Merhaba directionerlar! İşte yeni bölüm. Biraz ara verdim gibi ama performanslarımla uğraşıyordum. Neyse iyi okumalar. Oy verip yorum yapmayı unutmayın x
Aleyna'nın gözünden...
Kapı çaldığında Çiğdemler geldi sanarak heyecanla kapıya doğru koştum ama karşımda onlar değil 1D vardı. "Selam çocuklar" dedim. "Selam esmer güzeli" dedi Louis içeri geçerken. Hepsi tek tek içeri geçtiler. Harry'nin o kadar umurunda değildim ki kafasını kaldırıp selam bile vermemişti. Ama kendimi üzmeyecektim. Zaten ona beslediğim duygu aşk değil hayranlıktı. Yani öyle olmasını umuyordum.
"Sürpriz prova falan mı?" diye sordum. "Misafir olmak için gelmiş olamaz mıyız?" dedi Liam. Kafamı iki yana sallayıp "Hayır" dedim. "Yani ben sizin yerinizde olsam yosun tutana kadar yatağımdan çıkmazdım."
"Bizimde planımız oydu zaten ama Paul buraya gelmemizi söyledi" dedi Niall. "Her neyse. Yemek var mı?" Başparmağımla arkamı göstererek "Mutfak orada" dedim. Ellerini ovuşturarak ayağa kalkarken "Güzel" dedi ve mutfağa gitti. Arkasından bir müddet baktıktan sonra koltuklardan birine oturdum. "Sorun ne?"
"Bizim küçük sakar kızımız, partide bir garsona sarılırken görüntülenmiş." Dedi Louis elinde ki telefonu bana uzatırken. Telefona uzanarak kaşlarımı çattım. "Yanlış anlaşılmıştır. Hilal tanımadığı birine neden..."
Fotoğrafı görünce sustum. Elbise onun elbisesiydi. Ayakkabıları, saç modeli aynıydı.
"Ne ara olmuş?" diye fısıldadım Türkçe. Çocukların anlayıp anlamaması şuan pekte umurumda değildi. Resmi biraz büyütüp sarıldığı çocuğa baktım. Tanıdık geliyordu ama nereden hatırlıyordum?
"Ben bu çocuğu biliyorum" dedim. Harry yayıldığı koltukta yavaşça dikleşerek "Nereden?" diye sordu. Sonunda beni umursaması garibime giderken ona bir bakış atıp telefona döndüm.
"Hani Hilal'in kriz geçirdiği gün otele beraber giriş yaptığı çocuk vardı ya"
"Hangisi" dedi merdivenlerden inen Mine. Çocuklara gülümseyip yanıma oturdu ve telefona eğildi.Fotoğrafı görünce ağzı koca bir o şeklini almıştı.
"Neydi adı?" dedim kaşlarımı çatarken. "David?"
"Dave" dedi Mine. "He. Evet Dave" dedim. "Çocuğu tatlı bulduğunu söylemişti ama aralarında böyle bir şeyin olduğunu bilmiyordum"
"Demek ki yıldırım aşkıymış" dedi Niall ağzında ki kurabiyeler yüzünden yarım yamalak konuşurken. "Öyle bir şey olduğunu da sanmıyorum" dedim.
"Peki aralarında daha başka ne tür bir ilişki olabilir?" diye sordu Harry sinir bozucu bir tavırla.
"Arkadaşlık??" dedim.
"Az önce arkadaşlıktan bahsetmiyordun ama" dedi kaşlarını kaldırarak.
"Aşktan da bahsetmedim" dedim.
"İngilizceni bu kadar geliştirdiğinden de bahsetmemiştin" dedi Niall. Mine ve Liam aynı anda "Kapa çeneni Niall! (Shut up Niall)" diye bağırdılar. Onlara bir bakış atıp Harry'e döndüm.
"Demek istediğim" dedim yutkunurken "Hilal kolay arkadaşlık kurabilen birisidir ama bir o kadarda utangaçtır. Yani o çocuğa sarılmak istediğinden emin değilim"
Harry oflayarak "Ben gidiyorum" dedi ve ayağa kalkıp çekip gitti. Arkasından bakakalmıştım. "Sen ona bakma tatlım" dedi Louis. "Harry her zaman biraz agresiftir." Kafamı sallayıp elimdeki telefonunu uzattım.
.......................
Hilal'in gözünden...
Herkes göründüğü gibi olmak zorunda değildi. İyi birisi gibi görünen kişiler kötü çıkabilirdi veya tam tersi de söz konusuydu. Bu kişilikle alakalı bir durumdu. Bunu biliyordum. Ama Zayn'in yaptığı sadistlik derecesinde kırıcıydı. Onun böyle biri olduğunu hiçbir zaman düşünmemiştim. Sürekli kahkahalar atan, 'eğer bir erkek bir kızı ağlatıyorsa o erkeği döverim' gibi cümleler kuran Zayn'le karşımda ki Zayn aynı kişi değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5Kız 5 Oğlan
FanfictionBiz bunların hiçbirini hayal etmemiştik. Tek düşündüğümüz yarışmayı kazanıp ünlü olmaktı. Belki de sevilmek istiyorduk hayranlarımız tarafından. Ama düşündüğümüzden de fazlası çıktı karşımıza. Hem iyi hemde kötü olarak... Karşımıza aşk çıktı, ama ol...