Bölüm 5/ Merak

336 31 16
                                    

Bölüm sonuna ufak bir not ekledim. Okursanız sevinirim.

Oturduğu yere biraz daha yayıldı Barış. Elindeki içki bardağını yanında duran masaya bıraktığında bakışlarını yeniden önünde duran ringe çevirdi. Geldiğinden beri bu izlediği kaçıncı maçtı bilmiyordu. Bu saçma dövüşleri de izlemeye gelmemişti zaten. Karaca için buradaydı, iyi olduğundan emin olmak için... Ya da en azından böyle diyerek kandırıyordu kendini.

Sevgisiz, soğuk bir yetiştirme yurdunda büyümüştü adam. Aile sıcaklığını bilmiyordu. Bu işlere girmesine neden olan üvey ailesinden de öğrenememişti bunu. Ancak nasıl olduğunu bilmediği bir şekilde kendisini Karaca'nın yanında güvende hissediyordu. Huzurluydu kızın yanında, özgürdü.

Ceketinin kolunu biraz sıyırarak saatini kontrol ettiğinde gün doğumuna birkaç saat kaldığını gördü. Yarın katılacağı toplantılar, yapacağı işler aklına geldiğinde kızın gelmeyeceğini kabullenerek kalktı ayağa. Üzerini düzeltme gereği duymadan mekandan hızla çıktığında adamlarından biri arabasını almak için ayrıldı yanından.

Herkes içerideki maça daldığından kimse fark etmemişti bile çıktığını. İleriden gelen arabasının farını gördüğünde son bir kez baktı saate. Kafasını umutsuz bir şekilde sağa sola salladığında arabası tam önünde durdu.

''Beklerim demiştin...'' diyerek çıktı Karaca mekanın hemen önünde park halinde duran arabanın içinden.

Kavradığı kapı kolunu duyduğu sesle bırakan Barış hızla sesin geldiği yere döndü. Karaca kapısını kapatarak adama doğru yaklaştığında adam yaşadığı şokun etkisinden çıkarak ilerledi kıza doğru.

Bir önceki gün olduğu gibi yeniden karşı karşıya geldiklerinde bu kez ikisi de gülümsüyordu.

''Erken ayrılıyorsun?'' dedi Karaca hafif sorgulayan ses tonuyla. Adamın bu saate kadar bekleyeceğini bile düşünmüyordu.

''Gelmezsin sandım...''

''Gelmeyecektim ama bende bir emanetin vardı.''

Cümlesini bitiren Karaca karşısındaki adama bir adım daha yaklaştı. Elinde tuttuğu ceketi yavaşça adama uzattığında Barış kızın elindeki ceketi yeni fark etmişti.

''Bu-''

''O günden kalma'' diyerek kısaca kestirdi konuyu Karaca. ''Temizlettirdim merak etme''

''Bunun için geldin yani?'' dedi Barış hayal kırıklığı içinde ceketi eline alırken.

''Sana bir daha gelmeyeceğim demiştim. Neyse tekrar teşekkür ederim, iyi geceler.''

Kızın cevap beklemeden arkasına dönmesiyle Barış'ın cümleleri yarıda kalmıştı. Giden kızın arkasından elinde ceketiyle bakarken birden yanında duran adama döndü. Ceketi adamının eline tutuşturduğunda koşarak kızın arkasından ilerledi.

''Karaca!'' diye bağırdı arabaya binmek üzere olan kızın arkasından.

Kız sanki adamın kendisine seslenmesini bekliyormuşçasına özgüvenle arkasına döndüğünde Barış hızlı adımlarla kapattı aralarındaki mesafeyi.

''Yarın'' dedi Barış kendinden emin çıkmasını umduğu ses tonuyla. ''Kahve içelim mi?''

''Kahve mi?'' dedi Karaca. Sesindeki şaşkınlık kendini fazlasıyla belli ediyordu.

''Bilmiyorum-''

''Silahlar, kurşunlar, birbirini döven adamlar, tekinsiz mekanlar olmadan bir kahve içeceğiz sadece.''

BerzahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin