20.Bölüm

3 0 0
                                    

Anlamış bir şekilde kafasını salladığında girdiğimiz nezarethanenin odalarında gezindirdim bakışlarımı.Batu'yu arayan bakışlarım her seferinde farklı bir suçluyla karşılaşıyordu.

Kalp ritmim göğüs kafesimi delecek raddeye geldiğinde şuan gerçekten korktuğumu hissediyordum.Adımlarımız yine aynı demirliklerin önünde durduğunda bakışlarım saniyesinde Batu'yla karşılaştı.

İçerideki tek oturma yeri olan vir tahtanın üstüne oturmuş bakışlarını bana çevirmişti.Afallamış bir şekilde bana bakarken az da olsa soğuk ifadesini koruyordu.Şaşırdığını anlayabiliyordum ama onun kadar ben de şaşkındım.

Onunla karşılaşacağımı biliyordum ama bu anı yaşamak tamamen farklı bir histi.

"Özel konuşmamız gerekiyor."

Görevli ona yönelttiğim cümleyle yanımızdan ayrılırken son bir şey söyledi.

"Sadece on beş dakika."

Başımla onayaldım.Kaçış yolu için gayet uygun bir vakitti.Telefonumu çıakrıp hızla gruba kısa bir mesaj attım.

Ben nezarethaneye geldim.

O sırada Can'ın önceden attığı mesaj gözüme çarptı.

Kıyafetleri alacağım yere geldim ama burada her bir dolabın numarası var nasıl açacağım?

Hızla yeniden yazmaya başladım.

Uygar Yazgı yazan dolaba 1987 şifresini deneyerek girmeye çalış.

Bakışlarım tekrar Batu'ya döndüğünde demirlikleri kavrayan ellerimin titrediğini fark ettim.Ayağa kalkıp yanıma ilerlerken zorlukla yutkunabilmiştim.

Gözlerindeki yorgunluğu artık daha yakındna görebiliyordum.Kafasını yana yatırıp ne işin var der gibi baktığında çantamı araladım.

Kapısının üzerindeki nımaraya kısa bir bakış attığımda çantamda on iki numarayı gösteren anahtarı aradım.

"Sakın bunu yapma."

Cümlesini önemsemeden elimi demirliklerden çekeceğim sorada elimin üzerinde elini hissetmemle afalladım.Demirliklerin üzerindeki elimi sıkıca kavradığında kaşlarım çatıldı.Ne yapmaya çalışıyordu?

"Beni kurtarmanı istemiyorum."dedi kısık bir sesle.Nefesini yüzümde hissettiğim an boşta olan elimle çantamda nahtarı aramaya devam ettim.

Onuncu numaralı anahtarlar elime geçtiğinde heyecanım kat kat artıyordu.

12

Anahtarı bulduğum an diğer eliyle boşta olan bileğimi de kavradı.İki elimi de demirliklerin üzerine sabitleyip tekrar elini elime bastırdığında ona gerçekten sinirlenmeye başlıyordum.

"Bunu senin için yapmıyorum.Bırak elimi."

Birkaç kez elimi çekmeye çalıştığımda elimi acıtmaktan başka bir şey yapmadığımı fark ettim.Durksayıp yüzüne baktığımda ifadesiz bakan gözlerini yerini ufak da olsa anlamlandıramadığım bir his kaplamıştı.

"Neden bana iyilik yapıyorsun?Senden,sizden,hiçbirinizden bu iyiliği istemedim.Onlar beni yanında istiyor belki.Sen,sen neden yardımcı olmaya çalışıyorsun?"

Bakışlarım gözlerinin üzerinde donakaldı.Gözlerini ince çizgilerine kadar görebiliyordum.Gözünün yansımasında kendi yüzümü görebiliyordum.Bakışlarında bütün hisleri barındıran çözemediğim bir ifade vardı.

"Ben kurtarmak istemiyorum.Sadece onlara yardım etmem gerekiyor.Son görevimi yerine getiriyorum."

Durksadığımda hala sıkıca tuttuğu ellerimin sızladığını hissedebiliyordum.Bakışları onları ararcasına nezaretin kapısına iliştiğinde konuşmama devam ettim.

KATİL&MAKTÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin