"Gitmek istiyorum."
"Efendim, mağdur görün anlamadım." Vita elindeki kurdeleyi yatağın üzerine bırakırken kıyafetini düzenleyen yardımcısıyla konuşuyordu. Aynada göz göze geldiklerinde bir selam almıştı ondan, gülümsedi. "Kral, beni Jimin olduğum için değil, vita olduğum için istiyor değil mi?"
"Buna yorum yapmak bana düşmez efendim, ancak siz çok güzel bir vitasınız, güzelliğinizle de bitmiyor. Yardım etmeyi seviyorsunuz, omegaları koruyor ve onlara söz hakkı sunuyorsunuz."
"Bunlar yeterli mi cidden Taehyung?"
"Kafanızı karıştıran nedir?"
"Yoongi, uyandığımdan beri yüzüme bakmıyor. Bir eş gibi değiliz, stratejik bir plan mıyım?"
"Kralımız size sevgisinden bahsetmiyor mu?"
Jimin, düşen yüzüyle aynanın karşısından çıkmış, yatağa oturarak iç çekmişti. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu, emin değildi. O zaten uzun zamandır kralından hoşlanıyor ve bunu istiyordu. Ancak bu şekilde olsun istememişti, süslü hayalleri vardı. Belki o zamanlar omega olduğunu sandığı için bu hayallerin sadece öylesine olduğunu düşünüyor ve üzülmüyordu ama, şimdi her şey değişmişti. Bir vita olduğunu öğrenmişti, eşinden ilgi görmeyi istemesi en doğal hakkıydı. Gerçi, Yoongi'nin onu sevdiğinden emin değildi. Kurdu ona kırgındı, istemiyordu.
"Peki ya Jungkook, sana olan sevgisinden sıklıkla bahseder mi?" Vita, sorduğu sorudan sonra yardımcısına döndüğünde kıkırdadı. Yüzü tamamen kızarmıştı, utanmanın verdiği içgüdüyle tatlı feromonları etrafı sararken gözlerini kaçırmıştı. Jimin bu kokuyu seviyordu, uyandıktan birkaç gün sonra Taehyung'u bulmalarını istemişti görevlilerden. Taehyung, saraya ilk geldiğinde alfa eşine yemek getiren omegaydı, onu gördükten sonra tanışmak istemişti ama fırsat bulamamış, eline geçtiği ilk fırsatı da değerlendirmişti. Şimdi ise yardımcısıydı ve bu sarayda kalıyordu, eşine daha yakın olduğu için mutlu hissediyor olmalıydı. Her ne kadar hizmetkârı olarak görevde de olsa, Jimin onu arkadaşı olarak görüyordu.
"Yakında mühürleneceksiniz değil mi?"
"Sizin sayenizde."
"Taehyung, etrafta kimse olmadığında bana böyle uzak konuşmak zorunda olmadığını kaç kere söylemeliyim?"
"Alışkanlık, üzgünüm, hadi kıyafetini bitireli-"
Kapı açıldığında omega susmuş, içeriye giren kralı gördüklerinde ise selam vererek dışarıya adımlamıştı. Kral her zaman vitasıyla baş başa kalmak istediğini belirtirdi, saraydaki herkes buna çoktan alışmıştı.
"Jimin-ah" Yoongi, kapılar kapanır kapanmaz karşısındaki bedene ilerlemiş, kollarının arasına çekerek feromonlarını etrafına sarmıştı. İki gündür onunla düzgün ilgilemediğinin farkındaydı, saray işlerinin yoğun olduğunu söyleyip duruyordu. Fakat eşinin kurdunu hissedemediği için de üzülüyordu, Jimin ona soğuktu. Her şey Jimin için karışık görünse de öyle değildi, öte yandan Yoongi de karışık hissediyordu.
Jimin'i küçüklükten bu yana tanıyordu, abisiyle yakındı ve yakın arkadaşı öldükten sonra onun acısını bile yaşayamamıştı. Çünkü aynı anda babasını da kaybetmişti. Jimin'i ise abisinin okçuluk gibi derslerinde görürdü, sürekli ikisinin peşinde dolaşır, onlar kadar güçlü olacağını söylerdi. Yoongi o küçük çocuğu severdi, abisi öldükten sonra sadece yardımcısı olarak görmek istemişti onu. Uzun süre sonra görmüştü, çok güzeldi ama istediği kadar güçlü olamamıştı. Yoongi'yi koruması gerekiyordu geldiğinde ama Yoongi onu korumayı kendine görev edinmişti.
İşin kötü tarafı, bunlardan Jimin'in haberi yoktu. O Yoongi'yi ve küçüklük anılarını hatırlamıyordu. Jimin'e ihanetçi olduğunu söylemişti fakat kendi babası cadılarla iletişime geçip her şeyi unutturmuştu Jimin'e. Neden yaptığını bilmiyordu hâlâ fakat bir kralın hata yapma payı düşüktü. Babasına güvenmeyi seçti o yüzden.
Sevgisi türüne yönelik değildi, o sadece kraliyete uyan biriydi. Bir omega olduğunu düşündüğü zamanlar onu eşi olarak halkına tanıtırsa halk bunu kabullenmezdi, bu yüzden onu sevmemek adına yeminler etmişti kendine.
Sadece yemin etmekle kalmamıştı.
Çünkü kimse, Kral Min'in sevgisini göremezdi, kendine öyle keskin bir duvar örmüştü ki, herkesin gözünde zalim ve intikamcı bir kraldı.
Görmediler, Jimin'in saraydan çıktığı gece öfkesinin saraydan çıkmasına olduğunu düşündüler. Kimsenin aklına onu kaybetmek korkusuyla öfkeden yandığı gelemezdi, ya da kimse o gece onu saraya getirdikten sonra başında sabahladığını ve gece boyunca koskoca kralın, bir hizmetkârın baş ucunda beklediğini düşünmedi. Çünkü sabah olmadan odasına dönmüş, umursamaz rolüne bürünmüştü.
Bu sadece Jimin'e karşı roldü, başka umursadığı kimse olmadığımdan tek yaptığı diğer insanlara davrandığı gibi davranmaktı.
Vitası olarak saraya giren omega gelince işler çığırından çıkmıştı, eğer eşleşirse Jimin'i kaybedecekti ancak başka şansı yoktu. O dönem öfkesiyle herkesi yaktı, buna Jimin de dahildi.
Hiçbir şey tahmin ettiği gibi olmamıştı, o küçük çocuk, aslında doğduğundan bu yana yakın hissettiği çocuk zaten eşiydi, bunu görmesini engelleyen ise babalarından başka kimse değildi.
Jimin'e gücünü ve feromonlarını saklaması adına ilaç içirip durmuşlardı, üstüne bir de içmezse öleceğini söyleyip korkutmuşlardı.
Bu yüzden türünü bile umursamadan hoşlandığı çocuktan, omega olduğunu sandığı için uzak durmak zorunda kalmıştı.
"Yoongi."
"Bebeğim."
"Bana böyle seslenmen, çok garip."
"Bir sorun mu var?"
"Bahçeye çıkmak istiyorum, Taehyung ile çiçek bahçesine gidebilir miyiz?"
"Jimin biliyorsun, se-"
"Ben Vitayım ve bu çok tehlikeli evet, bundan sıkıldım."
"Pekâlâ, senin istediğin olsun. Ama Jungkook da sizinle olacak."
"Taehyung buna sevinir." Jimin, yanaklarında hissettiği ellerle gözlerini kaçırmış, Kralın kolları arasından çıkarak aynaya doğru ilerlemişti. "Elbisemi bağlamalıyım."
Kral Min farkındaydı, affedilmediğinin ve bunun da kolay olmayacağının. Birkaç adımda eşinin arkasına geçmiş, stresten bağlayamadığı ipleri tutarak sıkıca çekmişti. Gerilen elbise, vitanın bel kısmını sarmaladığında gülümsedi. "Sana kanıtlamama izin ver."
Jimin, yerdeki bakışlarını aynadan eşine çevirdi anlamadığını belirterek, göz göze geldiklerinde nefesinin kesildiğini düşündü. Ne kadar kırgın olursa olsun, o her zaman nefes kesici biriydi.
"İzin ver sana sevgimi kanıtlayayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ignotus peverell, myg&pjm
Fanfictionİkiz Kral lakabıyla bilinen ve tüm dünyayı korkutan Kral Min'in bu lakabı almasının bir nedeni vardır; "Efsaneye göre geceleri ikiz kardeşi suç işleyen insanları acımasızca katleder ve onları halkın görebileceği yerlere koyarmış. İnsanlar onun Ölüm...