Evet , o adam karşımda ve bana elini uzatıyordu. Bir an ne yapacağımı bilemedim ama bana uzatılan eli sıkmam gerektiği geldi aklıma düşünmeyi bırakıp adamın elini sıktım.
Benim gözlerimin içine bakıyordu. Bende inat edip onun gözünün içine bakıyordum. Hala bakmaya devam edince bende ne bakıyorsun manasında kafamı salladım. Kafasını yere çevirip güldü. Sonra elimi bırakıp babamın gösterdiği yere oturdu.
Mutfağa, Ayfer'in yanına gittim. Sofraya tabakları yerleştirmiş yemekleri götürmeye başlamıltı. Bende yardım etmeye başladım. Yemekler gerçekten çok güzel görünüyordu onları yemek için sabırsızlanıyorum.
El birliğiyle sofra hazırlandığında babam misafir ile birlikte sofraya oturdu. Herkesin sofraya geldiğine emin olunca bende yerime oturdum. Yemeğe başlamak için babamı bekliyorduk. Ben dayanamadım attım ağzıma bir parça ekmek. Annem cimcikledi, canım acıdığından yerimde kıvranmaya başladım. Baran abim bana bakıpsessizce gülüyordu. Canımın acısına sinirim de eklebdi onun sayesinde. Kimsenin bana bakmadığından emin olunca sesizce dudaklarımı oynatarak "Ne var, ne gülüyorsun?" dedim.
Anlamış olucak ki bana bakıp "İyi oldu." dedi. Benden bile sessiz konuşsa da birimin dikkatini çekmiştik. Üzerimide hissettiğim bir çift kara göze döndüm. Bize şaşkınca bakan misafirile göz göze gelince gülümsedim...
Yemek bittikten sonra kalkıp oturma odasına geçtiler. Ben , Ayfer, Helin yengem ve Sare sofrayı toparlayıo mutfağa geçtik.
Ayfer kahve yapıyordu. Sare suları, ben fincanları hazırlıyordum . Helin yengem Aşir'le uğraşıyordu. Kahveler hazır olunca ben ve Aşir hariç herkes oturma odasına gitti.
Aşir'i uyutmaya çalışıyordum. En sonunda uyuyunca. Kalkıp oturma odasına gittim.
Renas'tan
Bozan Ağa'nın evi gerçekten çok güzeldi. Geldiğimden beri etraftan gözlerimi alamıyordum. "Bir tek ev mi güzeldi gerçekten ?" bu soruyu sordum kendi kendime. Aslında sadec ev değil, içindeki kadın da güzeldi. Ne kendime yalan söyleyebilirdim ne de onun hakkını yiyebilirdim. O çok güzeldi...
Aslında doğruyu söylemek gerekirse bugün burada olmamın sebebi o kadındı. Onu görmek istediğim için buradaydım. Şirket tamamen bahaneydi. Bunları söylediğime inanamıyorum. Ne ara bu kadar işleri umursamaz hale gelmiştim. Hayatım boyunca sadece şirketi, aşireti düşünmüştüm.
Bu kadın, Arjin, bana ne yapmıştı? Daha önce bir çok kadın görüp, tanışmıştım. Ama kimseden bu kadar etkilenmemiştim. Kimseyi bu kadar istememiştim...
Kahveleri içerken kapı açıldı. İçeriye giren Arjin di. Onu istemekte bir kez daha haklı olduğumu düşündüm...
Yazardan
Oturma odasında oturmuş hep birlikte kahve içip sohbet ediyorlardı. Sesiz bir şekilde Arjin'e bakan misafirin dikkatini dağıtan Baran olmuştu;
-Uzun yıllardır görmedim seni Renas Ağa. Şimdiye kadar neredeydin?
-İstanbul'daydım. Şirketle ilgileniyordum.
-Peki, neden evlenmedin? Senin gibi bir ağa ile evlenmeyi kim istemezdi ki?
Bu konu Arjin'nin de dikkatini çekmiş olucak ki dönüp baktı. Renas'ın ağzından çıkacak olan kelimeleri duymayı çok istiyordu.
Bu sorulan soru Renas Ağayı gülümsetti.
- Doğru kişiyi bulamadım.
Arjin dönüp ;
-Aradınız mı peki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜĞÜN GÜNÜ
Ngẫu nhiênBen Arjin , BOZDAĞ aşiretinden Bozan Ağa'nın tek kızıyım. Daha evlendirilmedim isteyenim çoktu ama verenim yoktu. Babam hep, sevdiğim biriyle , bana yakışır biriyle evleneceğimi söylerdi. Çok sevdiğim bir ailem vardı. Bana değer veren , beni seven...