501 38 107
                                    

Ailen öldükten sonra  yemin etmiştin, onlar yaşayamadığı için sen yaşayacaktın, onların hayallerini sen gerçekleştirecektin.

Babanın hayali gibi onlarca yabancı dil öğrenecektin.

Annenin hedeflediği gibi kadın-erkek eşitliğini savunacak ve kimseyi ezdirmeyecektin.

Ve son olarak kız kardeşinin istediği gibi dünyadaki herkesin kıskanacağı kadar güzel ve zeki bir kadın olacaktın.

Bunları gerçekleştirmeden ölemezdin. Onu eve kabul etmeliydin.

"Peki, ne kadar kalacaksınız?" dedin ona.

"Şu anlık belli değil, eğer durum kötüleşirse 2 ay bile olabilir."

"Yuh!" diye bağırdın kendini tutamayarak. O da sağ elini biraz daha havaya kaldırdı. Bu 'sus' işareti üzerine susmak zorunda kaldın.

İç çektin ve kapının dışını işaret ettin.

"Hadi size bir oda ayarlayalım."

Fransız İmparatorluğu yanından geçti ve mutfaktan çıkarak koridora geçti. Sağ elinden kan damladığını o zaman fark ettin.

"Bekleyin!" dedin ve arkasından koştun. Dönüp sana baktı. Hemen köşedeki dolaptan sargı bezi aldın. Sonra ona koltuğu işaret ettin.

"Şöyle oturun, elinizi saracağım." 

"...Pekala." Diyerek oturdu. Elini eline aldın. Önce peçeteyle elindeki kanı sildin. Sonra da sarmaya başladın.

Parmakları zarifti, eli yumuşacıktı. Yarayı yavaş yavaş sarmaya devam ederken bir yandan da elini inceliyordun. O da dikkatlice sana bakıyordu, hissediyordun.

Yarayı iyice sardıktan sonra elini bıraktın. Yavaşça ayağa kalktın. Onun da peşinden geleceğini bildiğin için merdivenlere yöneldin.

Merdivenleri tek tek çıktıktan sonra birinci kattaki 1. odaya girdin. Burası misafir odalarından sadece biriydi. Odada geniş bir pencere, iki kişilik bir yatak ve iki kapaklı bir dolap vardı. Ayrıca odada ebeveyn banyosu da vardı.

"Sanırım burası ideal." diye mırıldandın ve arkana döndün. Fransız'ın senden sadece 10-15 santimetre olmasından afalladın ve geri sendeledin.

"Ee... Siz burada kalabilirsiniz. Biraz dinlenin, ben aşağıda olacağım."

"Adımın 'siz' olduğundan pek emin değilim ama..." diyerek sana sırıttı. Sonra sadece gülümsedi ve "Bana siz demek zorunda değilsin." dedi.

Hemen "tamam" dedin ve odadan çıkıp merdivenlere yöneldin. Sonradan kafana dank etti, ona adını söylememiştin.

Adını söylemek üzere geri döndün ve odaya girdin. Daha doğrusu, odaya giremedin.

Kapıda onunla çarpıştın ve burun buruna geldiniz. Düşmemen için seni kollarından tuttu. Üstüne üstlük gömleğinin önü açıktı ve tüm kaslarını görebiliyordun.

İçinden 'hass*ktir' diye mırıldandın.



4. Bölüm Sonu

ғʀᴀɴsɪᴢ İᴍᴘᴀʀᴀᴛᴏʀʟᴜğᴜ x ʀᴇᴀᴅᴇʀHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin