Sabah gözlerimi kapının çalmasıyla açmıştım bu damlaydı içeri girip gülümseyerek
Gitmek istemiyorsun galiba diye söyleniyordu..Yarı hevesli yarı heves siz yataktan kalkıp sanada günaydın damla deyip duşa yönelmiştim.
Damla ise bu evde son kahvaltımız seni bekliyoruz acele et geç kalmak istemezsin değil mi deyip kapıyı kapatmıştı.İçimden doğru olanı bu eylül diye geçirirken bir yandan dan içimde ne ile karşılaşacağım korkusu vardı..
Üzerimi giyip yatağımı düzeltip bavulumu elime alıp son kez odaya bakmıştım ve boynumu büküp derin bir nefes alıp kapıyı bir daha açmamak üzere kapatmıştım....
Kahvaltı masasında derin bir sessizlik vardı kimse konuşmuyor herkes iştahsız tabağındaki yiyecekleri kurcalıyordu her zaman ki kahvaltı dan eser yok tu..
Sessizliği murat bozmuştu Michael ın annesi seni uğurlamak istediğini söyledi ve uçağın orada bekleyeceğini söyledi..Derin bir soluk verip peki demiştim.
Damla ile etrafı toparladıktan sonra gitme vakti gelmişti..
Bu eve geldiğimde acıyla öfkeyle nefretle gelmiştim ama giderken içimdeki duygular daha çok mutluluk sevinç olması gerekirken ben üzülüyordum Michael bana bu vadede çok iyi gelmişti hemde her yönden onu aslında kötü hatırlamayacaktım belki de özlerdim...
Araçlara binip havaalanına doğru gidiyorduk kalbim duracak gibiydi bir yandan keşke Michael ı son bir kez görebilseydim diye geçiriyordum bir yandan da gittiğimde nasıl karşılanacağımı düşünüyordum...
Ve nihayet gelmiştik murat bavulları taşırken damla ve beni Michael ın annesi karşılamıştı damla müsaade isteyip muratın yanına gitmişti..
" Benim güzel kızım. Demek buraya kadar mış demek gidiyorsun evine toprağına yuvana.
Sana şunu söylemeliyim ki bende en az Michael kadar suçluyum. Ona kızarken ona olan kininin öfkenin sinirinin yarısını da bana beslemelisin.
Michael ı ben doğurdum ben büyüttüm ona hem anne hem baba oldum.
Michael hep babasının geride bıraktığı işleri yönetmek için kendine hiç zamanı olmadı kendini göremeyecek kadar kendini bu işlere verdi onu ne yaptıysam asla vazgeçiremedim birini sevsin mutlu bir yuva kursun eşiyle çocuklarıyla daha az yoğun bir hayat sürsün istedim ama kimi hayatına dahil ettiysem asla istemedi o kadar korkuyordum ki hiç aşık olamıycak hiç evlenmiycek diye sonunda oğlum Bi imkansız a aşık oldu seni buraya getirme fikri onun değil Di inan buna o seni uzun zaman zaten uzaktan sevdi izledi ona bunu yaptırmaya zorlayan bendim belki seversin dedim belki dedim ama hiçbir şey anne olmanın evlat hasretinin önüne geçemez sende çok güzel bir annesin eşsin bu kadar ihtişama zenginliğe sana aşık olan bir adama ve bu imkanlara kimse hayır demezdi kalbinin güzelliği hep böyle devam etsin güzel kızım umarım ikimizi de affedersin yolun daima açık olsun biz seni çok sevdik yolun açık olsun"Gözyaşlarım yüzümden süzülürken öylece baka kalmıştım arkasından...
Damla koluma girip hadi gidelim artık elinin tersiyle ittiğin özel uçağını kaçıracaksın diye beni güldürmeye çalışıyordu gözyaşlarımı silip hafif tebessüm le uçağa binmiştik..
4 saat lik bir yolculuk olacaktı bu annesinin sözleri beni çok etkilemişti Michael ı bir daha göremeyecek olmanın üzüntüsü içimi kaplamıştı kendi gelmese bile annesi bile benim için gelmişti insan yerine konulmuştum bende Michael a bir veda etmeliydim...
İnince ilk işim onu aramak olacaktı söyleyeceklerimi kafamda tekrar ede ede toparlamaya çalışıyordum ve başımı yaslayıp manzarayı izlemeye başlamıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ EVE GÖTÜR
General FictionEvli bir kadının zengin bir iş adamı tarafından kaçırılıp....