Eve geldiğimde kendimi sıcak ve huzurlu yatağıma attım. Bugün neler yaşamıştım öyle? Hepsini düşündükçe deli oluyordum. Arda'nın karşıma sanki hiçbir suçu yokmuş gibi dikilip beni suçlaması çok inciticiydi. Kendi yaptıklarını ne kadar da çabuk unutabilmişti. Oysa benim bir suçum olmamasına rağmen kendimi suçlu hissediyorum. Bu hiç adil değil!
Ben Arda'yla ilk tanıştığımda, ukala, bencil ve kendini beğenmişti. Beni sürekli aşağılardı. Ama ben hep onun içinde güzel yanlarının da olduğunu düşünürdüm. Kısa bir süre sonra benim ona onun da bana aşık olduğunu gördüm. Sonra birlikte 9 sene geçirdik. Bu dokuz sene içerisinde canımı çok fazla yaktı. Hiçbirinde pes etmedim her seferinde tekrar onu hayata geri çevirdim çünkü, bana ihtiyacı olduğunu biliyordum. Benim aşkıma, şefkatime, sevincime, mutluluğuma... Ben onun için birçok şeye katlandım ama anlıyorum ki hepsi boş, bomboş. Artık uğraşmayacağım, artık bir faydası yok, ona olsa bile bana yok çünkü her seferinde canımı yakmayı başarabiliyor, hem de bir öncekinden daha zalimce.
Aslında en çok üzüldüğüm aileme bunu nasıl açıklayacağım. Eninde sonunda Türkiye'ye geri döneceğim ve bir açıklama yapacağım. Ah! Aslında suratıma bakacaklarını da hiç düşünmüyorum. Bizim ailemiz çok varlıklı bir aile ve bir o kadar da asil. Fakat ben bu asilliği bozdum yani ailenin yüz karası oldum diyebilirim. İlk olarak, bir trafik kazası yaptım sorun trafik kazası yapmam değil, sorun bir aileye çarpmam. Uzun zamandır bu yüzden vicdan azabı çekiyorum. Çarptığım ailede anne felç kaldı. Ailem hapse girmeyeyim diye yüklü miktarda para ödedi ve beni evlatlıktan reddettiler. İnsan hayatın bit hata yapar bilemedin iki ama ben birçok hata yaptım; uyuşturucu kullandım, alkolik oldum. O günleri düşünüyorum da hepsi zehir gibiydi. Sonra bir çok tedaviyle hayata geri döndüm ama ailem ve arkadaşlarım bana geri dönmedi. O sıralar yanımda sadece Zeynep ve Umut vardı. Onlar benim kardeşlerimdi ama ben bir kardeş değil yanında güvende hissedebileceğim bir sevgili istiyordum. O zaman karşıma Arda çıktı. Arda'nın ailesi de zengin ve soyluydu. Bu yüzden o zamanlar serseri bir çocuktu. Ama ben onu değiştirdim bu sayede de ailesinin sevgisini ve saygısını kazandım. Kısa bir süre sonra aileler arası söz kesildi. Ailem aramızda yaşanan münasebeti kimsenin öğrenmesini istemiyordu. Ama ben bu oyuna bir süre katlanabildim ve aileme karşı pes ettim. Sonra Zeynep, Umut, Cansu, Arda ve ben ingiltere'ye kaçtık. Burada benim geçmişimi kimse bilmediği için huzurlu ve mutluyum sanırım burayı bu yüzden seviyorum. Ben bunları düşünürken kapının tık tıklanmasıyla irkildim. Ardından Zeynep kapıdan başını uzattı.
"Gelebilir miyim?"
"Korkuttun beni. Gel içeri." Usulca yanıma oturdu ve meraklı gözlerini bana çevirdi. Daha o konuşmadan ne diyebileceğini anladım.
"Zeynep eğer bugün neden eve geç geldiğimi soracaksan, söyleyeyim. Süpermarketin otoparkında Arda beni sıkıştırdı, bu."
"Yani başka birey olmadı bugün?"
"Hayır, sıradan, önemsiz bir gündü."
" Hmm... Yani şu çok yakışıklı olan çocuk önemsiz öyle mi?"
"S-sen nereden biliyorsun peki?"
" Kuşlar söyledi."
" O kuş yanlış söylemiş Yankı çok çok çok yakışıklıydı."
" Şimdi bende ismini soracaktım. Gerçekten o kadar yakışıklı mıydı?"
" Evet ama sevgilisi var."
"Ya... Üzüldüm bak şimdi."
"Saçmalama Zeynep daha tanımıyorum bile."
"Yani tanısan..." Kucağımda duran yastığı Zeynep'e fırlattım. Karşılıklı kıkırdadık. "Peki telefon numarasını aldın mı?"
"Zeynep!"
"Tamam, tamam ben gidiyorum yoksa sabahı göremeyeceğim. İyi geceler." Deyip odadan çıktı. Ben de kendimi uykunun kollarına bıraktım.
***
Sabah uyandığımda yanım yatan bir Arda'yı beklemiyordum. Nasıl da yanıma yattığını hissetmemiştim? Ne kadar kızgın olsam da onun sevimli yüzünü görünce dayanamadım sanırım hala onu seviyordum. Ama o kadar çabuk affetmeyecektim onu biraz burnu sürtsün istiyordum. Bunu uzun zaman yapamayacağımı bildiğim için yanağına kısa bir öpücük kondurdum ve onu yataktan ittim.
Ads by MediaWatchV1home913Ad Options
"Ahhh! Sana da günaydın Arya!" bu dediğine kıkırdasam da bozuntuya vermedim.
"Yatağımda ne işin var?"
"Haklısın ben hemen gidiyorum." Ne yani, ben onun burnu sürtsün istiyorum ama o hiç beni takmıyor. "Arya beni kandırabileceğini mi sandın? Bütün gece uyumadım seni seyrettim ve beni öptüğünü de biliyorum." Deyip suratına muzip sırıtışını yerleştirdi.
"Yo... Hiçte öyle bir şey olmadı tamam mı?"
"Artık kabul et iyi bir oyuncu değilsin ve mümkünse pes et. Hmm... birde sevgilinin kollarına atlayabilirsin." Belli bir süre ifadesiz kalsam da yine dayanamadım ve onun kollarına girdim. Uzun zamandır tatmadığım sevginin tadını çıkarıyordum.
" Pislik yine sen kazandın."
"Tabi ki ben kazanacağım." Deyip saçlarımdan öptü. Kapımın aniden açılmasıyla yerimden sıçramam bir oldu. Kapıyı çalmadan odama giren tabiki de Zeynep'ti. Gördüğü şeyle küçük bir şok yaşamış olacak ki ağızı da bizi görmesiyle aralandı.
"Siz ne ara barıştınız."
"Biraz önce." Sanırım duyduğundan pek memnun değildi.
"Peki, Arya biraz gelir misin?" Tamam anlamında kafamı sallayarak yanına gittim. Kolumdan tutup beni kendi odasına çekiştirdi.
"Arya sen ne yaptığının farkında mısın?"
"Evet, farkındayım ve onu affettim."
"Ne demek affettim? Sana ne yaptığını hatırlamıyor musun?"
"Zeynep lütfen bende farkındayım, biliyorum ne kadar saçma bir şey yaptığımı ama... ben onu seviyorum."
"Hayır, sevmiyorsun sen ona acıyorsun onu öylece ortada bırakmak istemiyorsun bu yüzden affettin değil mi?" Bir an cevap veremedim, ona acımadığımı söyleyemezdim onu ortada bırakmak da istemiyordum ama sanki yapacağım şey onu yarı yolda bırakmak olacaktı.
"Of Zeynep lütfen kapat artık şu konuyu." Biraz alttan almaya çalıştığı belliydi bu yüzden bende üstüne çok düşmedim.
***
Oturduğum bankta düşünüyor, düşünüyor ve düşünüyordum. Arda'yı neden affettiğimi, şimdi ne yapacağımı düşünüyordum. Her sabah yaptığım gibi yürüyüş yapmıştım ve şimdi bu bankta başım eğikti aynı şekilde duygularım da...
Görüş alanımı değiştirip kafamı yukarı kaldırdım ve Yankı'yı gördüm. İstemsizce dudaklarım kıvrıldı ama onun yaptığı öylece bakmaktı. "Seni görünce iyi olup olmadığını sormak istemiştim." "İyiyim, tekrar ilgilendiğin için teşekkür ederim." "Ah! Evet bu kadardı görüşürüz." "Görüşürüz. Bu arada...." Daha diyeceğim şeyi beklemeden gitmişti. Bu tavrının verdiği şaşkınlıkla kaşlarımı yukarı kaldırdım ve düşünmeye devam ettim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN AYDINLIĞI
RomanceBırakma beni. Ben seni bu kadar severken gidemezsin. Bana daha "merhaba" demeyi öğretmeden, "hoşça kal" diyemezsin. Gitme, bırakma beni ben sana çok alıştım. Kalbim sensiz atmaz, sensiz duyamam, nefes alamam... AŞIĞIM ben sana! GİTME NE OLUR GİTM...