525 37 116
                                    

Mutfağa girdiğinde bir anlığına kalbinin durduğunu hissettin. Yavaşça şamdanı kenara bıraktın.

Lacivert, kırmızı ve beyaz renteki dalgalı saçları birbiriyle uyum içinde duruyordu. Uzun boyluydu, üstünde siyah askılı beyaz bir gömlek ve siyah bir pantolon vardı.

Tezgahın yanında durmuş, su içip bir yandan da mutfak penceresinden dışarı bakıyordu. Sana sırtı dönüktü.

Bir anlığına ona arkadan saldırmak istedin. Şamdanın hemen yanındaki bıçağı eline aldın. Yavaşça ona adımladın ve bıçağı iki elinle kavrayıp havaya kaldırdın.

Daha önce böcek bile öldürmemiştin, bu yüzden biraz korkuyordun. Ellerin titriyordu. İçinden onlarca dua okudun ve sonunda bıçağı ona doğru savurdun.

Ama arkasını dönüp ellerinle beraber bıçağı yakaladı. Böylece yüzünü görebildin.

Koyu mavi gözleri ve uzun kirpikleriydi ilk dikkatini çeken. Sivri yüz hatları yoktu. Burnu küçük ve zarifti. Pembe dudakları vardı. Hiç anlatıldığı gibi korkutucu durmuyordu Fransız İmparatorluğu.

Ama kesinlikle yakışıklıydı.

Senden 7-8 santimetre uzun olduğunu fark ettin. Bu yüzden ellerini yakaladığında havada asılı kalmıştın.

Korkunu biraz atlatıp ellerini çekmeye çalıştın. Bunun üzerine ellerini bıraktı ve geriye sendeledin. Dengeni sağladın ve bıçağı kenara bıraktın.

"Evinden çıkın, aksiyon istemiyorum." dedin ona.

"Bana bıçak çeken sendin, ben silahsızım."

Yumuşak bir sesi vardı, sanki seni ikna etmeye çalışıyor gibiydi.

"Sadece korkmuştum, kendimi korumak benim en büyük hakkım." diyerek üste çıkmaya çalıştın.

"Su içen adamlardan mı korkuyorsun?" diyip kıkırdadı. Kıpkırmızı oldun ve sesini yükselterek üstünlüğünü kurmaya çalıştın.

"Evime gizlice giren insanlardan korkuyorum ve-"

"Ben insan değilim." Diyerek gülümsedi Fransız.

Lafını kesmesi iyice sinirini bozdu ama ona hiçbir şey de diyemiyordun. Bunu fark etti ve sana doğru bir adım attı.

"Birkaç günlüğüne saklanmam gerek. Çevre köyleri ve semtleri dolaştım ama kalabileceğim en iyi yer burası. Eğer kalmama izin verirsen kendimce takılırım, varlığımı bile hissetmezsin."

Durdu ve bardağından bir yudum daha su içti.

"Ama yaygara çıkarıp benim başımı yakarsan..." Sağ elini havaya kaldırdı ve az önce senin elini ve bıçağı tutarken yanlışlıkla kesilen yeri gösterdi.

"...kasten saldırı ve cinayete teşebbüs suçlarının idam cezasına denk geldiğini biliyorsun."

Onun kalmasına izin verecek miydin?




3. Bölüm Sonu

ғʀᴀɴsɪᴢ İᴍᴘᴀʀᴀᴛᴏʀʟᴜğᴜ x ʀᴇᴀᴅᴇʀHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin