Sanırım Wattpadte bir sorun var. Yüklüyorum fakat kabul etmiyor. Hadi bakalım.
"Daha iyi misiniz?" dedi Paul elinde ki telsizi kemerinde bir yere tuttururken. Çiğdem'in elime tutuşturduğu kahve bardağını alırken kafamı salladım.
"Biz iyiyiz iyi olmasına ama... Allah aşkına kim niye böyle bir şey yapsın ki?" dedi İlayda. Çok haklıydı. Kimin bizimle ne alıp veremediği vardı? Herhangi birine zararımızın dokunduğunu sanmıyordum. Daha doğru dürüst konser bile verememiştik ki!
"Fazla tanınmanın zararları" dedi Liam kahvesini sehpanın üzerine bırakırken. "Mr.X'i hatırlamıyor musunuz?"
"Ben hala o pisliğin ensemizde olduğunu düşünüyorum" dedi Niall.
"Bilemiyorum" dedi Harry de. "Uzun zamandır bize bulaşmıyor"
"Bize bulaşanda Mr.X olmasın" dedi Mine mavi gözlerini kocaman açarak.
Paul "Sanmıyorum" dedi. "Onun yöntemleri daha farklıydı. Bu farklı birinin işi"
Sonra uzun bir sessizlik oldu ve bu sessizliği Aleyna böldü. "İzin verirseniz ben odama çekilmek istiyorum. Malum, yorucu bir gündü" dedi ve kimsenin bir şey demesine izin vermeden hızla merdivenleri çıktı. Bir süre arkasından bakakaldım. İrem elini omuzuma koyup "Onu düşünme. Biraz vicdan azabı çekiyor o kadar." Dedi. Her ne kadar kafamı sallasam da Aleyna'nın iki katı vicdan azabı çekiyordum. Acaba gerçekten her şeyi abartan aptalın teki miydim? Onun kalbini kırmış mıydım? Sonuçta uzun yıllardır arkadaşımdı. Ama bana söylediği şeyler gururuma dokunmuştu. Biliyorum, dost acı söylerdi ama onunkisi gerçekten çok fazla acıtmıştı. Yine de kendimi onu kırıp kırmadığımı düşünmekten alı koyamıyordum. Öyle ki gece olup ta yatağa girdiğimde gözümü uyku tutmamıştı. Yatakta bir sağa bir sola dönerek onun bana neler söylediğini, benim ona ne cevap verdiğimi düşünüp durmuştum. "Bu böyle olmayacak" dedim kendi kendime ve yataktan çıktım. Altımda bana bayağı uzun gelen, kırmızı bir pijama altı, üstümde siyah askılı badi vardı. Ayağımdaysa terlikler. Saçımın dağınık topuz oluşunu da denkleme eklersek ortaya çıkan formül Kezban kız profili oluşturuyordu. Bu tipimle kimseye görünmem gerekiyor ve ayrıca güvenlik nedeniyle(!) 1D'nin evinde kalışımız; evin her metre karesinde bir insanın oluşu, ses çıkartmadan sevimli hayalet Casper gibi dolaşmama neden oluyordu. Böyle böyle parmak uçlarımda terasa çıkan merdivenleri tırmandım. Birde ses çıkartmasın diye terliklerimi elime almıştım. Daha terasın kapısını açar açmaz derin bir nefes verdim. Ortalıkta ajan gibi dolaşmak beni çok kasmıştı.
Elimde terliklerim, terasın çıplak zemininde ayaklarımı sürüye sürüye balkon salıncağına doğru yürümeye başladım. Sanırım Londra'nın manzarası bana yarayabilirdi.
Salıncağın yanına geldiğimde tam oturmak için kendimi hazırlamıştım ki ayağım bir şeye takıldı ve salıncağa doğru düştüm. Aslında sırtımın, salıncağın sert oturağına çarpmasını bekliyordum ama aksine oldukça yumuşak bir yere düşmüştüm. Gözlerimi açıp nerede olduğuma baktım ve bilin bakalım neyle karşılaştım. Ela iki gözle!
İlk baş ne olduğunu anlamadan koca bir çığlık attım. O an öyle çok korkmuştum ki terliklerimi elimden fırlatmıştım. Bir teki bir köşeye, öteki teki öteki köşeye gitmişti. Sesim Londra'nın ılık havasına dalga dalga yayılırken bir el ağzımı kapadı. Gözlerimi kapatıp sesimin elinden geçmesi için daha fazla bağırmaya çalışırken "Susar mısın?" diye sordu. Zaten onunla eş zamanlı olarak kendimi sıkmama bağlı bir baş ağrısı girmişti başıma. Bağırmayı kesip yüzüne baktım. "Zayn?" dedim boğuk çıkan sesimle. "Bağırmayacaksan elimi çekiyorum" dedi. Kafamı salladım. O elini çektiğinde bir süre sadece birbirimize baktık. Sonra ben Zayn'in kucağında olduğumu yeni fark ettim ve aşağı inmek için hareketlendim. Ama yine sakarlığım tuttu ve kalkamadım. Aksine daha kötü düşüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5Kız 5 Oğlan
FanfictionBiz bunların hiçbirini hayal etmemiştik. Tek düşündüğümüz yarışmayı kazanıp ünlü olmaktı. Belki de sevilmek istiyorduk hayranlarımız tarafından. Ama düşündüğümüzden de fazlası çıktı karşımıza. Hem iyi hemde kötü olarak... Karşımıza aşk çıktı, ama ol...