Yangın

325 16 4
                                    

Ne hissettiğini bilememek... Gerçekten çok kötü bir şey, ne hissettiğini bilemediğinde nasıl davranacağını da bilemiyorsun. Terk edip gitmeli mi? Yoksa onun yanında mı kalmalı? Terk edersem ne olur? Mutsuz mu olurum, ya da pişman mı? Peki ya yanında kalırsam ne olur? Beni sever mi, çok sever mi? Aldatır mı beni, üzer mi? Sevgime karşılık verir mi? Onu çok sevdiğimi bile bile canımı yakar mı?

Kapının önünde oturup biraz önce yaşadığım, gördüğüm şeyi düşünüyordum. Gerçekten kaldırabilir miyim bunu bilmiyorum. Onsuzluğu kaldırabilir miyim bilmiyorum.

Sanki tek o varmış gibi... aslında ne kadar saçma değil mi? Beni aldatan bir sevgiliyi affetme fikri...

Yankı'nın evinden çıktığımda sokakta onu sarhoş bir vaziyette gördüm eve doğru yürüyordu. Nedense yanına gidemedim. Sanırım biraz - korktum. Kendinde olmadığı için bana bişey yapmasından ama şu anda onu kapının önünde bekliyorum. Ve tam 5 dakikadır sadece bir caddelik yolu bitiremedi. Sarhoş ve başına bir şey gelmesinden korkuyorum, sızıp kalmışta olabilir.

Başına herhangi bir şey gelme olasılığı ile ayağa kalktım ses çıkarmaması için ayakkabılarımı çıkardım. Çıplak ayağım soğuk tahtalara değdiğinde ürperdim. Basamakları tek tek indim, son basamak gıcırdadığında durdum caddeye baktım fakat bir gele yoktu. Ne kadar saçma davranıyorum, onu burada bekliyorum ama karşıma çıkmasından korkuyorum. Sonunda ayağım çimlere değdiğinde rahatladım bu öyle toprağın vücudumdaki elektriği alması ve bu yüzden rahatlamam değil. Bu, tahta merdivenlerin gıcırdamasında kurtulduğum için rahatlamamdı.

Hızlı adımlarla çitlere yürüdüm başımı hafifçe sola uzattım fakat pek bir şey göremedim. Çitlerin üzerinden geçtim kapı varken neden böyle bişey yaptığımı bilmiyorum. Bunu tek anormal olmamla açıklayabilirim.

Kaldırımda biraz daha ilerleyince geçen gün ıssız bir sokakta Arda'yla birlikte sızıp kalan kızı gördüm. Biraz daha yaklaşınca tahmin ettiğim ama olmamasını dilediğim Arda'yı gördüm. Ağlamamak için burnumu çektiğimde beni gördüler. Arkamı döndüğümde Cansu'yu gördüm ve tabi yanında Umut, ikisini de itip eve doğru koşturdum.

"Bana bir sevgilin olduğunu söylememiştin!" Duyduğum sesle resmen yere sabitlendim. Bu duyduğum ses Yankı'nın evindeki kızın sesiydi ve Türkçe konuşuyordu yani aksanlı da değildi. Tekrar geri döndüğümde o da şaşırmışa benziyordu.

"Yankı'nın haberi var mı? Eminim ki haberi olsaydı evinde duş almana izin vermezdi." Kız bana yaklaştı kendinden emin ve cesur adımlarla. "Ne demek istediğini anlamadım." Ben yer miyim bunu bakışı attım. "Saçların ıslak, ses tonun aynı, Türkçe konuşuyorsun. Bu kadar tesadüf olabilir mi? - Hiç sanmıyorum." Yüzüncü kez geri döndüğümde kolumdan tutup beni kendisine çevirdi. "Bu - seni - hiç - ilgilendirmez." Kaşlarımı havaya kaldırdıktan sonra sırıttım. "Sen benim sevgilimi elimden aldın. Sanırım bende bunu ona söyleyebilirim değil mi? İNTİKAM. Biliyor musun, seni bir yerden tanıyorum çok önceden ama - neyse." Kızın arkasına baktığımda Arda'nın yerde uyuduğunu gördüm. Sessiz bir küfür mırıldandım.

Yatağıma kendimi attım. Birkaç saniyeliğine gözlerimi kapattım. Öğürme ve sifon sesiyle gözlerimi açtım. Kapıyı kilitledim, her ihtimale karşı. İyi ki de kilitlemişim çünkü bir dakika sonra Arda kapıya vurmaya başladı. Bende hiç ses çıkarmadım. Zaten hemen gitti.

Aklıma takılan bir şey ardı. Artık ona karşı eskisi gibi davranmıyordum. Önceden olsa kapıyı kilitlemezdim ve onu hemen affederdim. Üstelik onu o kıla görünce de sadece bir kadın aldatıldığında ne hissediyorsa onu hissettim sadece 2 dakikalığına.

Yüzümü kocaman bir gülümseme kaplarken uykuya daldım.

***

Gözlerimi kapımın yumruklanmasıyla açtım. Ah, ne kadaaar güzel bir gün(!) Yataktan doğrulduğumda gece üstümde olan elbiseyle uyuduğumu farkettim. Saçlarım dağılmış ve gözlerim şişmiş bir şekilde kapının kilidini açtım ve tekrar uyumaya çalıştım.

GECENİN AYDINLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin