Satır arası yorumları ve oy vermeyi unutmayın...
Kilere henüz girmişti ki cebinde çalan telefonun titrediğini hissetti. Hızla telefonu eline aldığında ekranda sevdiği adamın ismini gördü.
''Karaca! Karaca dışarı çık!''
Adamın sesindeki sinir kendini bariz bir şekilde belli ederken Karaca ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
''Barış? Ne oldu-''
''Çık o evden! Karaca çabuk çık o evden!''
''Barış! Barış cevap ver!''
Karaca adamın sesini duymayı beklerken duyduğu tek şey kapanan telefonun sesiydi. Koşar adımlarla bahçeye çıktığında biraz ileride arabasının yanında duran adamı gördü. Evi kontrol ederek hızla bahçeden çıktığında Barış kendisine doğru gelen kadını gördü. Yaşadığı korkuyla koşarak kıza doğru ilerlerken aynı korkuyu taşıyan Karaca da adama doğru koşmaya başladı.
İkili birkaç saniye içinde kavuşmuştu birbirine. Barış kollarını sıkıca kızın beline dolayarak burnunu saçları arasına gömdüğü sırada rahatlamış gibi derin bir nefes verdi. Henüz neler olduğunu çözemeyen Karaca adamın saçlarını okşayarak sakinleşmesini sağlamaya çalışıyordu.
Kızın saçlarından öpen Barış kafasını kaldırdığı an evin büyük balkonundan kendisine bakan adamı gördü. Yüzündeki iğrenç gülümsemeyi uzak da olsa gören Barış telaşla çıktı kızın kollarının arasından. Karaca ne olduğunu anlayamadan Barış belindeki silahı çıkartıp Koçovalı evine doğru yürümeye başladığı sırada fark etti Karaca camda duran adamı.
Bir an bile düşünmeden adamın peşinden koşarak önünü kesti.
Barış sanki kızı hiç duymuyormuş gibiydi. Bakışlarını bir an olsun çekmemişti camın önündeki adamdan.
''Barış! Barış bana bak! Barış duy beni bana bak!'' diyerek adama engel olmaya çalışsa da nafileydi. Barış kızı duymuyordu. İçerideki adama öfkesi öyle büyüktü ki evi yaksa bile rahatlamayacaktı.
Bir şekilde kızın kolları arasından kurtulup birkaç adım attı. Ancak daha fazla ilerlemeye fırsat bulamamıştı. Karaca son gücünü kullanarak adamı kolundan tutup kendisine çevirmiş, girdiği transtan çıkması için buluşturmuştu dudaklarını.
Adam bir an nerede olduklarının farkında değilmiş gibi baktı kendisini öpen kıza. Karaca'sı kollarındaydı, güvendeydi, zarar görmemişti...
Karaca adamın hareket etmediğini fark ederek ayırdı dudaklarını. Karşısında kendisine dolu gözlerle bakan adama çevirdi bakışlarını. Barış'ın ensesinde birleştirdiği ellerini geri çektiği sırada beklemediği bir şey oldu.
Barış kızı belinden tutarak kendisine doğru çekti ve birleştirdi dudaklarını. Ancak bu Karaca'nın yaptığı gibi durumu kurtarmak için yapılan bir öpüşme değildi, çok daha farklıydı.
Adamın yaşadığı bütün duyguların kendisine geçtiğini hissediyordu Karaca. Sakinleştirmek için bir şeyler yapmak istiyordu ancak adamın belinde ve saçlarında gezinen elleri kıza pek yardımcı olmuyordu. Yaşadıkları adrenalinden mi yoksa Barış'ın her dokunuşları yüzünden mi bilmiyordu ama yanıyordu Karaca'nın bedeni.
İkisi de afallamış gibiydi dudakları ayrıldığı sırada. Barış alnını usulca kızın alnına yasladığında derin bir nefes aldı ikisi de.