, çatılı kaşları ile gözlerini küçük bedene çevirdi.
"Israrla araştırmak istediğin bir ceset, bir günde üçe çıkıyor, hangi cüretle hâlâ karşımda duruyorsun?"
Kaldırmadı başını yerden, büyülü izi sızlarken içine düşen kötü hisle gözlerini kapadı. Küçümsenmek sadece onun için bir alışkanlıktı artık, kralına karşı gelecek değildi. "Başını kaldır."
Hızlıca açtı gözlerini, gözleri kralının gözlerine değdiğinde kalbinin çarpıntısını ağzında hissediyordu. Çok fazla bakamazdı, yasaktı bunu yapması. Sadece o istediği zaman ona dikerdi bakışlarını, geçirdiği en güzel saniyeler olduğunu düşünmeden edemezdi çünkü bunu yapmasına izin verdiği tek kişi kendisiydi.
"Efendim."
"Hiçbir işe yaramıyorsun değil mi?"
Kralı tahttan kalkarak ona doğru adımladığında titrediğini hissetti, feromonları ayakta durmasını zorlaştırmaya başlamıştı. Bayılacak gibi hissediyordu ve bunu yaparsa daha fazla ezilmiş hissederdi. Belki diğerleri bunu normal karşılardı, çünkü deltaydı o. Bir omega onun karşısında nefes almakta dahi güçlük çekerdi.
"Eline yüzüne bulaştıracağın şeyler için ısrarla izin istiyorsun, senden sadece iyi bir gizleyici olmanı istedim. Güç için işime zaten yaramayacağını biliyorum."
Gözlerini çekmek istedi o an küçük olan, doluyordu çünkü. Ağlamak istemezdi kralının karşısında, bu sadece hassas olmasını gün yüzüne çıkarır ve onun güvenini sarsardı. Sert olmasını istiyordu, korunmaya ihtiyaç duymamalıydı kralın gözünde.
Çenesinde hissettiği kemikli ellerle tutunacak yer aradı, kralının teması defalarca yutkunmasına neden olurken gözlerini kapatmak istedi o an. Bu kadar yakından uzun süre gözlerinin içine bakıyor olmak nefesini sıklaştırmıştı. Canı acıyordu, söyleyemedi. Sıkılaşan ele karşı bir şey söylemesi gerektiğini düşündü, titrek nefesleri arasında kelimelerini toparlamaya çalıştı.
"Tüm gecemi kütüphanede geçirdim, inanın bana bilseydim mührü araştırmayı sonraya bırakırdım. Tüm amacım sizi memnun etmek, başka bir isteğim yok."
"Ölüm sayısı arttığında ne halt edeceksin?"
"Katili bulmak adına her şeyi yaparım, bana inanın kralım."
Çenesinde bulunan el çekildiğinde rahatça nefes aldı, ona inanmadığını zaten biliyordu. Boşa konuşuyordu ama kanıtlamak için gerçekten her şeyi yapmaya hazırdı. Omega olmasının onu korumak için engel olmadığını göstermek istiyordu, sürekli köşeye kaçıp saklanan bir kurt olarak bilinmek istemezdi. Mührü hakkıyla taşımalı ve soyunu güç olarak devam ettirmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ignotus peverell, myg&pjm
Fanfictionİkiz Kral lakabıyla bilinen ve tüm dünyayı korkutan Kral Min'in bu lakabı almasının bir nedeni vardır; "Efsaneye göre geceleri ikiz kardeşi suç işleyen insanları acımasızca katleder ve onları halkın görebileceği yerlere koyarmış. İnsanlar onun Ölüm...