2 hafta sonra
Kapalı ve sisli bir havanın soğuyla titreyerek yatağımda doğruldum.Akşam üzerime örttüğüm yorgan yerde,vücudum buz tutmuştu.Balkonun kapısı yine aralıktı ve içeri şiddetle yağan yağmur damlaları giriyordu.Çqtı katından olduğum için yağmurun sesi şiddetle kulağıma ulaşıyordu.
Burnum,ağzımdan nefes almama sebep olacak kadar tıkanmıştı.Ağzımdan sayısız hapşuruk koparken annem odama girdi.
Bakışları birkaç saniye yerdeki yorganda gezindiğinde sinrili bakışlarını sezdim.Ayaklaıp yorganı topladığımda saate bakıyordu.
"Yarım saatin var İlay'cım.Kahvaltı yapmadan evden çıkmıyorsun."
Derin bir iç çekip annemin yanından geçtiğimde lavaboya girip hızla işimi hallettim.Odama geçip üzerime kalın birşeyler geçirdiğimde çantamı alıp odadan çıktım.
Gözüm bileğimdeki saate kaydığında yaklaşık on dakika içinde hazırlandığımı fark ettim.Mutfağa indiğimde bakış açıma koltukta oturan babam girdi.
Sigarasını küllüğe bastırıp söndürdüğünde bakışları bana kaydı.
"Günaydın güzellik."
Gülümseyip karşılık verdiğimde karşısına oturup birşeyler atıştırmaya başladım.
"Bugün okula sen bırakabilir misin?"dedim büyük bir istekle.
Otobüsle gidersem sırılsıklam olacağım kesindi.
"Yarım saat önce amirlikten telefon geldi.Yine bir cinayet haberi.İncelemeye gidenlerin yanında olmam gerekiyor."
Bakışlarındaki hayal kırıklığını fark ettiğimde dudaklarım aralandı.
"Tamam.Sorun değil."
O an aklıma takılan düşünceyle kaşlarım çatıldı.İlk cümlesinde takılı kalmıştım.Cinayet haberi demişti...
"Ne olmuş peki.Cinayeti kim işlemiş biliyor musunuz?"
Bakışlarımı babamın üzerinden ayırıp önümdeki tabağa sabitlediğimde dikkatim vereceği cevaptaydı.Annem içeri girerken babamın ağzından çıkan cümle içimdeki şüpheyi körükleyecek derecedeydi.
"Dosyalar ulaşmadığı için ben de bir şey bilmiyorum ama cinayeti işleyen kişinin genç bir çocuk olduğu söyleniyor.Fazla işbirlikcisi varmış."
Gözlerim fal taşı gibi açıldığında hissettiğim sadece korkuydu.Neden korkuyordum bilmiyordum ama sevinmediğim kesindi.Eğer bahsettiği kişi Batu'ysa ve Batu'nun polislerden haberi yoksa onlar için gerçekten endişe duyuyordum.
Nefes alışlarım hızlandığında göğüs kafesimin daraldığını hissediyordum.Zar zor derin nefesler almaya çalışıyordum.Nasıl izlerini buldukları hakkında hiçbir fikrim yoktu.Olayın geçtiği yerde hiçbir kamera yoktu,cesedi gömmüşlerdi,bir hafta önce ise nereye olduğunu bilmesem de kaçmışlardı.
Arkalarını bu kadar temiz bırkaırken nasıl kendilerini ele vermişlerdi anlayamamıştım.
"Ben çıkıyorum.Akşam büyük ihtimalle geç geleceğim."
Babam yanımızdan ayrıldığında ben de koşar adımlarla evden ayrıldım.Evin kapısındaki su göletinde ayaklarımın sırılsıklam olmasını umursamadan durağa koşmaya başaldığımda bir yandan telefonumu arıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİL&MAKTÜL
Azione"Biz kaldırım taşları arasında yetişen çiçekleriz.Ezilen,görmemezlikten gelinen,olmaması gereken yerde olan ve hiçbir yere ait olamayan insanlarız.." Gözleri o kadar çökmüştü ki içim sızlamıştı.Üzülüyordum.Hissettiklerini hissediyordum,bakışlarında...