YORUM SINIRI: 6 VOTE SINIRI: 8
" Arya hadi canım çık artık odadan."
Zeynep ve Cansu yarım saat arayla gelip beni odadan çıkarmaya çalışıyorlardı. Kendimi böyle bir şey için daha doğrusu Arda için yıpratmanın çok saçma olduğunu söyleyip duruyorlardı.
Allah aşkına! Başka ne için üzülebilirim. Hayatımda üzülmem gereken yüzlerce sorun var yani hangisine üzüleyim? İstemediğim bir adamla evleneceğim üstelik bunların hepsi benden habersiz planlanmış ve üstüne üstlük ben bu iğrenç pislik adamı SEVMİYORUM! En kötüsü de elimden hiçbir şey gelmemesi. Ne yapabilirdim ki! Ailem beni hiçbir zaman dinlemedi. Şimdi kendi planladıkları başka bir şey için mi dinleyecekler?
"Arya yeter artık! Giriyoruz bak içeri." Kendimi çarşafın altına soktum. Çocukluktan beri çarşaf altları pek işe yaramasa da en iyi saklanma yerimdir.
Zeynep dikilmiş bana pis pis baktı. Cansu'ysa yanıma oturdu.
"Canım iyisin dimi? Gel aşağı in biraz değişiklik olur belki." Kafamı çarşafın içinden çıkardım. "Kesinlikle aşağı inmek benim çok büyük değişiklik olacak." Cansu kendine özgü havasıyla gözlerini devirdi, "Off, hadi gelll."
"Olmaz bi' kere ben depresyondayım, mutlu olmamam gerekiyor." Zeynep uykulu sesiyle konuştu, "Aman yesinler depresyonunu! Arya lütfen başlama yine. Bak, hatırlatırım bir gün sen yine depresyona girmiştin-"
"Tamam, tamam! Yeter ki bu kadar çok konuşma." Yine sevgili biricik arkadaşlarım kazanmıştı.
Aşağı indiğimizde beni güldürmek için yapmadıkları şey kalmadı. Zeynep, lisedeki hocalarımızı taklit etti. Bu gerçekten çok komikti ama tek yaptığım tebessüm etmekti. Cansu. Umut'la ilk tanıştıklarında yaptığı şapşallıkları anlattı; ilk buluşmalarında deniz kenarında yemek yerken Umut Cansu'nun sandalyesini çekerken heyecandan ikisini birden denize düşürmüş. Ama olmadı yüzümde küçük tebessümler belirse bile içimde hiçbir duygu kımıldamadı.
Zeynep masanı üstünden telefonunu aldı. Bir numarayı tuşladıktan sonra kulağına dayadı. "Kimi arıyorsun?" "Of, Arya!" Ayaklarını sinirli sinirli yere vura vura mutfağa gitti. "Ne oluyor be buna?"
Cansu dalgalı saçlarını edalı bir havayla geriye attı. Bana doğru eğildi. "Eee, şey... Arya hani şu Yankı vardı ya. Ona ne oldu? Hiç görüştünüz mü?" Yine mi ya? Yankı nereden çıktı şimdi?
DING! DONG!
Zeynep mutfaktan koşarak çıktı. " Ben bakarım!"
"Kim gelmiş?"
Cansu beni odama itti. Ben daha ne olduğunu anlamadan dolabımdan kıyafetlerimi çıkardı. " Ne oldu Cansu kim geldi?" "Şimdi güzel bir şeyler giyinip aşağı in Arda geldi?" Arkadaşlarım ona duyduğum nefreti bile bile nasıl böyle şeyler yapabilirler. "Saçmalama nası- nasıl yaparsınız siz- ben size inanamıyorum?"
"Arya lütfen hayır deme sana yalvarırım eğer o gelmeseydi ben sana öyle der miydim hiç?"
"Kim gelmeseydi?" Cansu yine kıyafetlere gömüldü beni hiç dinlemiyordu. Bana kırmızı mini bir elbise uzattı. "Yok artık Cansu bi kere o elbise senin benim öyle bir elbisem olmaz."
"Aman bu seferlik giyse-" "HAYIR dedim!" Mavi bir elbise uzattı. "Cansu biz yaz ayında olabiliriz ama burası sonbahar havasında bu yüzden ben donarak ölmemek için ve Arda'ya malzeme vermemek için kot giyeceğim. Hadi canım sen aşağı in." Sözümü dinledi ve gitti.
Bende siyah kotumu giydim, üstüme öylesine bir t-shirt giydim. Arda için özenmeyecektim.
Saçımı biraz taradıktan sonra aşağı indim. Basamakların sonunda biri Zeynep'le konuşuyordu. Bu Arda'ydı. Onun iğrenç sesini hemen tanımıştım.
Son basamaklarda takım elbise giydiğini gördüm arkası dönüktü. Sanırım kas yapmıştı. Son basamakta ayakkabılarımın bağcıklarına takıldım ve Arda'nın üstüne düştüm. Çevik ve güçlü eller beni çıplak kalan belimden yakalamıştı ama artık çok geçti. Yeri boylamıştık.
Elleri hala belimde sıkı sıkı duruyordu. Ama bu sefer başka bir şey hissettim bir iğrenti değil de daha çok güzel şeyler hissettim. Bir an için Arda'yı affedebileceğimi düşündüm çünkü bana dokunduğun da her yerimin uyuştuğunu hissettim. Başımı yüzüne doğrulttuğum da bir çift mavi gözle karşılaştım.
BU YANKI'YDI.
Arkadaşlar çok uzun zaman oldu biliyorum fakat ben İngiltere'deydim ve yorgunluğu daha yeni yeni üstümden atıyorum. Ve artık yorum ve vote sınırı koyuyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN AYDINLIĞI
Roman d'amourBırakma beni. Ben seni bu kadar severken gidemezsin. Bana daha "merhaba" demeyi öğretmeden, "hoşça kal" diyemezsin. Gitme, bırakma beni ben sana çok alıştım. Kalbim sensiz atmaz, sensiz duyamam, nefes alamam... AŞIĞIM ben sana! GİTME NE OLUR GİTM...