Bölüm 6/ Teşekkür

246 26 7
                                    

Karaca üzerini son kez düzelterek yavaşça çıktı odasından. Babası ve amcaları çıkalı çok olmuştu. Çantasını omzuna alarak merdivenlerden ağır adımlarla aşağıya indiğinde mutfakta olan babaannesinin sesini duydu.

''Karaca? Çıkıyor musun?''

Kız hızlı adımlarla mutfağa yöneldiğinde annesinin nereye dediğini duymuştu. Ancak şuan bunu önemseyecek bir durumda değildi.

''Babaanne?'' diyerek mutfağa girdiğinde Sultan sandalyesinin üzerine bıraktığı şalı aldı eline. 

''Hadi çıkalım kızım.'' diye kızı kolundan tutarak dış kapıya doğru yönlendirdiğinde mutfaktaki herkes onları izliyordu. 

''Anne? Nereye gidiyorsunuz?'' 

Sorusunu bu kez sesli bir şekilde dile getiren Ayşe'ye döndü kapının önündeki iki kadın. Olayları henüz kavrayamamış olan Karaca cevap vermesi için babaannesine dönerken Sultan kendinden emin bir tavırla mutfak kapısının önünde kendisine bakan kalabalığa döndü. 

''Size hesap mı vereceğim?'' diyerek sesini yükseltti Sultan. Evdeki otoritesini kullanmazsa karşısında duran kadınların Karaca'nın evden çıktığını kocalarına yetiştireceğini biliyordu.

''Karaca'yla bir işimiz vardı bugün. Benim işim çıktığı için Karaca tek başına halledecek.'' 

''Biz halletseydik anne. Karaca yaralı yorulmasaydı...'' 

Damla yengesinin cümlesiyle gülümsedi Karaca. Bazen hatta çoğu zaman kadının kendisini annesinden çok umursadığını düşünüyordu. 

''Yok halleder o hem biraz gezmiş olur. Günlerdir kapandı eve...'' diyerek yanında duran torununun saçlarını okşadı Sultan. 

Kızı sırtından destekleyerek kapıdan çıkardığında ev halkı yeniden mutfağa dönmüştü. Babaanne torun sessiz bir şekilde bahçe kapısına kadar yürüdüler birlikte. Normalde Karaca'nın dışarı çıkması büyük olay olurdu ancak kızın yanında Sultan'ın olması ona büyük bir avantaj sağlıyordu. 

''Nerede arkadaşın?'' dedi Sultan sokakta biraz ilerlerken. 

Kız bilmiyorum dercesine omuz silkerken Sultan evlerinin biraz arkasında ağaçların arasına gizlenmiş olan siyah arabayı gördü. Torununu yeniden sırtından destekleyerek gördüğü arabaya doğru ilerlemeye başladı. 

Bu sırada arabada oturmaktan sıkılan Barış arabanın kapısını açarak çıktı dışarı. Takım elbisesinin paçalarını düzelterek doğrulduğunda kendisine doğru gelen Karaca'yı gördü. Hafif esen rüzgarı hissettiğinde bir an için kızın neden bu kadar ince giyindiğini düşünmüştü. 

Birkaç adım atarak kıza yaklaştığı sırada ancak fark edebildi kızın yanında yürüyen kadını. Sultan Koçovalı buymuş demek diye düşündü Barış kadını görür görmez. 

Kadınlar gittikçe kendisine daha çok yaklaşırken Barış nihayet olduğu yerden ayrılarak kendisine doğru gelen kadınlara yürüdü. Sultan'a saygısından ellerini önünde birleştirdiğinde Sultan'ın yüzünde minik bir gülümseme gördüğüne yemin edebilirdi.

''Sultan hanım?'' dedi Barış karşısında duran kadına doğru elini uzatırken. 

Sultan ilk başta tereddüt etse de gergin geçen birkaç saniyenin ardından uzattı elini karşısındaki adama. Barış kadının elini nazikçe öpüp alnına koyduğunda Sultan gülümseyerek çekti elini. 

''Kızımızı kurtarmışsın, Allah razı olsun...'' dedi Sultan lafı uzatmak istemeyerek.

''Estağfurullah Sultan hanım...''

BerzahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin