Merhaba, minik Kuşlarım, öncelikle uzun zamandır hikaye yazamadığım için sizlerden özür diliyorum. Ama artık buradayım bölümler karşınızda olmaya devam edecek.
************
- 3 Saat sonra -
Berkayı arkada bıraktığım için kendimden nefret ediyorum. Bu kız için hayallerimizden, davamızdan vazgeçti. 3 ay boyunca kazdığımız tünelden araçlarımızla çoğumuz dışarıya çıkabilsede neredeyse 4'te üçümüz Özel kuvvet askerleri tarafından öldürürdüler. Aylardır pek gün yüzü göremediğimizden şehirleri artık tanıyamaz haldeydik. Bazı yerler yakılmış, yıkılmış ve kimyasal zehirli bombalarla havası kirlenirmişti. Daha önceden gaz maskeleri tedarik ettiğimizden zehirli havaya karşı önlemimiz vardı. Şuan için en büyük sorun yaralımızın olmasıydı. Hala peşimizde olup olmadığını bilmeden mola verilmesini yanlış bulsamda insanlarımız bitkin düşmüştü. Berkayın bana emanet ettiği kızı, doktor Aliye gözkulak olmasını söyledikten sonra Liderimiz Fevzi in yanına gidecektim. Durum hakkında ne yapılacağını konuşmamız gerekiyordu.
Havanın zehirli olması yetmez gibi sert rüzgarların esmesi ve soğuk olmasıda var, sanki hiç zorlanmamışısız gibi. Fevzi, klasik liderler gibi insanları formalite gereği sormasından nefret ediyorum. Belki sadece yapmacık davranışları sevmiyo- rumdur. Ona geldiğimi gördüğünde yanındakini uzaklaştırıp benim yanına gelmesini bekliyordu. Yanına gittiğimde düz halinde park edilmiş araçlar boyunca yürüyorduk. İkimizde ortamın karams- arlığından olacak ki sessizdik. Bu anlamsız sessizliği " Fevzi Reis." Diye bozduğumda bana dönmesini sağladım. " Askerler bize yetişemeden ne yapmamız gerekiyor." Dediğimde Fevizinin yüzünde ilk defa korku ile çaresizliği görmüştüm. Ellerini iki yana savurmasından da gayet iyi anlaşılıyor bir planı olmadığından.
Bana parmağıyla insanları işaret ederek "Sadece canımızı kurtaralım." Dediği anda elim istemsizce yumruk olmuştu. O an Fevziye yumruk atmak istemiş ama kendimi tutmuştum. Evet bir şeyi kazanmak için bazı şeyler feda edilir ve yeri geldiğinde bizde bu insanları davamız için feda edebiliriz. Ama Fevzinin bu yaptığı hem ahmakça geç bencilce bir tutumdu. Grubun militan kısmı benim emrin altında olduğundan kolayca Fevziyi indirebilirdim. Ama içimdeki ses bunu yapmanın bir faydası olmayacağını söylüyordu.
" Fevzi, aklını başına getir bu insanlarla yeni kuracağımız bölgeye gidip yeniden koloni inşa edip insanlığın sonunu getirmekten kurtaracağız ve yeri geldiğinde bu insanlar minnet borçlarını ödemek adına bizim için canları verecekler."
Fevzinin yüzünde eski sırıtışı gördüğümde teklifimi kabul ettiğini anlamıştım. En yakın adamı Furkanı çağırıp bir an önce grubun toparlanmasını emretmişti. Evet burada çok kalamazsık aksi takdirde Özel kuvvetler yetişip buracıkta bizi katlederlerdi milyonlarca insana yaptıkları gibi. Herkes ağır ağır araçlara binerken bende yararlı kızın yanına gitmiştim. Zar zor nefes aldığını gördüğümde nedenini bilmesemde mutlu olmuştum. Kızın çekiciliği beni baya etkilemişti. Ama bir davam var ve davamda aşka yer yok, olmamalıydı. Doktor Ali yanıma geldiğinde "" Kızın nabzı normale dönmeye başladı. " Teşekkür mahiyetinde başımı sallayarak yapmıştım. Bir an önce bu pis yerden uzaklaşmak istiyordum. İçimde kötü hislerin gezdiğini anlıyabiliyordum. Şuan bulunduğumuz mevki Sakarya, düzce mevkii arasıydı. Fevzinin dediğine göre Ankaraya eski başkente gidiyorduk. Bu olaylardan sonra büyükşehirlere gitmek pek akıllı değildi. Ama neden Ankaraya gitmek istiyordu ki? Bu şey olduktan sonra ülkede en büyük tehlike kundakçılardı. Bunlar gözü kana doymamış kişilerdi. İnsanları talan etmek dışında zevkleri uğruna katledip ve daha da ileri giderek canlı canlı yiyorlardı. Medeniyetten izleri kalmamış bir gruplardı. Ve bu tarz gruplar büyükşehirler ve yakınlarında kamp kurarlardı.
Yol boyunca epey kilometre kattetmiştik. Ve geçtiğimiz yerlerde sadece kan, gözyaşı görüyorduk. Evet yaşamak için bazı kimseleri feda etmek gerekirdi. Bu bazıları için gaddar gibi gözüküyordu. Ama dünyamız eskisinden bile çok değişti. Yeni bir topluluk, ülke ve dünya inşa etmek istiyorsak bunun için fedakarlıkların olması lazımdı. Ve bazılarını yem olarak kullanmak zorundaydık ki çocuklarımız için yeni bir gelecek kurabilelim. Ama dur durak ilerlerken Fevziye konuşmalarımdan anladım ki bu adam sadece kendini düşünüyor kundakçıdan bir farkı yok. Ama benim şuan aklımda Berkay vardı. Acaba şuan nerede ve ne yapıyordu. Omh öldürmüş olabilirler miydi? Bu düşünceyi hiç dilemek bile istemiyorum. Arada bir kıza bakıp gözlerinin açılmasını umutla bekliyordum. Belki kız bu olayların neden olduğuna dair birşeyler biliyor olabilir diye düşünüyordum. Akşamın karanlığı çöktüğünde hiçbir yer göremiyorduk. Sadece araçların far ışığı önümüzü aydınlatıyor o da bir kısmı ilerisi hala bizim için muammaydı.
Ve birden bağırışlar duyduğumuzla ellerinde meşale tutanlar üzerimize saldırıyordu. Fevziye baktığımda kılını bile kıpırtadmıyordu. Militanlara " Saldırın." Emir verdiğimde beni dinlememişlerdi. İnsanlar gizlenmeye çalışıyorlardı. Ama her şey için çok geçti. Yüzlerine anlamsız dövme yapan kundakçı kişiler buradaki son halkı diri diri yakıyorlardı. Ve kimse buna tepki göstermiyordu. Fevzi ve militanları kundakçıların lideri olduğu adamın yanına gidip bu katliamı seyrediyorlardı. Doktor Ali, yanıma geldiğinde ağır yaralı haldeydi. Onu omuzlarıma aldığımda gözlerimden yaş süzüldü. "Ali amca, uyan kurtaralım insanları hep yaptığımız gibi... Uyan..." Doktor Ali, öksürüklerine aldırmayıp gözlerini kısarak aylanın elini tutmuştu.
" Ayla kızım, şu kızcağızıda alıp Sahil adı verilen bölgeyi bul. Oraya ulaşırsan güvende olacaksın. Ve o bölgede eğer yaşıyorsa önceki dünyamızda profesör Yaren hanımı bul bütün soruların cevabı onda."
Ayça, gözlerini kapatıp daha fazla zaman harcamayacaktı. Bir kez daha bu insanları piyon yerine koyup ölüme terk etmişti. Kundakçılar, insanlarla uğraşırken gecenin karanlığını lehine çevirip kızı da alıp buradan uzaklaşmaya başlamıştı. Epey ilerlediğinde uzaktan araçlar yanıp halkın çığlıkları kulağını tırmalıyordu. Ayça ve yaralı kız, karanlığı yoldaş edinip kundakçılardan kurtulmuşlardı. Ama her şey yeni başlıyordu. Doktor Alinin dediği sahil denilen yere ve profesör Yareni bulmaları gerekiyordu. Bakalım bu iki kızın başlarına daha ne gelecekti.
********
Sevgili Okurlarım, bir bölümün de sonuna geldik umarım beğenmişsinizdir. Güzel düşüncelerinizi yorumlara bekliyorum gelin hep beraber konuşalım. Hepinizi çok seviyorum 💝😘🥰💕

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyaların Parçalar
Kurgu OlmayanMerhaba, uzun süredir Wattpad'ta hikayeler okuyorum. Ve bugün ilk hikayemi yazmaya adım attım. Hikayenin konusu özetle ; BİZ'iz, İNSan, TOPlum ve bizleri anlatan her şey bu kapağın ardında sizleri bekliyordu. Buraya adım attığınızda kendimizi okuya...